19 Mayıs özel programı: Genç iklim aktivistlerinden sahibine mesajlar

-
Aa
+
a
a
a

Sahibine Şarkılar programının 19 Mayıs tarihli nüshasında Banu Kanıbelli, programı genç iklim aktivisti Atlas Sarrafoğlu’na devretti.

Ben Atlas Sarrafoğlu, 14 yaşındayım. 11 yaşımdan bu yana iklim aktivistiyim. İklim krizinin insanlık tarihindeki en büyük yüz karası olduğunu düşünüyorum. Çünkü kendi elimizle üstelik sadece kendi ırkımızı da değil, birçok türü de yok ettiğimiz antroposen çağındayız. Bunu değiştirebileceğimize inanıyorum. 

Atatürk’ün söylediği sonsuza kadar yolumuzu aydınlatacak birbirinden değerli sözleri var ancak birinde şöyle söylüyor; "Gençliği yetiştiriniz. Onlara bilim ve kültürün olumlu fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Özgür fikirler uygulamaya geçtiği zaman, Türk milleti yükselecektir."

Biz de 102 yıl önce bize bu bayramı hediye eden Mustafa Kemal Atatürk’ün de hep üzerinde durduğu bilimin yolunda iklim aktivistleri olarak geleceğimiz ve şimdimiz için herkesi iklim aktivisti olmaya davet ediyoruz. Bu yüzden hem küreselden hem de Türkiye’den iklim aktivisti arkadaşlarımla birlikte bu programı sunmak istedim. Bugün Meksika’dan Santiago Flores, Brezilya’dan Valentina Ruas, Namibia’dan Ina-Maria Shikongo, İngiltere’den Elijah McKenzie-Jackson ve Türkiye’den Ela Birdal ve Dila Kaya’nın mesajlarını sizlere ileteceğim. Ayrıca mesajlarıyla birlikte kendi seçtikleri şarkılardan da dinleyeceğiz. 

Ina-Maria Shikongo:

“Türkiye'deki sevgili arkadaşlarım, özellikle gençler. Sen bu gezegenin geleceğisin. Neyin yanlış olduğunu biliyorsun. Ve ne yapılması gerektiğini biliyorsun.

Geçiş gerçekleşmeli.

Bunu nasıl gerçekleştiririz? Sesimizi nasıl duyuracağız?

Ama biz vatandaşlar olarak nasıl harekete geçeriz, eylem sadece sokağa çıkmak anlamına gelmez. Ama aynı zamanda ne satın aldığınız, nasıl satın aldığınız ve nerede yapıldığının bilincinde olmak anlamına da gelir.

Her şey birbirine bağlıdır.

Değişim bizimle başlar.

Ve liderlerimizin temiz havamızı, sularımızı, ormanlarımızı, bataklıklarımızı korumanın önemini fark etmelerini sağlamak için verdiğimiz mücadelenin somut örneği bu olmalıdır.

Açgözlülük bu gezegeni öldürüyor.

Dünya çapında kardeşlerimizle birlikte durmalı ve savaşmalıyız.

Liderlerimizin geleceğin bizim olduğunu anlamasını sağlamalıyız ve doğayla ve diğer tüm canlılarla barış içinde olmayı seçmeliyiz,

Tatmin olana kadar mücadelemiz asla durmayacaktır.

Teşekkür ederim.

Ve Atlas, bana güzel bir caz şarkısı çalar mısın lütfen?

Türkiye'deki kardeşlerimle paylaşmak isterim. Teşekkür ederim.”

 

Ela Naz Birdal:

“Herkese merhaba, ben Ela Naz Birdal. 15 yaşındayım, bir Youth for Climate Türkiye iklim aktivistiyim.  İklim kriziyle olan mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bunu da biz gençler birlik olarak başaracağız. Gezegenimizin geleceği için gençler olarak harekete getik. Artık boş ve gereksiz vaatleri geride bırakalım. Biz gençler iklim krizinin eylemsizliğinin sonuçlarını şimdiden görüyoruz ve geleceğimiz için endişeleniyoruz. Sesimizin duyulmasını, taleplerimizin yerine getirilmesini talep ediyoruz. Youth for Climate Türkiye olarak bu sene gençliğin iklim krizinde oynadığı rolü ortaya koymak ve iklim krizine dikkat çekmek üzere, 19 Mayıs Gençlik Bayramı’nda Türk gençliğinin gücünü göstermek adına, “Gençlik ve İklim Krizi / Dünyayı Gençlik mi Kurtaracak” etkinliğimize hepinizi bekliyoruz.”

Santiago Flores:

“İklim krizi artık inkâr edilemez. Karbon emisyonlarındaki artışa çok az katkıda bulunmalarına rağmen, çoğunlukla Küresel Güney'de olmak üzere en çok etkilenen topluluklar, büyük kirleticilerin ilgisizliğinden muzdarip olmak zorunda kaldılar.

