Bogota’da düzenlenen Amazon Zirvesi’nde yayımlanan ortak bildiride, Amazon İşbirliği Antlaşması Örgütü’nü (ACTO) oluşturan sekiz ülke, iklim ve doğa koruma için finansman seferber etmek amacıyla “yenilikçi bir mekanizma” olarak nitelendirilen “Tropical Forest Forever Facility” (TFFF) isimli fonu destekleme taahhüdünde bulundu. TFFF, Brezilya tarafından 2023’te, elde edilen gelirin bir kısmını dünya genelindeki yağmur ormanlarının korunması girişimlerine tahsis edecek küresel bir yatırım fonu olarak ortaya atıldı. Fona, bağışçı ülkelerden 25 milyar dolarlık tek seferlik bir katkı ve 100 milyar dolarlık özel finansman desteği sağlanacak. Amazon ülkelerinden gelen açıklamada ayrıca, fonun en kısa sürede aktif hale getirilmesini garanti altına almak amacıyla “potansiyel yatırımcı ülkeleri” “önemli katkılarda bulunmaya” davet ediliyor. Şu ana kadar fona ilgi gösterenler arasında İngiltere, Norveç ve BAE yer alıyor. Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva, Kolombiya’daki zirvede yaptığı konuşmada, “Bunun şimdiye kadarki en ciddi COP olması gerekiyor; boş konuşmalar ve vaatlerle bitmeyen bir COP” derken şöyle devam etti: “ Vaatlerden sıkıldık. Ormanların ayakta kalması için parayı kimin ortaya koyacağını görmek istiyorum.” Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce, Ekvador Devlet Başkanı Yardımcısı María José Pinto ve Venezuela Devlet Başkanı Yardımcısı Gabriela Jiménez gibi diğer Güney Amerikalı liderlerle birlikte yaptığı konuşmada Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, “Belem’deki COP30’a birlik içinde gelmemiz önerisi temel önemde” dedi. Yerli gruplar ve sivil toplum kuruluşlarının ACTO liderlerine Amazon Havzası’ndaki petrol ve gaz faaliyetlerini durdurmaları yönündeki çağrılarına rağmen, Bogota bildirgesinde fosil yakıtlardan açıkça bahsedilmedi. Liderler yalnızca, “adil, eşitlikçi ve düzenli bir enerji geçişine doğru ilerleme” sözü verdi.
Türkiye denizlerinde 1984’ten bu yana yaptığı ölçümlerle sıcaklıkları analiz eden Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün verilerine göre bu yılın yaz döneminde Akdeniz’de deniz yüzey suyu sıcaklığı, uzun yıllar ortalamasının 1 derece üzerine çıkarak 28 derece oldu. AA’da yer alan habere göre, Ege Denizi’nde iki farklı noktada yapılan çalışmalarda Bodrum’da deniz yüzey suyu sıcaklığı 26 derece, İzmir’de 25 derece ölçüldü. Her iki bölgede de sıcaklıklar, uzun yıllar ortalamasının 2 derece üzerinde seyretti. Uzun yıllar ortalamasının 24 derece olduğu Marmara Denizi’nde bu yaz deniz yüzey suyu sıcaklığı 26-27 derece, ortalamanın 25 derece olduğu Karadeniz’de ise 27 derece ölçüldü. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu 2024’te kırılan sıcaklık rekorlarının ardından 2025’te de deniz suyu sıcaklıklarının benzer şekilde yüksek seviyelerde seyrettiğini
Mersin Milletvekili Gülcan Kış; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a, Türkiye’nin Avrupa ülkelerinden ithal ettiği atık miktarı, geri dönüşüm kapasitesi ve çevresel etkilerine ilişkin yönelttiği sorulara sayısal veriyle yanıt verilmediğini açıkladı. Kış, “Sayın Bakan’ın gönderdiği yazıda sayı yok, şeffaflık yok, hesap yok. 12,3 milyon tonluk bir atık yükünden söz ediyoruz. Bu çöpün ne kadarı plastik, ne kadarı yakılıyor, hangi şehirlerde bertaraf ediliyor bilmiyoruz. Çünkü bakanlık bu verileri halktan gizliyor. Bu sadece çevre kirliliği değil, bilgi karartması” dedi. Gülcan Kış, yaptığı açıklamada, Bakan Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “2024 yılında toplam kaç ton atık ithal edildi? Hangi türlerden oluşuyor? Türkiye’nin geri dönüşüm kapasitesi bu yükü kaldırabiliyor mu? Yakılan ya da doğaya bırakılan atıklar ne kadar? Emisyonlar ölçülüyor mu? AB’nin 2026 ve 2027’de yürürlüğe koyacağı yeni kurallara Türkiye hazır mı?” sorularını yönelttiğini bildirdi. Kış, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Geri dönüşüm adı altında plastik çöpleri yakıyoruz, doğaya bırakıyoruz. Bunun adı dönüşüm değil, zehir yaymakta. Türkiye artık Avrupa’nın çöp konteyneri olmaktan çıkarılmalı. Bu konuda şeffaflıkla hareket eden, halk sağlığını ve çevreyi önceleyen bir sisteme ihtiyaç var. Bu sürecin TBMM’de, kamuoyunda ve uluslararası platformlarda takipçisi olacağız.”
Van Gölü Havzası’nda geçen yıla oranla yağışların azalması ve sıcaklığa bağlı buharlaşmanın artması, başta göl olmak üzere bölgedeki baraj, akarsu ve su kaynaklarının seviyesinde düşüşe neden oldu. Van Gölü’nün Gevaş, Edremit, Erciş ve Muradiye ilçelerindeki kıyılarda çekilme devam ederken, Özalp ilçesinde birçok kuş türüne ev sahipliği yapan Akgöl ve Tuz Gölü ise tamamen kurudu. Bu yıl beklenen yağışların gerçekleşmediği havzada bazı akarsu ve su kaynaklarının debisinde de düşüş yaşandı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, “Van Gölü kapalı bir havza ve her yıl düzenli bir yağış periyodu içinde yer almıyor. Havzaya her yıl ortalamasını düşündüğünüzde yaklaşık 500 milimetre civarında bir yağış düşer. Uzun yıllık periyot içerisinde düşündüğünüzde zaman zaman bu 600 milimetrelere yükselir, bazen de 400 milimetreye düşer. Bu yıl da yağışların düşüşte olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Temel sorun yağışların azalması değil, sıcaklıktaki artışa bağlı olarak yaşanan buharlaşma. Düşen yağış büyük ölçüde buharlaşıp atmosfere karıştığı için toprakla yeterince buluşmuyor. Düşen yağışlar akarsulara ve göllere ulaşmıyor. Buharlaşmayla göller de kayboluyor.” dedi.