Ahmet İnsel’in gündeminde Kazakistan’da gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimleri, İran’daki halk devrimiyle ilgili son gelişmeler ve Kosova-Sırbistan arasında tırmanan gerilim vardı.
Ufuk Turu’nun ilk gündemi Kazakistan’daki Cumhurbaşkanlığı seçimleriydi. Cumhurbaşkanı Kassym-Jomart Tokayev oldu. Ahmet İnsel, Tokayev’in Kazakistan’daki hayat pahalılığıyla ilgili gerçekleştirilen protestoları bastıran bir cumhurbaşkanı olduğunu belirtti. Buna karşın, Tokayev oyların yüzde 80’inden fazlasını alarak cumhurbaşkanı seçildi.
İnsel, seçimlerin adil koşullarda gerçekleşmediğini not etti. 5 muhalif adayın bilinmeyen isimler olduğunu ve çoğu güçlü muhalif adayın da seçime girmesine izin dahi verilmediğini ekledi. Kazakistan’da 7 muhalif isim seçim sürecinde tutuklanmış, tutuklanma nedenleri ise darbeye teşebbüs ettikleri iddiasıymış.
Tokayev, daha önceki Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in devreye soktuğu birden çok seçilme yasasını da yürürlükten kaldırmış ve cumhurbaşkanı seçilebilme sayısını 1’de sabitlemiş. Kazakistan’da anayasa özelinde böyle bir değişikliğe gidilmiş. Bununla birlikte, bu değişiklikle cumhurbaşkanının görev süresi ise uzatılmış.
İnsel, Rusların bir kısmının Kazakistan’ın Batı’yla yakınlaşmasını sağlayacak politikaları uygulamaya soktuğunu düşündüklerini sözlerine ekliyor. Ama Kazakistan’ın Çin’le yakınlaşmak için uğraştığını düşünenler de varmış. Ukrayna Savaşı ise birçok çevre ülke gibi Kazakistan’ı da rahatsız etmiş. Bu anlamda Kazakistan, çok yönlü bir denge politikasını ilerleyen günlerde izleyeceğe benziyor. Hem Batı’yla ve Çin’le ilişki kuran hem de Rusya’yla ilişkilerini koparmayan bir ülke hâline gelmek, İnsel’in analizine göre, Kazakistan’ın dış politika özelindeki hedefi olacak gibi gözüküyor.
İran’da sular durulmuyor
İnsel’in ikinci gündemi ise İran’dı. İran’da protestoculara yönelik ağır ve vahşi bir baskı varmış. Protestolar devlet eliyle bastırılıyormuş. İran İnsan Hakları Örgütüne göre, 300’den fazla kişi ölmüş ve bunların bir kısmı da çocuk.
İranlı futbol oyuncularının İran-İngiltere maçında İran millî marşını söylemeyi reddetmesi de İnsel’in notları arasındaydı. İnsel, millî marşı söylemeyi reddeden futbolcuların İran’a döndüklerinde nasıl bir yaptırım ya da tutumla karşılaşacaklarının bilinmediğini belirtiyor.
İran’da protesto eylemlerinin yoğun olduğunu ama bu protestolara yönelik baskıların da yoğunlaştığını ve ülkenin bir iç savaş havasında olduğunu belirtiyor İnsel. Ama ne olursa olsun İran’ın birçok şehrinde gösteriler devam ediyormuş. Özdaş Özbay ise şu bilgiyi aktardı: İran rejimin söylemlerine karşı protestocular, rejim için “Siz bizim IŞİD'imizsiniz” ifadesini uygun bulmuşlar.
İran’daki hareketlerin üçüncü dalgasına girildiğini söyleyen analizciler de var. İnsel, grevlerin ve çarşı kapatmaların başladığını ekledi. Ülkedeki ekonomik döngüyü zedeleyen eylemler böylece başlamış oluyor. Bu, rejimi sarsma ihtimalini de beraberinde getiren bir eylem şekli. Ömer Madra, İran’da 1979’da gerçekleşen devrimi mümkün kılanın da çarşıdaki kapatmalar olduğuna dikkat çekti.
İnsel ise İran’daki rejimin daha da baskıcı olma ihtimalinin her daim bulunduğunu söylüyor. Hatta rejimin iyice militaristleşebileceğini belirtiyor. Mollalar rejiminin elindeki iktidarın muhalif grupların bir ya da birkaçı tarafından hukukî olarak üstlenilebileceğini de ekliyor. İnsel’e göre, İran’daki muhalefetin hem gücünü hem de zaafını tanımlayan şey, belirli bir temsilciye sahip olmaması.
Kosova-Sırbistan gerilimi tırmanışta
İnsel’in üçüncü gündemi Kosova-Sırbistan arasında tırmanan gerginlikti. Kosova-Sırbistan gerginliği de hızla yükseliyormuş. Kosova ve Sırbistan liderleri Brüksel’de bir araya gelmiş. Kosava şöyle bir karar almış: Kosava’nın Sırpların çoğunlukta olduğu Kuzey Batı bölgesindeki arabaların Sırp plakası taşıması durumunda para cezası uygulanacakmış. Fakat bölgedeki Sırplar bu uygulamaya şiddetle karşı çıkınca, uygulama yürürlüğe girmeden iptal edilmiş.
Kosova-Sırbistan gerginliklerinin çok boyutlu olduğunu belirtiyor İnsel. Kosova-Sırbistan birçok kaçakçılık (insan, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı) şebekesine ev sahipliği yapıyormuş. Ve bu şebekelerle ilgili davalar ise uluslararası mahkemelere taşınabilir nitelikteymiş.
Kürt ile Türk düşman olmayacak!
İnsel’in son gündemi ise Türkiye’ydi. Türkiye’nin Kuzey Irak ve Suriye’deki Kürt gruplara karşı gerçekleştirdiği saldırılara eleştiriler geldiğini belirtti İnsel. Kaynak olarak ise Selahattin Demirtaş’ın T24’te yayımlanmış bir metnini gösterdi. Demirtaş, İstiklal Caddesi’ndeki patlamanın politik içerimleriyle ilgili yorumlar yapmış. Bu patlamanın Kürtlerle ilişkilendirileceğini ve bunun Kürtlerle savaş çıkarmak için bir bahane olarak kullanılabileceğini söylemiş. Kürt’ün Türk’e, Türk’ün de Kürt’e düşman edilmesinin amaçlandığını söyleyen Demirtaş, “Savaşa hayır” demiş. Bu söyleme katılan birçok çevre örgütü de mevcut.