Benim adım Santiago Flores ve iklim adaletsizliğine karşı konuşmaktan korkmayan 16 yaşında, Meksikalı bir iklim aktivistiyim. Mücadelem ve aktivizmim sekiz yıldan biraz daha kısa bir süre önce, tatilde ailemin bana hediye olarak bir yerküre vermesiyle başladı. Üzerinde Amerika Birleşik Devletleri, Rusya veya Çin gibi ulusların uçsuz bucaksız olduğunu fark etmeye başladım. Ancak Güney Pasifik Okyanusu'nun ortasında, Tuvalu'da, diğerlerinden izole edilmiş bir ulusa rastladığımda çok şaşırdım. Diğer ulusların aksine, sınırları bölgesel yüzeyde mevcut değildi. Çok geçmeden, yine aynı fenomen olan iklim değişikliği ile iç içe geçmiş tüm iç sorunlarını, insani ve çevre krizlerini barındırdığını fark ettim. Bir yıldan biraz daha kısa bir süre önce, Tuvalu'daki gibi vakalara karşı insanların kayıtsızlığına karşı  bilgilendirmeyi amaçlayan bir projeyi üstlenmeye karar verdim ve duyulmayanların sesini yükseltmek için "Saving Tuvalu” yani “Tuvalu'yu Kurtarmak" isimli küresel kampanyayı başlattım. Saving Tuvalu aynı misyonu paylaşan ve hedefi mevcut iklim fenomenini ortadan kaldırmak için Tuvalu topluluğuyla birlikte çalışmaya odaklanan uluslararası gençlerden oluşuyor. “Büyük değişimler için küçük eylemler” felsefesi ile başlayan “Saving Tuvalu”, iklim krizinin en çok tehdit ettiği bu ülkeyi yok olmaktan kurtarmayı ve her şeyden önce bireyler arasında farkındalık yaratmayı, böylece gezegenimiz üzerinde Tuvalu gibi daha fazla vakanın artık iklim krizi karşısında çaresiz kalmamasını amaçlamaktadır.” 

Valentina Ruas:

“Benim adım Valentina Ruas ve Brezilya'dan bir iklim adaleti aktivistiyim, ancak şu anda Portekiz'de yaşıyorum.  Fridays For Future hareketinde hem yerel hem de uluslararasında aktifim.

Eşitsizlik seviyelerinin son derece endişe verici olduğu bir ülkede büyüdüm ve iklim krizi konusuna maruz kaldığımda, birçok ailenin karşılaştığı sosyal eşitsizliklerin büyük bir kısmının, iklim krizine neden olan şeyle veya ondan kimin yararlandığıyla bağlantılı olduğunu fark ettim. Çevremdeki insanları etkileyen iklim krizinin tüm sonuçlarını analiz etmek için çok uzun zaman harcadım, ancak yaşadığımız acil durumla hiçbir zaman bağlantı kurmadım çünkü bunu yapacak bilgim yoktu. Milyonlarca insanın, azınlığın rahatı için acı çekmesi gerçeği çileden çıkarıcıydı ve hâlâ da öyle. Yani iklim değişikliği, artık kucağıma atılan bir grup gerçeğin ötesinde, insanların hayatlarının ve günlük mücadelelerinin doğası gereği bu krize bağlı olduğunu anlama meselesiydi, buna karşı hareket etmemek söz konusu değildi. Her gencin, biz gençlerin sürekli olarak dünya liderlerine yeni iklim politikalarından daha azını kabul etmediğimizi gösterdiğimizi, ancak yanıtlardan hala memnun olmadığımızı akılda tutmasını diliyorum. Eylemlerin ertelenebileceğini düşünmek için herhangi bir bahane göstermeye alışıklar. Gelecekte dünyayı kurtaracak bir nesil olduğumuzu düşünmelerini istemiyoruz. Şu anda, şimdi değişim talep ettiğimizi bilmelerini istiyoruz. Eğer harekete geçemiyorlarsa, bu sadece karşı karşıya olduğumuz krizle başa çıkma konusundaki ihmalkarlıklarını ve sorumsuzluklarını gösterir. Ve liderlerin kitlelerin sesinin ne kadar güçlü olduğunu bildiklerini ve kendileri için önemli olan tek bir şeyi, yani kar etmek olanı kaybetmekten korktuklarını, artık bunun geçerli olamayacağını söylüyorum. Harekete geçmek için baskıya devam etmeliyiz çünkü bazıları inkâr etmeyi seçerken, diğerleri önlenebilecek bir krizin sonuçlarından muzdaripler. Atlas, lütfen benim için The Moth & The Flame’den Young and Unafraid i çalabilir misin?”

