Flanörün Seyir Defteri
Şu ana kadar yer aldıkları bütün yayın dönemleri;
Bu programda, bir yandan dünyadaki alternatif ve bağımsız müzisyenlere yer verirken, öte yandan da 'bilinçli bir aylak' sayılabilecek 'flanör'ün yaşam biçimini konuşacağız.
Flanörün Seyir Defteri
Bu programda, bir yandan dünyadaki alternatif ve bağımsız müzisyenlere yer verirken, öte yandan da 'bilinçli bir aylak' sayılabilecek 'flanör'ün yaşam biçimini konuşacağız.
1 Mayıs’ta programı Charlie Winston’la açmış, o ilk bölümü, sinyal müziğimizin de kahramanı bu şarkıcı ve şarkı yazarına ayırmıştık. 28 Eylül’de, Charlie Winston yeni bir albüm çıkartınca, programın bu son bölümünü de yine ona ve yeni albümüne ayırmaya karar verdik.
Bu haftaki programı, bundan önceki 25 haftaya retrospektif bir bakış olarak kurguladık. Bunca hafta neler çaldık, neler söyledik, kimlerle söyleştik, programa kimler katkıda bulundu, gibi bir özet yapmak istiyoruz. Bu özetin yanı sıra, tabii ki bu haftanın bir seçkisi, bir listesi de var.
Geçen hafta Merve İldeniz’le söyleşi yapmıştık, bu hafta da yazar Ozan Önen’le, Bozburun’daki “yazıhanesi”nde çok keyifli bir sohbet yaptık. Çalacağımız parçaları da özenle kendisi seçti Ozan Önen.
Bu hafta programımıza ilk kez bir konuk davet ediyoruz: 90’lı yıllarda Türkiye’nin en başarılı mankeni olan Merve İldeniz. Hem kendi müzik seçkisini sizlerle paylaşıyor, hem de mesleği bırakıp nasıl daha doğal ve keyifli bir hayata geçiş yaptığını dinliyoruz kendisinden.
Bu haftaki programımızın bir teması yok.1970’lerden günümüze kadar farklı tarihlerde piyasaya çıkmış parçaları, içimizden geldiği gibi bir araya getirdik. Programın başlığından da kolayca anlaşılacağı üzere, bunun devamı gelecek.
Bundan 13 hafta önce ilkini yayımladığımız bölümün ikincisini dinliyorsunuz bu hafta. Yine Türkiye’ye dokunan, yolu bir şekilde bu coğrafyadan geçen, Türkiye’ye yüzünü dönmüş, Türkiye’de konuşlanmış, bazen de yolu Türkiye’den geçen şarkıcı ve gruplar var bu hafta.
İlk bölümünü 11 hafta önce hazırlayıp sunduğumuz, “Rock ve pop müziğin babaları” başlıklı programın ikinci kısmı olarak kurguladık bu haftayı… Yine ağırlıklı olarak İngiltere’den gelen gruplar ve şarkıcılardan, 35 yıllık bir skalada, ölümsüz parçalar dinliyorsunuz.
Bu programı, 13 hafta önce hazırlayıp sunduğumuz, aynı temaya sahip programın ikinci bölümü olarak tasarladık. Parçaların büyük çoğunluğu akustik, en azından akustik bir anlayışla yapılmış. Enstrümanları daha doğal sesleriyle duyduğunuz, yumuşacık, ruhtan kopup gelmiş parçalar…
Bu haftaki programda, biraz yüzmediğimiz sulara da girmek istedik. Soul ve RnB, electropop, indie folk, indie pop, Afrobeat, trip hop ve deneysel müzik örnekleri dinletmek istediğimiz bu bölümü, programın alt başlığından kopya çekerek “Bağımsız sularda tesadüfi gezintiler” olarak adlandırdık.
