"Her yerde demokrasinin tehlike altında olduğunu görüyoruz"

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Ufuk Turu’nda Ahmet İnsel gündeminde, 2023 senesinde yaşanan politik kırılmalar ve gündemdeki ABD ve Çin seçimleri vardı.

""

Ufuk Turu’nda Ahmet İnsel gündeme geçtiğimiz yılın gidişatıyla ilgili genel bir giriş yaparak başladı, “II. Dünya Savaşı’ndan sonra oluşan Soğuk Savaş ve 1990 sonrasında savaşın bitmesiyle düzensizleşen uluslararası ilişkiler düzeninin tamamen dağılmasıyla her bölgenin artık parçalara bölündüğü ve artık süreklilik arz eden savaşlarla dalgalandığı bir yıl olarak tanımlayabiliriz 2023’ü. Diğer taraftan iklim krizi çerçevesinde son COP zirvesinin bir fiyasko ile sonuçlandığını da söyleyebiliriz. Zaten zirvenin petrol üreticisi olan ülkede yapılması zirveyi baltalamanın temeli olarak ele alınabilir. Büyük bir göç dalgasının giderek yaygınlaştığı Afrika ülkelerinden, Orta Doğu’dan ve Afganistan’dan, Avrupa’ya doğru bir göç dalgasının sürekli devam etmesi, göç alan ülkelerde, solun baskılanması ile göçmen karşıtı aşırı sağ dalganın giderek ön plana çıktığını görebiliyoruz. ABD seçim sonuçlarının dünyanın gidişatını etkileyecek sonuçlar doğurması mümkün. Donald Trump’ın seçilmesi ihtimalinin hala yüksek bir ihtimal olmasını dikkate alırsak, her yerde demokrasinin tehlike altında olduğunu görüyoruz,.” Savaşlara da değinen İnsel, “Bütün bunlarla devam eden iki savaş var. Biri Avrupa’nın göbeğinde; Rusya’nın saldırısının ikinci yılına girecek. Ukrayna ilk kez Rusya sınırı içerisinde Belgrad bölgesinde 20’den fazla sivilin ölmesine yol açtı. Rusya buna karşılık çok ağır bir saldırı gerçekleştirdi. Önümüzdeki dönemde savaşın zayiatlarının artması anlamına geliyor. Bir ateşkes gündemde gözükmüyor. Gazze’de ağır bir yok etme saldırısı da halen devam ediyor,” şeklinde konuştu.

Ahmet İnsel, yeni yıl dileklerini dile getiren başkanlara ilişkin, “Dikkatimi çeken bir gelişme oldu. Putin’in ve Zelenski’nin savaş tabirini kullanarak savaştan, mücadeleden bahsetmelerini doğal karşılayabiliriz. Kuzey Kore Başkanının Güney Kore’ye nükleer füze tehdidinde bulunması artık sıradanlaştı. Bunlara ilaveten Çin Komünist Başkanı Genel Sekreteri’nin ‘Tayvan’ın ana vatanla birleşmesi tarihi ihtiyaçtır. Tayvan Boğazı’nın iki yakasındaki yurttaşlar ulusun birleşmesinin zaferini yaşamalıdır’ dedi. İki hafta sonra seçimler var. Bu seçimler Çin ve Tayvan arasındaki ilişkileri yakın dönemdeki gidişatını belirleyecek seçimler olabilir. Tayvan, Çin’in ilhak amaçlı saldırısıyla karşılaşabilir. Tayvan’ın arkasında ABD’nin durması nedeniyle bölgesel bir çatışmadan küresel bir çatışmaya da dönebilir,” yorumunda bulundu. 

Ahmet İnsel, yılın son günlerindeki gelişmelere dair, “29 Aralık’ta Güney Afrika’nın İsrail’i ‘Soykırım Suçunu Önlenmesi ve Cezalandırılması’na dair sözleşmeyi feshettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı’na şikayet etti. Güney Afrika, İsrail’i, Gazze’deki Filistinlileri soykırıma tabii tutan bir operasyon yürüttüklerini beyan ederken, İsrail devleti ise bu iddiayı iğrenerek reddettiklerini bildirdi. Sözleşmeye göre taraf ülkelerin soykırımı engelleme yükümlülüğü de var. Bununla ilgili olarak ABD’de ilginç bir gelişme var. ABD’de soykırım konusunda önde gelen otoriteler, Kaliforniya’da bir mahkemeye verilen şikayet dilekçesinde Joe Biden ve ABD yönetiminin bu yükümlülüğü yerine getirmemekle suçladılar, İsrail’e silah sevkiyatını devam ettirerek soykırımı destekledikleri suçlamasında bulundular,” açıklamasında bulundu.