Türkiye Ormancılar Derneği, Rize’nin İkizdere ilçesindeki Cevizlik köyü yakınlarında açılmak istenen taş ocağına ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı.
Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, Türkiye Ormancılar Derneği, Rize’nin İkizdere ilçesindeki Cevizlik köyü yakınlarında açılmak istenen taş ocağına ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı. Yapılan açıklamada “Ülkemizin en güzel ve doğal zenginlik açısından en varsıl yörelerinden birinde, yöre halkının haklı olarak karşı olduğu bu doğa düşmanı projenin derhal iptal edilmesi gerekiyor” ifadeleri kullanıldı. Son yıllarda inşaat sektörünü ucuz hammadde ile beslemek için açılan taş ocaklarının sayısının hızla arttığına dikkat çekilen açıklamada “Yer seçiminde kamulaştırma bedeli ödememek için genellikle ormanlık alanlar ya da dere yatakları tercih edilmekte” bilgisi paylaşıldı. Açıklamada “Bu tercih nedeniyle kamu kurumları ve şirketlerin ekonomik maliyeti bir miktar düşse bile, bu uygulamanın ekolojik ve sosyal maliyeti çok yüksek olmakta” denildi. Metinde “Böylesine dik, sarp ve ormanlarla kaplı, köy yerleşimlerinin ortasında ve tarım alanlarına neredeyse bitişik bir alanda taş ocağı işletmesi açılmasının daha başlamadan çeşitli çatışmalara yol açtığı bilinmekte” ifadeleri kullanıldı. Taş ocağının gerekçesi olarak İyidere ilçesinde yapılması planlanan lojistik merkez ve liman gösteriliyor. Ancak bu lojistik merkez ve limanın ÇED raporunda “Proje kapsamında herhangi bir malzeme ocağı işletilmesi veya hazır beton tesisi kurulması planlanmamakta” ifadelerinin yazdığı hatırlatılan açıklamada “Böylece hem lojistik merkez ve limanın ÇED Raporuna aykırı hareket edilmiş, hem de hukuki bir temeli olmayan bir gerekçeyle orman tahribatının önü açılmış olmakta” yorumu yapıldı. Taş ocağı proje tanıtım dosyasında, proje alanının tamamının orman olduğu yazarken ocak ayında tarım alanları için acele kamulaştırma kararı verildiği belirtilen açıklamada “Dolayısıyla proje tanıtım dosyasının yeterli inceleme yapılmadan hazırlandığı anlaşılmakta” denildi. Açıklama “Türkiye Ormancılar Derneği, ülkemizin en güzel, doğal zenginlik açısından en varsıl yörelerinden birinde, yöre halkının haklı olarak karşı olduğu bu doğa düşmanı projenin derhal iptal edilmesi gerektiğini beyan etmekte. Yöre halkının haklı mücadelesini tüm benliğimizle ve mesleki duyarlılığımızla destekliyoruz” ifadeleriyle sona erdi.
Merkel'den iklim vurgusu
Almanya Başbakanı Angela Merkel, telekonferans yöntemiyle gerçekleştirilen “Petersberg İklim Diyaloğu” toplantısında yaptığı konuşmada, COVID-19 salgınına rağmen iklim değişikliği krizinin de unutulmaması gerektiğini vurguladı. Ülkesinin 2030 emisyon azaltım hedefini 1990’a kıyasla %55’ten 65’e çıkardığını ve net sıfır hedefini 2050’den 2045’e çektiğini aktaran Merkel, özel sektörün küresel olarak iklim değişikliğine karşı yenilebilir enerjiye yatırım yapması gerektiğini vurguladı. Merkel, “Salgın sanayileşmiş ülkelerde büyük bütçe gerginliğine neden oldu fakat iklim değişikliği girişimlerinde kesintiye gidemeyiz” dedi. Yeni iklim hedeflerinin sadece yeni bir hedef belirlemekten ibaret olmadığını belirten Merkel, hedefler tutturulmazsa hükümetin acil durum programları açıklaması gerektiğinin altını çizdi. Almanya Başbakanı Merkel, iklim değişikliği konusunda “Dünyanın dört bir yanındaki gelecek nesillerin iyiliği ve dramatik sonuçları sınırlamak için hızlı ve kararlı bir şekilde hareket etmemiz çok önemli” uyarısında bulundu. Merkel, iklim değişikliğinde küresel bir karbon fiyatlandırma sisteminin de “iyi” olacağını sözlerine ekledi.
Malatya'da çevre talanı
Malatya Çevre Platformu Yürütme Kurulu, kentteki çevre talanına ilişkin kamuoyuna açıklamada bulundu. Açıklamada, Malatya'daki HES'lere, JES'lere, mermer ve taş ocaklarına, kireç kuyularına, tuğla, kiremit ve çimento fabrikalarının faaliyetlerine dikkat çekildi. Kentin önümüzdeki dönemde büyük çevre sorunları yaşanacağının belirtildiği açıklamada, “Malatya'nın başta; Hekimhan, Arguvan, Pütürge, Doğanşehir Akçadağ, Yeşilyurt, Darende, Kuluncak, Arapgir, Yazıhan ve diğer ilçeleri ile köylerinde yeni maden aramaları ile vahşi madencilik, taş ve mermer ocakları ve kireç kuyuları açılması ile meraların kiralanması adı altında önümüzdeki dönem Malatya'ya yaşatılacak rant ve çevre talanına karşı çıkmaya devam edeceğiz” denildi.
Alaşehir Çayı'ndaki kirlilik Meclis gündeminde
CHP Manisa Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Bekir Başevirgen, Gediz Nehri'ne dökülen Alaşehir Çayı'ndaki kirliliği gündeme taşıdı. Ege Bölgesi'nin en önemli tarımsal su kaynaklarından olan Gediz Nehri'ne dökülen Alaşehir Çayı'ndaki kirliliğin uzun zamandır mevcut olduğunu söyleyen Başevirgen, “Sarıgöl’den başlayıp Salihli’ye kadar uzanan bu çayda kirlilik uzun süredir mevcut. Asıl sorun denetimsizlik" dedi. Bekir Başevirgen, “Sarıgöl’ün evsel atıkları da dahil bütün atıkları tamamen bu çaya akıyor. Tariş’in Alaşehir’deki fabrikasında arıtma var ama diğer işletmelerinde yok. Konserve yiyecek ve gübre fabrikaları gibi işletmelerin atıkları da Alaşehir Çayına dökülüyor. Ne yazık ki hiçbir işletme denetlenmiyor” dedi. Milletvekili Bekir Başevirgen, ovanın göz göre göre ölüme terk edildiğini söyledi ve “Bu kirliliği görmezden gelmeye devam edersek bedelini çok ağır öderiz… Gediz Havzasının hedeflenen hali bu yaşanan durum olmadığına göre, bunca yıl eylem planı adı altında hangi çalışmalar yapıldı? Eylem planı her ne kadar Gediz Nehri’nin ıslahı için hazırlanmış olsa da, gelinen noktada durum içler acısı. Bakanlık tarafından dişe dokunur hiçbir çalışmanın yapılmadığı ortada. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tarım Bakanlığı’na bir kez daha seslenerek, bu kirliliğe bir an önce son verecek çalışmaları yapmalarını ve projenin gerçekten uygulamaya geçirilmesini sağlamalarını ivedilikle talep ediyoruz” diye konuştu.