Nörobilimdeki gelişmeler Hukuk alanında fark yaratabilir mi? Ekim 2020’de ikincisi düzenlenen uluslararası NöroHukuk kongresinde öğrendiklerimizi ve Neuralink - Hukuk ilişkisini, MEF Üniversitesi’nden hukukçu Prof. Ozan Erözden ile konuştuk.
İlk NöroHukuk kongresi, 2018'de gerçekleşmişti. O zaman yaptığımız programda yine Prof. Ozan Erözden ile NöroHukuk'un ortaya çıkışı ve uygulama alanları üzerine konuşmuştuk: Beyin Bilimleri ile Hukuk'un Kesiştiği Alan: Nöro-Hukuk
— / —
Bu alanın öncülüğünü yapan Prof. Erözden'in düzenli olarak iki yılda bir yinelemeyi planladığı NöroHukuk kongreleri, Nörobilimsel uzmanlığın özellikle ceza hukukunda hangi durumlarda ve nasıl önemli hale geldiğini (ve geleceğini) vurgulamak açısından önemli.
Ülkemizde, nörobilimsel veriler hukuk davalarında dünyanın başka ülkelerinde (örneğin ABD'de) olduğu gibi yer bulmuyorsa da, bu durumun yakın gelecekte değişeceği düşünülebilir.
Konuğumuz, Hukuk öğrencilerinin Nörobilime aşina olmalarında fayda olduğunu söylüyor.
— / —
Nörobilim ile iletişim teknolojilerini özgün bir biçimde birleştiren Neuralink projesi, insanların çevrelerindeki uyumlu cihazlara beyin aktiviteleri yoluyla komuta etmelerine olanak sağlarsa, Hukuk sistemlerinin varsaydığı davranış normlarında da değişiklikler olacaktır.
Örneğin, Ceza Hukuku açısından fiil/fail tanımını, insanların çevrelerine dışarıdan gözlemlenebilir davranışlar yerine "düşünce" yoluyla doğrudan etkide bulunma ihtimali ışığında, yeniden değerlendirmek gerekebilir.
Neuralink projesinin ve benzeri nörobilimsel gelişmelerin, hukuki konuları da etkileyecek şekilde toplumsal hayatımızı dönüştürme potansiyeli var.
Bu haftaki programda, bu olasılıklara değinmeye çalıştık.