Dünya küresel ısınmanın etkisiyle şiddetli yağışlar, sellerle boğuşurken Türkiye’de sıcak hava Temmuz ayında etkisini göstermeye başladı.
Cumhuriyet’ten Eylül Aksoy’un haberine göre, dünya küresel ısınmanın etkisiyle şiddetli yağışlar, sellerle boğuşurken, Türkiye’de sıcak hava Temmuz ayında etkisini göstermeye başladı. Boğaziçi Üniversitesi İklim Politikaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, 2023’ün insanlığın yaşadığı en sıcak yıl olacağını belirterek, “Türkiye’de bu yıl çok büyük ihtimalle en yüksek sıcaklık rekorunu kıracağız. Şimdiye kadar 49,1 derece görmüştük. 50 derecenin üstünü çok rahat göreceğimizi düşünüyorum. Bu sene içerisinde yaklaşık 10-12 tane daha rekorlu gün yaşayacağımızı bekliyorum,” dedi. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş ise yaşanabilecek sıcaklık artışlarını Cumhuriyet’e değerlendirdi. Türkeş, Türkiye’nin Temmuz ayının ortasında daha sıcak günler yaşayabileceğini belirterek, “Yüksek sıcaklık dönemlerini yaşama olasılığımız var. Özellikle Türkiye’nin güney yarısı uzun süreli ortalamalardan daha sıcak olma olasılığına sahip. Sıcak hava dalgaları özellikle kalp, damar, astım, dolaşım bozukluğu hastalarını daha çok etkiliyor. Yine kadınlar, hamileler, yaşlılar ve çocuklar etkilenebilirliği yüksek grupları oluşturuyor,” dedi. Son 50 yıllık dönemde dünyanın pek çok bölgesinde buzulların hacimsel ve alansal olarak küçüldüğüne dikkat çeken Türkeş, “Buzullar bu hızla erimeye devam ederse önümüzdeki yüzyıl içerisinde kutuplar ısınacak, tümüyle eridiği bir dünya bugünden belki 10 °C daha sıcak olacak. Bu, Türkiye’de tropikal, çok sıcak, çok kurak koşulların etkin olması anlamına geliyor,” dedi. Türkeş, küresel ısınmanın etkilerinin azaltılabilmesi için atılması gereken adımlarla ilgili, “Başta sera gazı salımlarını azaltmak, ormansızlaşmanın önüne geçmek, arazi bozulumunu durdurmak gibi adımlar atılmalı. Türkiye’nin de pek çok gelişmiş ülke gibi öncelikle elektrik enerjisi üretimi ve ısınmada kömürü terk etmesi gerekiyor. Zaman içinde fosil yakıtların yerine yeni yenilenebilir enerji kaynakları tercih edilmesi gerekli,” ifadelerini kullandı.
Büyükçekmece’deki kaçak yapılar yıkıldı
Büyükçekmece Gölü mutlak koruma havzasına yapılan sekiz kaçak yapı yıkıldı. Büyükçekmece Karaağaç Mahallesi, Eskice Köyü mevkisinde imarsız ve kaçak inşa edilen sekiz yapıyı tespit eden İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Koruma Havzası Müdürlüğü ve Büyükçekmece Belediyesi yapı sahiplerine yapılan tebligatın ardından, polis ve zabıta müdürlüğü ekipleri gözetiminde yıkım işlemininin gerçekleştirildiği aktarıldı. Büyükçekmece Belediyesi tarafından yapılan açıklamanın devamında, “Büyükçekmece sınırları içerisinde kaçak yapılaşmaya müsaade edilmeyecek. İstanbul'un en önemli içme suyu toplama havzasını korumakta kararlıyız. Bugüne kadar göstermiş olduğumuz kararlılığı bundan sonra da aynı şekilde sürdüreceğiz," ifadeleri kullanıldı.
Küresel sıcaklıklar üst üste üç kez rekor kırdı
ABD’deki Maine Üniversitesi’nin açıkladığı verilere göre, son günlerde dünya genelindeki artışla küresel sıcaklıklar, aynı hafta içinde üst üste üç kez rekor kırdı. Küresel ortalama sıcaklığın 17,23 dereceye ulaşmasıyla 6 Temmuz ‘kaydedilen en sıcak gün‘ oldu. Böylece kaydedilen küresel sıcaklık ortalaması, 4 ve 5 Temmuz’da ölçülen 17,18 derecelik en yüksek ortalamayı aştı. Ortalaması alınan veri havuzuna göre Antarktika’da haftalık hava sıcaklığı ortalamasının normalin 4,5 derece üstünde olduğu kaydedildi. ABD’nin Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA), Maine Üniversitesi’nin verilerini teyit edemediğini belirtti. Açıklamada, “NOAA olarak Maine Üniversitesi’nin metodoloji veya sonuçlarını teyit edemesek de iklim değişikliği nedeniyle sıcak bir dönemden geçiyoruz,” dendi. Daha önce en yüksek ortalama sıcaklık değeri 2016’da 16,9 derece olarak ölçülmüştü.
“Fokların yaşam alanlarına duyarlı olmamız gerekiyor”
Akdeniz Üniversitesi'nden (AÜ) Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, dünyada 700 civarındaki Akdeniz foku varlığının yaklaşık 20'sine ev sahipliği yapan Antalya'da nesli tehlikedeki bu türlerin yaşam alanlarına, bilinçsizce yapılan tekne turu, dalışlarla zarar verebileceğini söyledi. AÜ’nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, nesli tükenme tehlikesindeki Akdeniz fokunun dünyada 700 civarında olduğunu belirtti. Akdeniz ve Ege kıyılarının dünyadaki fok varlığının %75'ini oluşturduğunu anlatan Prof. Dr. Gökoğlu, Antalya kıyılarının 20 civarında foka ev sahipliği yaptığını söyledi. Akdeniz foklarının Antalya'daki falezlerde bilinen üç yuvası olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gökoğlu, mağaralara bilinçsizce yapılan tekne turu, kano ile gezi ve dalışların, fokların yaşam alanına zarar verebileceğini vurguladı. Antalya kıyıları ve falezlerin güzelliğiyle turistlerin ziyaret edip, görmek istediği yerler olduğunu belirten Prof. Dr. Gökoğlu, bu alanların çok sayıda canlıya ev sahipliği yaptığının unutulmaması gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Gökoğlu, “Antalya'da Yat Limanı yakını, Düden Şelalesi'nin denize döküldüğü falezdeki mağarada, Akyarlar Tüneli yakını, Üçadalar tarafında yuva var. Antalya kıyılarında 20 civarında fok varlığını biliyoruz. Son zamanlarda insan hareketi yoğun. Falezlerde kanolarla fokların yavruladığı, dinlendiği, yaşam alanı mağaralara giriş yapıyor. Tur tekneleriyle, mağaralara turist gezisi yapılıyor. Buralardan fokları kaçırırsak, korkarlarsa terk ederler. Yavrusunu mağarada bırakıp, terk edebilir. Fokların yaşam alanlarına duyarlı olmamız gerekiyor," diye konuştu. Falezler civarında yaptıkları dalışta fokları görüntülediklerinden bahseden Prof. Dr. Gökoğlu, kameraya kaydettikleri üç fokun birbiriyle oynar gibi su altında ilerlediğini söyledi. Prof. Dr. Gökoğlu, fokların yaşam alanına dalış, kano gezisi ya da tekne ziyareti yapılmaması gerektiğini vurguladı.