AB‘nin Yeryüzü Gözlem ve İzleme Programı yaptığı açıklamada Antarktika üzerindeki ozon tabakası deliğinin yıllar içerisindeki en büyük ve derin seviyesine ulaştığını söyledi.
AB‘nin Yeryüzü Gözlem ve İzleme Programı yaptığı açıklamada Antarktika üzerindeki ozon tabakası deliğinin yıllar içerisindeki en büyük ve derin seviyesine ulaştığını söyledi. Programın başkanı Vincent-Henri Peuch, ‘’2020 yılındaki ozon deliği büyüklük açısından 2018’dekine benziyor ve kesinlikle son on beş yılın en büyüklerinden biri. Antarktika kıtasındaki ozon incelmesi ilk olarak 1985 yılında fark edilmişti.’’ dedi. Kopernik Atmosfer Gözlem Servisi’nden uzmanlar, genişlemeye yol açan etmenler ışığında, ülkelerin ozon tabakasına zarar veren kimyasalların kullanımını aşamalı olarak sona erdirecek bir anlaşmaya uymalarını sağlamak için uluslararası boyutta daha fazla çaba gösterilmesi çağrısında bulundu.
Rekor sıcaklıklar
Dünya çapında fosil yakıt kullanımı bilim insanları tarafından yapılan uyarılara rağmen devam ederken gezegen de artan karbon emisyonlarına rekor sıcaklıklar ile yanıt veriyor. Copernicus İklim Değişikliği Servisi tarafından paylaşılan veriye göre dünya çapında 2020 Eylül ayı sıcaklık rekoru kırdı. Avrupa Birliği tarafından desteklenen Copernicus’a göre, geçen ay ortalamadan 0,63 santigrat derece daha sıcak kaydedildi. Böylece bir önceki sıcaklık rekoruna sahip Eylül 2019 ortalamasının 0,05 santigrat derece üzerine çıkmış oldu. Kurum, geçtiğimiz eylül ayının Avrupa’da da rekor kırdığını duyurdu. Kuzey Sibirya, Batı Avustralya, Orta Doğu ve Güney Amerika‘nın bazı bölgeleri de benzer şekilde ortalamanın üzerinde sıcaklıklar kaydetti. Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi de sıcaklık verilerini aylık olarak yayınlıyor. Bu kurumun verileri ise genellikle Copernicus’tan yaklaşık bir hafta sonra paylaşılıyor. Her ne kadar iki kuruluş ortalamaları farklı şekilde hesaplasa da sonuçlar benzerlik gösteriyor. NOAA’nın Ulusal Çevresel Bilgi Merkezi’nden fizik bilimci Ahira Sánchez-Lugo, “Raporun ayrıntıları farklı olsa da, hepsi küresel sıcaklıkların arttığı sonucuna varıyor” diyor.
Canlılar deniz çöplerine karşı savunmasız
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı, 14 Ağustos tarihinde Antalya‘nın Kumluca ilçesi sahilinde karaya vurduktan sonra gömülen yaklaşık 13 metre boyundaki kaşalot balinasının olduğu yerden çıkartılması için çalışma başlattı. Yapılan hazırlıkların ardından iş makinesinin yardımıyla kaşalot balinası, gömülü olduğu yerden çıkartılıp İstanbul’a getirildi. AA’dan Hikmet Faruk Başer’e konuşan İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, kaşalot balinasının 14 Ağustos’ta Kumluca’da karaya vurduğunu söyledi. Prof. Dr. Öztürk, balinayı çıkartırken hayvanın midesinde ana besin kaynağı olan kafadan bacaklıların çeneleri ile plastik çöpler bulduklarını ifade ederek, şunları söyledi: ‘’Son yıllarda denize çöpler bütün deniz canlıları için büyük bir tehdit oluşturmaya başladı. Hayvanın ölüm nedenini bilmiyoruz ama Akdeniz’in dalış rekortmenlerinden biri olan bu türün bile deniz çöplerine karşı savunmasız olduğunu görmek çok üzücü.’’ İspermeçet balinası olarak da bilinen bu türün, ülkemiz sularında daha sık Fethiye-Antalya ve Çeşme-Sığacık açıklarında görüldüğünü belirten Öztürk, “Akdeniz’de dünya okyanuslarından ayrı bir alt popülasyonu olan bu türün nesli tehlike altında. Bu tehditlerin başında gemi kaynaklı çarpışmalar ve kullanımı yasak olan akıntı ağları geliyor” ifadelerini kullandı.
Plastik kirliliği tahminlerin ötesinde
Avustralya’daki İngiliz Uluslar Topluluğu Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Örgütüne bağlı araştırmacılar, sonuçlarını “Frontiers in Marine Science” dergisinde yayımladıkları araştırmada, okyanus derinliklerindeki plastik kirliliğinin tahminlerden çok daha büyük boyutlarda olduğunu gözler önüne serdi. Avustralya’nın güneyindeki Büyük Avustralya Körfezi’nin 380 kilometre açıklarında ve 3 bin metre derinlikte numune toplayan araştırmacılar, her 1 gram okyanus tortusunda 5 milimetreden küçük 1,26 mikroplastik parça bulunduğunu tespit etti. Araştırmacılar, bunun okyanus tabanında 14 milyon ton mikro-plastik bulunduğuna işaret ettiğini belirtti. Bu, okyanus tabanının, yüzeydeki plastik miktarından 35 kat fazla atığı barındırdığı anlamına geliyor. Araştırmaya önderlik eden okyanus bilimci Justine Barrett okyanuslara ulaşan plastik atıkların burada çözüldüğünü ve ayrışan mikro parçaların okyanus tabanına çöktüğünü anımsatarak, “Okyanus derinlikleri dahi plastik kirlilikten etkileniyor” ifadesini kullandı.
Küresel ısınma bal üretimini de vuruyor
Küresel ısınma ve son dönemde etkili olan kuraklık arıları, beraberinde de bal üretimini olumsuz etkiliyor. Bal üretiminde yıllık 110 ton ile Çin’den sonra dünyanın en büyük ikinci üreticisi olan Türkiye’de arıcılar bu yıl ciddi miktarda rekolte kaybı yaşıyor. NTV’den Tuğba Öztürk’ün haberine göre Mersin Arıcılar Birliği Başkanı Adem Kurt, Türkiye’de bu sezon sıcaklıkların mevsim normallerinin çok üzerinde seyrettiğini belirterek, yaşanan sıcaklık değişiminin arıcılık faaliyetlerini olumsuz etkilediğini kaydetti. Kurt, sıcaklık artışlarının öngörülenden daha kötü sonuçlara yol açarak arı sayılarını düşürdüğünü belirterek, ileriki yıllarda bu düşüşün daha da artabileceği yönünde uyarıda bulundu. Kurt, “Yıllık yağış miktarı ve bilinçsiz hayvan otlatma nedeniyle bölgedeki ana arıların yavrulama miktarında büyük bir azalış var” dedi. Küresel ısınmanın geçtiğimiz her yıl arıcılık sektörüne etkisini büyük oranda artırdığını söyleyen Kurt, özellikle de bu yıl sıcaklıklar nedeniyle arıların olumsuz etkilendiğini söyledi.