Açık Radyo, “Kültürel faaliyetleriyle içinde bulundukları topluma olumlu yönde etkide bulunan” kişi, grup ya da kuruluşlara verilen Prince Claus Ödülü’ne layık görüldü. Bu ödülün gerekçeleri önemli.
(Belma Akçura'nın bu yazısı Milliyet gazetesinin internet sitesinden alınmıştır.)
Türkiye’de medya sektöründeyseniz; bu mesleği icra etmenin zorluklarını da bilirsiniz. Çalışma koşullarından, yeterince takdir edilememekten, haberlerinizin iyi değerlendirilememesinden, ücret politikalarından, görev dağılımından, meslek etik kurallarının dışında hareket eden meslektaşlarınızın varlığından ve daha birçok şeyden daima yakınırsınız ama asla bu mesleği yapmaktan vazgeçmezsiniz. Ve vazgeçmeyenlerin her zaman referans aldığı bir medya duayeni olmuştur. Benim için bu duayen Ömer Madra’dır. Madra önemli bir akademisyendir, yazardır, radyo programcısıdır ama en önemlisi de gerçek bir aktivisttir!
Mesleğe dergicilikle başlayıp 1990’lı yılların ortalarında radyoların öne çıktığı bir zaman diliminde Açık Radyo’yla tanıştım. Uzaktan. O dönemlerde televizyonun uzağında iyi bir dinleyiciydim. Mesleki alanımı uluslararası hukuk ve insan hakları alanında sürdürme kararlılığımı, Madra’nın makalelerine, köşe yazılarına ve Açık Radyo programlarına borçluyum. 2000’li yıllarda küreselleşme, küresel ısınma, iklim krizi, uluslararası ilişkiler, uluslararası çevre politikaları konularında nasıl bir yol çizmem gerektiğini ve çevre haberciliğinin ne anlama geldiğini yine bana öğretendir.
İyi haber kaynağı
Bu mesleği en iyi şekilde icra etmek istiyorsanız iyi haber kaynaklarına sahip olmanız gerekir. Bütün gazeteciler gibi benim gizli haber kaynağım da çoğu kez Açık Radyo oldu hâlâ da öyle. Geçtiğimiz günlerde Açık Radyo, Prince Claus Kültür ve Kalkınma Fonu tarafından “Kültürel faaliyetleriyle içinde bulundukları topluma olumlu yönde etkide bulunan” kişi, grup ya da kuruluşlara verilen Prince Claus Ödülü’ne layık görüldü. Prince Claus Fonu’nun ödül gerekçelerinden bazıları şöyle:
Tartışmalı konulara, karşıt görüşlere ve dürüst eleştirel tahlillere yer veren, bilgi açısından zengin, eğlendirici ve esinlendirici programlar düzenlemesi,
Çoğulcu demokrasi, hukuk devleti, evrensel insan hakları ve temel özgürlüklere dayalı ilkeleri el üstünde tutması,
Alternatif, marjinalleştirilmiş ve azınlık seslerin duyulmasının sağlanması,
Yalan haberlerin ve yanıltıcı medyanın yaygınlaştığı bir dönemde gazetecilik dürüstlüğünü ve ahlakını yılmaz bir şekilde savunması,
Çoklu perspektiflere açık olmanın ve muhalif fikirlere saygı göstermenin, hakiki demokrasinin yegâne gerçek ve hayati temelini oluşturduğunu vurgulaması,
Karmaşık bir durumda sürdürülebilir ve bağımsız medya için bir model oluşturarak özgür ve açık bir sesin öncülüğünü yapması.
Yakınma! Dürüst ol
Bunlar, meslektaşlarımın daha da önemlisi bu mesleğe yeni başlayacak olan genç muhabirlerin üzerinde düşünmesi gereken gerekçelerdir. Ve her bir gerekçe meslek etik ilkelerinin ne olduğunun da birer tezahürü gibidir.
Ömer Madra bir söyleşisinde şöyle demişti: “Açık Radyo, bir avuç mütevazı insanın toplumun ortak değerlerini korumak için uğraştığı bir mucize.”
Bu mucize; trafik ve yol güvenliği için toplumu bilinçlendirme, küresel ısınma felaketine yönelik ısrarlı ve kaliteli programları nedeniyle defalarca ödüle layık görüldü. 25 yılda 40’a yakın ödülün sahibi oldu.
25 yıldır ayakta duran bu mucizeyi ben şöyle özetliyorum: Yakınma! Dürüst ol. Sadece işini yap.