Türkiye'de 'korunan alan' oranı yüzde 8,7; Avrupa ortalaması yüzde 25

-
Aa
+
a
a
a

WWF-Türkiye 22 Mayıs Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü öncesinde ‘Korunan Alanlar’ raporu yayımladı. 

Fotoğraf: WWF Osman Erdem
Gezegenin Geleceği: 24 Mayıs 2021
 

Gezegenin Geleceği: 24 Mayıs 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

WWF-Türkiye 22 Mayıs Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü öncesinde ‘Korunan Alanlar’ raporu yayımladı. Avrupa genelinde korunan alanların ülke yüzölçümüne oranının %25’in üzerinde olduğu belirtilen raporda, Türkiye’de bu oranın sadece %8,7 olduğu vurgulanıyor. Rapora göre, sürdürülebilir bir Türkiye için yapılması gereken ise yeni uluslararası hedefler doğrultusunda, 2030’a kadar korunan alanların en az %30 olması. “Tehlike altındaki yabani bitki ve hayvan türlerinin, ekosistemlerin korunması için bilinçli çabaların ve planlı eylemlerin gerçekleştirildiği yerler olarak tanımlanan korunan alanlar, doğanın insan eliyle büyük ölçüde dönüştürüldüğü günümüz dünyasında elimizde kalan son doğal kaleler." WWF-Türkiye tarafından yayımlanan “Korumazsak Kaybederiz: Sürdürülebilir Bir Türkiye İçin Korunan Alanlar, Hedef: 2030’a Kadar %30” başlıklı raporda, iklim düzenleme, toprak oluşumu, canlı topluluklarının göçleri, karbon ve su döngüsü gibi ekolojik süreçlerin, genetik kaynakların, ve tehlike altındaki türlerin devamına yardımcı olan bu alanların, insan yaşamı ve parçası olduğumuz ekolojik sistemin sürdürülebilirliği için hayati öneme sahip olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda, korunan alanların artırılması yönündeki yeni hamle ve gerekçeleri şu şekilde özetleniyor: Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin kabulünden (1992) bu yana konulan hedefler ve 30 yıldır gösterilen çabalar, doğadaki yok oluş sürecini bir miktar frenledi, ancak biyoçeşitlilik kaybındaki düşüş eğilimini tersine çevirmeye yetmedi.

Bu arada İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği, SÜT-D Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu da 22 Mayıs Dünya Biyoçeşitlilik Günü için açıklama yaptı: “Dünyamızda bitki, hayvan, mikroorganizma olarak tanımlanan çeşitlilik yaklaşık 1,75 milyon. Ancak bilim insanlarının tahmini 3 ile 100 milyon arasında değişirken, genel görüş 13 milyon tür olduğu şeklinde. Birleşmiş Milletler’in Mart 2019'da ilan ettiği 2021-2030 yıllarındaki Ekosistemi Yenileme On Yılı kapsamında yapılacak eylemler önemli. Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik Sözleşmesi hedefleri yenilendi. "Doğa İle Uyumlu Yaşamak" 2050 vizyonuyla, 26 gigaton sera gazı salımının atmosferden geri alınması hedefinin başarısı için çok çalışmak gerekiyor. Bizlerin yapacakları, yapması gerekenler var. Sizlere, Doğa İçin Çözümün Parçası olma çağrımızı sunuyorum” dedi.

Polimer atık ithalatı yasaklandı

Resmi Gazete’de 18 Mayıs’ta yayımlanan “Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Atıkların İthalat Denetimi Tebliği”ne göre plastik atık ithalatında en büyük paya sahip olan ve günlük hayatta sıklıkla kullanılan etilen polimer grubundaki atıkların ithalatı yasaklandı.  Bu bsşarı, plastik atık ithalatının yasaklanması için uzun süredir mücadele eden Greenpeace Akdeniz’in “Türkiye Plastik Çöplüğü Olmasın” projesine destek verenler sayesinde gerçekleşti.  Greenpeace Akdeniz Biyoçeşitlilik Projeler Lideri Nihan Temiz Ataş, bu tarihi kararın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Aralık 2020’de belirttiği “sıfır atık ithalat hedefi”ne giden yolda çok önemli bir adım olduğuna dikkat çekti.  “Avrupa İstatistik Ofisi ve İngiltere Ulusal İstatistik Dairesi’nden derlediğimiz veriler gösteriyor ki, bu yasağa göre 2020’de ithal ettiğimiz yaklaşık 660 bin ton plastik atığın %74’ü artık yasaklı listeye alındı. Güncel araştırmamızda görmüştük ki İngiltere’nin geri dönüştürülmez atıkları Adana’ya atılmış, hatta yakılmıştı. Sadece İngiltere’den 209.642 ton atık ithal etmiştik ki bunun %95’i etilen polimer grubundaki plastik ambalaj türü atıklar. Şimdi yapılması gereken sıfır atık hedefi doğrultusunda atığın kaynağında toplanması, ayrıştırılması ve geri dönüştürülmesi için detaylı bir yerel yönetim planı hazırlanması. Umuyoruz ki artan denetim mekanizmaları ve tam bir plastik atık yasağıyla Türkiye kendi atığını iyi yöneterek, dünyada bu konuda örnek bir ülke haline gelecek.”

İkizköylülerin mücadelesi sürüyor

Muğla’nın Milas ilçesi İkizköy mahallesi sınırları içindeki Akbelen Ormanı’nın kesiminin durdurulması için İkizköylülerin mücadelesi sürüyor. Yeniköy Kemerköy termik santrallerine yakıt sağlayan linyit madeni sahasının genişletilmesi için yok edilmek istenen Akbelen Ormanına dikkat çekmek için İkizköylüler yine alanda eylemdeydi. İkizköylüler ayrıca eylemde, internet üzerinden de bir imza kampanyası başlattıklarını da duyurdular.  İkizköylülerden ve kendilerini İkizköy’ün Dostları olarak tanıtan ve  Muğla’nın farklı ilçelerinden gelen çevre aktivistlerinden oluşan büyük bir grup, kesilmek istenen Akbelen Ormanında bir araya geldi. Ormanın Milas-Ören karayolundan girişini insan zinciri ile çevreleyen grup “Akbelen Ormanını Vermeyeceğiz” yazılı dev bir pankart açarak, şirketin orman alanında kömür madeni işletme izni veren kararını protesto etti.  Protesto eyleminin ardından konuşan KARDOK Derneği Başkanı Hasan Yorulmaz, ormanın madene tahsisi anlamına gelen Bakan kararını yargıya taşıdıklarını, ancak dava süreci başlamasına rağmen Milas Orman İşletme Müdürlüğünün kesim hazırlıklarını devam ettirdiğini söyledi. Yorulmaz, “Davayı açar açmaz ilgili tüm kurumları, dava sonuçlanmadan orman kesimine başlanmaması konusunda resmi dilekçelerle uyarmıştık. Henüz açtığımız davada Yürütmeyi Durdurma kararı verilmedi. Ancak Milas Orman Müdürlüğü, muhtarlığa yaptıkları tebligatla kesimin yakında başlayacağını hemen bayram öncesi duyurmuş. Gözümüz kulağımız Akbelen Ormanında. Yurttaşlar olarak mümkün olan her yoldan devlete ormanları koruma ödevini hatırlatacağız” dedi. #AkbelenOrmanınıVermeyeceğiz imza kampanyasına www.change.org/ikizkoydireniyor adresinden ulaşılabiliyor.