Yeni bir araştırma, geçen yıl İngiltere’de patates, Güney Kore’de lahana, Hindistan’da soğan ve Gana’da kakao fiyatlarındaki artışların, “2020 öncesindeki tüm tarihsel emsalleri aşan” artışlar olduğunu ortaya koydu. Bu tür fiyat artışları toplumun en yoksul kesimini etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda dünya çapında bir domino etkisi yaratıyor. Dünya kakao üretiminin %60’ının yapıldığı Gana ve Fildişi Sahili’nde 2023 sonu ve 2024 başında yaşanan kuraklığın ardından Şubat 2024’te eşi benzeri görülmemiş sıcaklıklar küresel fiyatlarda %300’lük bir artışa yol açtı. İngiltere Enerji ve İklim Enformasyon Birimi (ECIU), Avrupa Merkez Bankası (ECB), Gıda Vakfı, Barselona Supercomputing Center ve Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü’nden oluşan ekibin raporuna göre, temel gıda maddelerinin yüksek fiyatları, düşük gelirli hanelerin pahalı meyve ve sebzeleri alamaması nedeniyle halk sağlığını etkileyebilir. Çalışmada, 2022-2024 yılları arasında 18 ülkede fiyat artışlarının sıcaklık, kuraklık ve yoğun yağışla ilişkili olduğu örnekler incelendi. Gıda fiyatlarındaki artışların daha geniş bir ekonomik etkiye sahip olabileceğini; enflasyonu artırabileceğini ve örneğin faiz oranlarını düşürmeyi zorlaştırabileceğini ortaya koydu. Raporda ayrıca, “yüksek enflasyon oranlarının modern demokrasilerde seçim sonuçlarını doğrudan etkileyebileceği” belirtiliyor.
Merkez bankaları, para politikası yaklaşımlarını köklü bir şekilde değiştirmedikleri takdirde, iklim kaynaklı küresel iş gücü şokları karşısında hazırlıksız yakalanma riskiyle karşı karşıya kalacak. Bu uyarı, London School of Economics tarafından yeni yayımlanan bir rapordan geldi. Çalışma, küresel ısınmanın 1.5-2 dereceyle sınırlandığı nispeten iyimser senaryolarda bile, iklim değişikliğinin tarım ve inşaat gibi doğrudan sıcağa maruz kalan sektörlerde iş gücü verimliliğini düşüreceğini ortaya koydu. 182 ülkede 1.2 milyar kadar çalışanın iklim kaynaklı bozulmalara karşı savunmasız olduğuna dikkat çekilen raporda, London School of Economics bünyesinde faaliyet gösteren bir merkez olan Ekonomik Geçiş Uzmanlığı Merkezi (Centre for Economic Transition Expertise – CETEx), para otoritelerini doğal afetlerden yeşil dönüşümün sonuçlarına kadar çevresel risklere daha fazla dikkat etmeye çağırdı. CETEx kıdemli politika uzmanı ve raporun yazarı Joe Feyertag, “Çalışmamız, merkez bankalarının çevresel istihdam risklerini politika ve operasyonlarına entegre etmeye çalışması gerektiğini gösteriyor” uyarısında bulundu. Bu çalışmadan önce de, Avrupa Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankası, iklim değişikliğinin enflasyon, büyüme ve bankaların sağlığı üzerindeki olası etkilerinden kaynaklanan tehlikelere dikkat çekmişti. Ancak, birçok açıdan dünyanın en etkili merkez bankası olan ABD Merkez Bankası (Federal Reserve), bu yılın başlarında iklim odaklı bir ağdan çekilerek bu konulara ne kadar derinlemesine eğildiği konusunda soru işaretleri yarattı.
Çanakkale’nin Ezine ilçesinde faaliyet gösteren Derbentbaşı Şist Ocağındaki kapasite artırımı için verilen “ÇED Olumlu” kararına karşı hukuki süreç başladı. Kazdağı Koruma Derneği tarafından yapılan açıklamada, fabrikanın, üç adet yeraltı kuyusundan su çekerek bölgenin suyunu tükettiği belirtilirken, yıllardır yarattığı tozlarla ve baca gazları ile Ezine ovasını kirlettiği aktarıldı. Yanı sıra etrafındaki zeytinliklerin ve diğer ağaçlar kuruduğu ya da hastalandığı ifade edildi. Fabrikanın hammadde ihtiyacını karşılayan Bozalan Ocağı’nın 2006’dan bu yana “ÇED gerekli değildir” kararıyla çalışmaya devam ettiği vurgulanan açıklamada, ocak faaliyeti sonucu bölgedeki su kaynaklarının yön değiştirdiği, kirletildiği ve tarım arazilerinin çöle döndüğü söylendi. Bölgedeki çok sayıdaki taş, kil, kırmataş ve mermer ocağının Araplar Boğazı ve Karamenderes Irmağı gibi doğal sit alanlarını tehdit ettiği, Batak Ovası’nda ise yer altı sularının tükenmesi nedeniyle tarımsal üretimin durma noktasına geldiği bildirildi. Köylüler bu durum karşısında hem geçim kaynaklarını hem de sağlıklarını kaybettiklerini dile getiriyor. Fabrikanın yurtdışına ihracat yaptığı ve Avrupa’nın istemediği çimento sanayisini Türkiye’ye taşıdığı belirtilen açıklamada, “Avrupa kendi doğasını korurken, Türkiye doğasını, suyunu ve halkının sağlığını feda ediyor” denildi. Kazdağı Koruma Derneği açıklamasında, kapasite artışıyla daha fazla ekolojik tahribat yaşanmaması için verdikleri hukuki mücadelenin süreceğini belirtti.
Türetim Ekonomisi Derneği ve Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi (CESD) tarafından düzenlenen Next Economies Summit 2025, 12-14 Eylül 2025 tarihleri arasında, İstanbul Kadir Has Üniversitesi'nde gerçekleşecek. Küresel zirve, sürdürülebilir ve adil ekonomilere geçişi hızlandırmayı hedefleyen uluslararası ağları, kurumları, liderleri, politika yapıcıları, yatırımcıları ve girişimcileri bir araya getirecek. Next Economies Summit 2025 "Birleşmiş Gelecek Ekonomileri" temasıyla düzenlenerek küresel hareketleri ve örgütleri bir araya getirmeyi ve yenilikçi çözümler geliştirmeyi amaçlıyor. Next Economies Summit 2025, 18 uluslararası ve 33 ulusal kurumu, 20 ülkeden 68 konuşmacıyı bir araya getiriyor. Zirve, ekonomik dönüşüm için somut uzlaşma konularını tartışarak potansiyel işbirlikleri yaratmayı hedefliyor. Next Economies Summit 2025 hakkında güncel bilgilere ulaşmak ve etkinliğe kaydolmak için nexteconomies.net adresini ziyaret edebilirsiniz.