Bu bölümü, Mayıs sonundaki 5. programımızdaki “Derin, serin ve rock” temasınının ikinci bölümü olarak planladık. Yine belli bir tavıra sahip elektrik gitarlar, yine alternatif ezgiler, bağımsız duruşa sahip şarkıcılar… Folk, rock, ya da bunları harmanlamış parçalar…
Bu programı, 1. ve 11. programlarda, konuşmaların arka planında kullandığımız müziklere ayırdık. Çoğunluğu enstrümantal olan bu parçalar, hayatın kendisine fon müziği oluşturabilir, günlük yaşamınızın arka planını renklendirebilirler.
3. programımızda, “Gözünüzü kapatın, gökkuşağı renginde bereler giymiş insanları, yüzündeki akşamüstü meltemini ve havadaki dişil enerjiyi hissedin,” demiştik. Bu hafta, o programın ikincisini gerçekleştiriyor, ayn temaya sahip listemizdeki parçaların devamını çalıyoruz.
Bu hafta, yol, yolcu ve yolculukla ilgili şarkılar çalıyoruz. Yolda olmanın anlamını, seyahate eşlik eden şarkılar aracılığıyla kavramaya çalışıyoruz. Bu kez program tam bir yolculuk formatında: arabaya binip, nereye gittiğini bilmeden yola düşen iki arkadaşın sohbetine ve dinledikleri müziğe kulak veriyoruz.
On hafta önce ilkini yayımladığımız, bağımsız, genç, enerjik, zamanı yakalayan pop şarkılarından oluşan programın ikincisini dinliyorsunuz bu kez.
“Flanörün Seyir Defteri: Yıldız tarihi 24071.8. Zor bir dönemi daha geride bıraktık. Gemimiz yeni bir galaksinin sınırına ulaştı. Yeni misyonumuz hakkında mürettebatı bilgilendirdik.” Flanörün Seyir Defteri’nin bu haftaki teması, dizi müzikleri. Uzay Yolu dizisinin jenerik müziğiyle açılan program, günümüzün popüler dizi müziklerine kadar uzanıyor.
Bu program, uğurlu sayısı 1, 3, 5 olanların değil, 007 olanların programı. Çelik kasa nasıl açılır, alarmlar aktive olmadan tavandan çelik iple nasıl sallanılır, bir sahnede silah görünüyorsa o silah mutlaka patlamak zorunda mıdır, gizli ajanlar neden çok sık sevgili değiştirir ve bunu gizlemezler, gibi soruların cevapları yine bu programda!
Bu haftaki programımızın teması bu. Daha az gevezelik, belki daha az bilgi, buna karşın; daha sakin, sükûnet içinde müzik, daha çok boşluk, daha fazla derinlik… Sükût ne demek? Susma, konuşmama, söz söylememe, sessizlik… Ya sükûnet? Durgunluk, dinginlik, hareketsizlik, huzur, rahatlık…
Bu hafta gerilere uzanıyoruz, rock ve pop müzik dünyasının en babaları arasından yaptığımız bir seçkiyi dinletiyoruz. Onlar olmasaydı, bugünkü müzik çok farklı olurdu, hiç kuşkusuz. 30 yıla yakın bir aralıkta, ağırlıklı olarak İngiltere kaynaklı grup ve şarkıcıların, en hit parçalarının yanı sıra, daha az dikkat çekmiş örneklerini de paylaşıyoruz.
Her açıdan kritik ve heyecanlı günler geçiriyoruz. İlk kez Türkiye’ye dokunan, yolu bir şekilde bu coğrafyadan geçen şarkıcı ve gruplardan müzik dinletiyoruz, programımız içinde. Türkiye’ye yüzünü dönmüş, Türkiye’de konuşlanmış, bazen de yolu Türkiye’den geçen müzisyenler var bu hafta… Bir ‘Türkçe müzik’ programı sayılmaz bu yüzden.
İşte yine 2. programımızdaki listeye geri döndük, anahtar kelimelerimiz yine benzer: çingeneler, sirk müziği, Balkanlar, akordiyonlar, ska ritmleri ve dans… Klezmer müziğinin olmazsa olmazları; kemanlar ve klarnetler… Bu hafta dinlediğiniz müzikle yerinizde duramadığınıza eminiz.