İklim değişikliği sebebiyle aşırı yağışlar 1,2 ila 9 kat daha olası

İklim bilimcilerinden oluşan uluslararası bir ekip tarafından yürütülen hızlı bir ilişkilendirme çalışmasına göre, iklim değişikliği, geçtiğimiz ay Almanya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’da meydana gelen sellere neden olan aşırı yağışları 1,2 ila 9 kat daha fazla olası hale getirdi. Bununla birlikte, bölgedeki bu tür sağanak yağışların artık insan kaynaklı ısınma nedeniyle %3-19 daha şiddetli gerçekleştiğini tespit etti. Sonuçlar, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan ve insanların gezegenin iklimini ısıttığına ve insan kaynaklı iklim değişikliğinin aşırı hava koşullarındaki değişikliklerin ana itici gücü olduğuna dair kesin kanıtlar bulunduğunu söyleyen bu ayki ana raporun sonuçlarını güçlendiriyor. Rapor, sıcaklıklar arttıkça, Batı ve Orta Avrupa’nın artan aşırı yağış ve sele maruz kalacağını ortaya koyuyor. Red Cross Red Crescent İklim Merkezi Direktörü ve Twente Üniversitesi İklim ve Afet Yönetimi Profesörü Maarten van Aalst “Bu sellerin devasa insani ve ekonomik maliyetleri, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin, daha aşırı hava olaylarına hazırlanmaları gerektiğinin ve bu tür risklerin kontrolden daha fazla çıkmasını önlemek için seragazı emisyonlarını acilen azaltmamız gerektiğinin açık bir hatırlatıcısı” dedi.

Flamingolar Büyükçekmece Gölü'ne geldi

Büyükçekmece Gölü, bugünlerde, az sayıda flamingoya ev sahipliği yapıyor. Dinlenmek, beslenmek ve su ihtiyacını karşılamak için sulak ve sığ alanları tercih eden konuklar gölde renkli görüntüler oluşturdu. Yaklaşık 15 bireyden oluşan flamingo sürüsü havadan görüntülendi. Mimarsinan ile Büyükçekmece arasında yer alan Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü çevresinde flamingoların bazıları beyaz bazıları da pembe renkleriyle dikkat çekiyor. Genellikle Türkiye'de İzmir, Gediz Deltası'nda ve Konya Tuz Gölü ve su olduğunda İç Anadolu tuzlu göllerinde yüksek popülasyonların olduğu biliniyor.

Trakya’da bulunan barajlardaki doluluk oranlarda son aylarda düşüş yaşanıyor

Barajlarda son aylarda milyonlarca metreküp su azaldı. Trakya’dan İstanbul’un içme suyu ihtiyacını karşılayan barajlarda da büyük düşüşler yaşanıyor. Pabuçdere ve Kazandere barajlarının doluluk oranların da belirgin şekilde korkutucu düşüşler yaşanıyor. Edirne’de bulunan 6 barajda haziran ayında 272 milyon 2 bin metreküp olarak ölçülen su miktarı, Ağustos ayı itibarı ile 211 milyon 379 bin metreküpe düştüğü gözlenirken, Kırklareli’ndeki 4 barajda ise Haziran ayında 262 milyon metreküp olan su miktarı Ağustos ayında 202 milyon 956 bine geriledi. Tekirdağ’da bulunan 4 barajda ise aynı dönemde 173 milyon metreküp olan su miktarı 145 milyon 552 bin metreküpe düştü. Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’da yaz ayları başlangıcında yüzde 61,78 olarak ölçülen 14 barajın ortalama doluluk oranları, aşırı sıcaklıklar nedeniyle Ağustos ayında yüzde 49,71’e düştü. Trakya’dan İstanbul’a su taşıyan barajlarda da büyük düşüşüler yaşanıyor. Haziran ayından doluluk oranı yüzde 51,12 olan Kazandere Barajı, bugün itibarıyla yüzde 23,46’ya düştü. Pabuçdere barajı ise yüzde 41,03’ten yüzde 2,92’ye düştü.

Türkiye iklim kıyametiyle karşı karşıya kalma riskinde

Son yayımlanan araştırmalar dünyanın hiçbir alışkanlığını değiştirmediği takdirde insanlığın bir iklim kıyametiyle karşı karşıya kalacağını söylüyor. Savunmasız ve iklim odaklı politikalar geliştirmeyen ülkeler bu krizin ağır faturasıyla karşı karşıya kalacak. Bu ülkelerden birisi de Türkiye. En ufak bir yağış ülkede sele dönüşürken en ufak bir kıvılcım on binlerce hektarlık ormanı küle döndürüyor. Afetlerin felakete dönüşmesinin başlıca nedenleri ise yönetimsizlik ve önlemsizlik. ODTÜ tarafından yapılan ‘İklim Değişikliği, Ekosistem Servisleri ve Bölgesel Yönetim Stratejileri’ başlıklı araştırmaya göre, önümüzdeki yıllarda küresel ısıtma nedeniyle yağışların artacağı tek yer Karadeniz. Diğer bölgelerde ise yağışların azalmasıyla nem azalacak, yangınlar artacak.

Akdeniz'in iklim krizinden en fazla etkilenecek hassas bölgelerden

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Akdeniz'in iklim krizinden en fazla etkilenecek hassas bölgeler arasında yer aldığına işaret etti. Küresel ısıtma nedeniyle deniz yüzeyi sıcaklığında yer yer 2 dereceye yakın artış olduğunu kaydetti: “Özellikle kıyılarımızın olduğu yerlerde ciddi sıcaklık artışları var. Küresel ısınma nedeniyle Akdeniz'de deniz yüzeyi sıcaklığı 1,4 derece arttı ve son 20 yılda su seviyesi 6 santimetre yükseldi. Eğer önlem alınmazsa önümüzdeki 10 yıllarda ek bir 6 santimetre üzerine deniz seviyesinin yükselmesini bekliyoruz. Önlem alınmadığı takdirde iklim değişikliğinin sıcaklık artışı üzerine etkisi olacak.” Türkiye'nin iklim değişikliğiyle kuraklaştığının altını çizen Prof. Dr. Salihoğlu, gelecek yıllarda sadece Karadeniz'de yağışların artacağını belirterek şöyle konuştu: “Yağışların azalmasıyla nem azalacak, yangınlar artacak. Artan yangınların da deniz ekosistemine ciddi bir etkisi var. Ek bir baskı deniz ekosistemine, Akdeniz'e binmeye başlayacak. Bu bölgelerin, özellikle hassas olan bölgelerin kademeli olarak koruma alanı ilan edilmesi çok önemli. Kuraklık nedeniyle 2040'lı yıllarda bazı iç göllerimiz tamamen kuruyabilir. Avcılık baskısını azaltmalıyız. Ayrıca bütün denizlerimizde kirliliği azaltmamız gerekiyor. Koruma alanları çok önemli. Biyoçeşitliliği artırırsanız, denizler iklim değişimine daha dayanıklı hale gelecek.”