Sosyal Müzik

Vamos para o Brazil! Geldi geliyor diye endişeyle beklediğimiz sıcak dalgası işte sonunda burada! Bu geceki yazlık Sosyal Müzik’te biraz ferahlamak için şu anda gayet serin günler yaşayan Brezilya’ya gidiyoruz.

Sonunda yaza girdik. Bu sıcaklarda artık daha hafif ve eğlenceli müziklere, yazlık parçalara dönme zamanı geldi. Yazlık serimizin ilk programı tam da böyle...

Bayramda neşeli müzikler çalmayı adet edindik. Bu hafta dinlerken keyif alacağınız, Türkiye başta olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinden caz, funk, afrobeat parçalar çalıyoruz. Bayramınız kutlu olsun.

Hep yeni çıkanlara odaklanıyoruz ya, aslında uzun zamandır tamamlanmayı ve program haline gelmeyi bekleyen onlarca eski listemiz var. Onlardan bazılarını rastgele seçip gün yüzüne çıkardık, bu gece…

Zihnimizdeki çekmecelere yığdığımız düşünceleri, işleri elden geçirme ve düzenleme için müzikten yardım aldığımız bir liste ile karşınızdayız bu gece. Avrupa, ağırlıklı olarak da kuzey cazının döngüsel, meditatif, zihin berraklaştırıcı örneklerini dinleyeceğiz.

20. Radyo Şenliği, Dinleyici Destek Projesi coşkusuna uygun parçalardan oluşan bir programla karşınızdayız bu gece. Çok yaşa Açık Radyo!

Zor bir dönem geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz. Bu süreçte korumamız gereken belki de en önemli olgulardan biri özgürlüklerimiz. Özgürlük ve özgür olmak üzerine düşünüp, bize bu hisleri veren müzikler seçtik bu hafta.

Şu birkaç hafta çok tuhaf geçti, geçiyor. İleride hatırlamak ister miyiz bugünleri, kaybettiğimiz zamanların peşine düşer miyiz, bilmiyoruz. Aynı zamanda iyileşme, iyi olma ihtiyacı da duyuyoruz. Bu geceki parçaları bu iki ruh hali ile seçtik.

55 dakikaya sığdıramayıp bir kenarda biriktirdiğimiz parçalardan bir seçki yaptık bu hafta. Pandemide evden yaptığımız kayıtlara kadar geri döndük. Cazın birbirinden değişik alanlarından karmakarışık, ama bir o kadar da keyifli bir program oldu.

"Bahar geldi de geçiyor neredeyse diyeceğiz" ama bir türlü havalar ısınmadı! Öte yandan bu telaşlı ve koşuşturmalı günlerde baharı ihmal etmeyelim, tadını çıkaralım istedik. Bu ruh haliyle seçtiğimiz parçalar çalacağız bu gece.

Bu hafta karışık duygular içindeyiz, bu yüzden de oldukça karışık bir program oldu. Sizinde duygularınızı karıştırmaya karar verdik! Her zamanki gibi harika albümlerden şahane parçalar çalıyoruz.

Bu gece program yapımcılarınız ayrı tellerden çalıyor. Birimiz heyecanlı ve hızlı parçalar çalıyor, diğerimiz sakin ve yavaş parçalarla cevap veriyor. İnişli çıkışlı bir program olacak...

Avrupa cazı için hem tarihi hem de güncel önemi olan bir ülke Fransa. Son yıllarda neler olmuş, ilginç neler var diye baktık ve Fransa'dan caz müzisyenlerine ayırdık bu geceki programı.

Caz ve rock'ın karışımı yani fusion özellikle 70'lerde pek yaygındı. Bu dönemde ve sonrasında caz fusion'ın en önemli enstrümanı tartışmasız bir biçimde elektrik gitar. Gitar ağırlıklı fusion'ın yeri kalbimizde bir ayrıdır o yüzden. Bu programda hem Jeff Beck'i anıyoruz, hem de gitar fusion'ın en ilginç örneklerinden çalıyoruz.

2 Mart’ta cazın en büyük doğaçlamacılarından birini yitirdik. Kariyeri adeta caz tarihi gibi okunabilecek bu büyük ismi anacağız bu gece. Hoşçakal Wayne Shorter…

Müziğin iyileştirici bir tarafı olduğunu düşünür bunu sık sık söyleriz. Kendimiz iyi olalın, sağlam durabilelim ki gerektiğinde başkalarının elinden tutabilelim. Felaketten sonra geçen günlerde hissetiklerimizin yansıdığı parçalar çalıyoruz bu gece.

Her yıl olduğu gibi 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününe denk gelen haftada cazın emekçi kadınlarına ayırdığımız geleneksel programımız var. Bu programda da ağırlıklı olarak enstrümantalist kadın caz müzisyenlerini çalıyoruz. Son yıllarda bir değişim başlasa bile caz dünyası da ataerkil temeller üzerine kurulu. Enstrüman çalan kadın müzisyenler genellikle geride bırakılıyor, hak ettikleri görünürlükte olmuyorlar. O yüzden Sosyal Müzik'te oldukça sık enstrümantalist kadın müzisyenlere yer veriyoruz...

Breakbeat, çoklu ve karmaşık ritimler günümüz cazında çok kullanılıyor. Bu unsuru içeren yenilikçi caz kayıtlarını sunuyoruz bugünkü programımızda. Programı 6 Şubat öncesi kaydetmiştik...

Deprem felaketinin etkisinden hâlâ kurtulamadık ama bir yas programı daha yapmak istemedik. O yüzden gelecek günlerin neleri getireceğini bilmediğimiz zamanlarda, bu yılın hemen başında kaydettiğimiz, bir programı yayınlayamaya karar verdik. Caz müziğinin temel enstrümanlarından biri olan bas ve bas çalan müzisyenleri irdelediğimiz bir program...

Latin cazı her ne kadar indirgemeci ve yüzeysel bir tanımsa da İspanyol, Batı Afrika ve Güney Amerika kültürlerinin pek de hoş olmayan tarihî gerekçelerle birbirine karışması, bunun da çok uzun zamandır folk müziğini ve nihayetinde modern dönemde popüler müzik ve hatta caz müziğini etkilemiş olduğu bir gerçek. Tarihteki tüm o olumsuzlukların bir noktada güzel bir şey üretilmesine aracı olduğunu söylersek çok mu bencilce olur? Bu gece, çoğunu ilk kez dinlediğimiz genç müzisyenlerden o en klasik “Latin-caz”ın biraz dışında, ama yine de ruhunda aynı ritmi ve sıcaklığı taşıyan parçalar seçtik.