Dila Kaya:

“Ben Dila Kaya, 13 yaşındayım. İstanbul’da yaşıyorum ve iklim aktivistiyim. Geleceğin daha yaşanabilir bir yer olması için üzerime düşeni yapıyorum. Yolculuğuma iklim krizi üzerine bir proje yaparak başladım ve bilimi dinleyip araştırmaya başlayınca artık iklim krizinin ne kadar ciddi bir durum olduğunu ve göz ardı edilmemesi gerektiğini fark ettim. Bu sayede yaşadığım yerde, iklim hareketlerine katıldım çünkü iklim krizi beni gerçekten çok etkiledi ve sessiz kalmanın doğru olacağını düşünmedim. Hemen harekete geçmem gerektiğini düşündüm. 

İklim krizini durdurmak aslında imkânsız değilmiş, bunu da fark ettim. Eğer herkes farkına varırsa ve üstüne düşeni yerine getirirse gelecek daha yaşanabilir olacak. Herkesin üstüne düşenler bireysel değişiklikler olabilir ama attığımız en küçük adım bile sayılacaktır. Bu yüzden bunu unutmamamız gerekir. Ama şu anda bireysel değişikliklerden daha fazlasına ihtiyaç var. Mesela karar alıcıların Paris İklim Anlaşması’nı onaylaması ve adaletli iklim politikaları elirlemesi gibi. Karbon politikalarına bir kısıtlama koymaları gibi. Karar alıcılarının şu anda sahip oldukları muazzam bir güç var ve biz onlara ulaşmaya çalışıyoruz. Onlardan beklediklerimiz çok fazla. Mesela onlardan bilimi dinlemelerini istiyoruz. İklim krizinin gerçeklerini görmelerini istiyoruz. Kirli enerjiye dayalı projelerine bir moratoryum getirmelerini istiyoruz. Ve onlara bunu anlattıktan sonra geri dönüş olarak tebrik edilmek istemiyoruz. Yani onların harekete geçmesini bekliyoruz. Ama iklim krizini durdurabileceğimize inanıyorum. Gençlik hareketlerinin yaptığı projeleri ve grevleri görünce umudumu kesmiyorum. Herkesin elinden gelenin en iyisini yapmasını bekliyorum. Teşekkürler. Şimdi Louis Armstrong’dan What a Wonderful World şarkısı sizlerle...”

Elijah Mckenzie-Jackson:

“Herkese merhaba, ben Londra'dan 17 yaşında İngiliz iklim aktivisti Elijah Mckenzie- Jackson. Bugün burada size sesleniyor olmaktan gerçekten çok mutlu ve heyecanlıyım, biraz iklim değişikliği ve cinsiyet hakkında konuşmak istiyorum. İklim değişikliğinin orantısız bir şekilde kadınları etkilediğini bildiğimiz gibi, bu da açıkça iklim adaleti için mücadelede erkeklerden daha fazla kadın olduğu anlamına geliyor. Bu birçok nedenden dolayı olabilir, bence nedenlerden biri birincil ve ikincil sosyalleşme, biri aile içinde, diğeri medyanın içinde olmak. Erkeklere duygusuz olmaları ve empati yanlarını kesmeleri öğretilirken, kadınlara iklim değişikliği hareketinde güçlü görülebilen şeylere bakmaları ve ilgi göstermeleri öğretilir, kadınlar iklim değişikliği hareketinin çoğunluğunu oluştururlar çünkü onlar bu kalıplara uyarlar. Kadınlara vahşi doğada hayvanlara bakmak ve korumacı ve anaç olmaları öğretilirken, erkekler de siyasi kararları vermeleri beklenirken, iklim değişikliğinin getirdiği duygusallıktan uzak, bağlamaktan korkan ve rahatsız olan erkeklerdir. İklim değişikliğinin gerçekleri çok çok duygusal. İnsanlar ölüyor, hayvanlar acı çekiyor ve ekosistemler çöküyor. Erkekler bu duygulara gerçekten bağlanacak kadar güçlü hissederlerse, iklim eyleminin önemli ölçüde daha büyük bir seviyede yapılandığını görebiliriz. Kadın İklim Liderleri, iklim hedefleri için daha büyük hırslara sahip. Yani iklim değişikliği feminist bir mesele, bu bir ırk meselesi ve iklim değişikliğiyle mücadele sınıfsal bir mesele, her türlü baskıyla mücadele etmemiz gerekiyor. Bu nedenle, en sevdiğim gruplardan biri olan Little Mix'i seçmek istiyorum. Erkeklere, yüzleşmekten uzak olmamıza rağmen, her gün kadın olmanın nasıl bir şey olduğu konusunda fikir vermek için "Women's World" adlı bir şarkı seçmek istiyorum. Sesime burada yer verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Şarkının tadını çıkarın.”

Programın sonuna geldik. Umarım mesajlarımız sizleri biraz olsun düşündürmüştür. Dünyanın farklı ülkelerinden bir araya geldik, küresel iklim hareketinde her geçen gün çoğalıyoruz. Amacımız iklim adaletinin sağlanması için gerekli kararların artık verilmesi için karar vericilere sesimizi duyurmak. Yapacağımız çok şey var ve gençlik bence kocaman bir umut demek. 

Sevgiyle, adaletle genç kalın!