“Karacabey dereleri zehir akıyor. Derelerin kenarına konulan fabrikaların zehirli suları tarlamızın verimini düşürdü, hayvanlarımızı öldürdü. ''
Söz edeceğimiz ilk kampanya Bursa’dan. “Karacabey dereleri zehir akıyor” başlıklı kampanyaya Change.org/Karacabey adresinden ulaşmak mümkün. Kampanyayı başlatan İlke Acar, bölge halkı adına “Derelerimizin geçmişte olduğu gibi duru ve temiz akmasını istiyoruz” diyor ve yaşanan sorunla ilgili şu ifadelere yer veriyor: “Karacabey dereleri zehir akıyor. Derelerin kenarına konulan fabrikaların zehirli suları tarlamızın verimini düşürdü, hayvanlarımızı öldürdü. Her yıl birkaç kez derelerimizde binlerce balığın toplu ölümlerini görerek kahroluyoruz. Fabrikalar, balıkları öldüren çok zehirli sularını, resmi görevlilerin tatilde olduğu hafta sonu ve bayram tatillerinde derelere boşaltıyor. Ancak bu fabrikaları denetleyen, balıklar topluca öldüğünde anında örnek alıp sorumluları cezalandıran ve bunu halka açıklayan tek bir kamu görevlisi bile bulamıyoruz. Alınan örnekler nedense hep temiz çıkıyor. O halde balıklar neden ölüyor? Bu sularla sulanan tarlalarımızın eski veriminden artık eser kalmadı. Dereden su içen hayvanlarımız ölüyor. ” Bu kampanyayla, Valiliğin tüm yetkilileri bir araya getirmesini talep eden İlke Acar’ın talebine destek vermek isterseniz Change.org/Karacabey adresini ziyaret edebilirsiniz.
"Zehirsiz Sofralar"dan güzel haber
100 Kurum ve inisiyatifin oluşturduğu Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nın yürüttüğü ve tüm canlılara zarar veren tarım zehirlerinin yasaklanmasını talep eden kampanyadan güzel bir haber var. Tarım ve Orman Bakanlığı, Change.org/ZehirsizSofralar adresinde süren kampanyayla acilen yasaklanması talep edilen 13 etken maddenin de aralarında yer aldığı 41 pestisit etken maddesinin kullanımdan kaldırılması konusunda üniversitelerden görüş istedi. Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı, Zehirsiz Kampanyayı Kasım 2019’da başlattı. Bu kampanyayla herkesi insanların sinir ve hormonal sistemine zarar veren, pek çok kanser türüne, lösemiye, kısırlığa neden olan, çocuklarda gelişim bozukluklarına yol açan, arılara ve diğer canlılara verdiği zararla biyoçeşitlilik kaybına neden olan, ekosistemi tahrip eden, toprağımızı ve suyumuzu zehirleyen pestisitlere karşı harekete geçmeye çağırıyor. Zehirsiz Kampanya kısa süre içerisinde 100 bin imzaya ulaştı, hatta kampanya talepleri ile ilgili TBMM’ye soru önergesi verildi ve meclis gündemine taşındı. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin yürüttüğü ”Zehirsiz Sofralar” Projesi kapsamında 100’ü aşkın sivil toplum kuruluşu tarafından kurulan Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı, kampanya ile Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan şu taleplerde bulunuyor: 1-Dünya Sağlık Örgütü tarafından “son derece tehlikeli”, “yüksek seviyede tehlikeli” ve “muhtemel kanserojen” olarak belirlenen ve tarımda kullanılan 13 etken madde öncelikle ve acilen yasaklansın. 2-Pestisitlerin tamamının 2030 yılına kadar yasaklanması, doğa dostu, zehirsiz yöntemlerle tarımsal üretim yapılması için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından gerekli adımlar atılsın; doğa dostu tarım yöntemleri ve bu yöntemlerle tarım yapan küçük üreticiler desteklensin; üreticileri doğa dostu, zehirsiz yöntemler kullanmaya teşvik edecek politikalar uygulansın. 3-Türkiye’de tarım ve gıda ürünlerinde kullanılan pestisitlerle ilgili denetimler artırılsın, elde edilen denetim sonuçlarıyla ilgili şeffaflık sağlansın. Kampanyaya destek vermek için Change.org/ZehirsizSofralar adresini ziyaret edebilirsiniz.
İzmirli öğrencilerden kampanya
İzmirli öğrenciler, Gediz Deltası’nın korunması için bir kampanya başlattı. Change.org/GedizDeltasi adresinden ulaşabileceğiniz kampanya Gediz Deltası’nın koruma statüsünün artısılmasını talep ediyor. Kampanyada öğrenciler, kampanyayı başlatma nedenlerine ilişkin şu ifadelere yer veriyor: “İzmir Mavişehir'den Foça'ya kadar olan alan Gediz Deltası, başta flamingolar olmak üzere şu an nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan tepeli pelikan, mahmuzlu kız kuşu, akça cılıbıtın, yalı çapkını gibi 281 çeşit kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Avrupa flamingo nüfusunun %30'u da bu bölgede yaşıyor. Ancak ne yazık ki bölgede Atatürk Organize Sanayi olmak üzere üç farklı sanayi bölgesi yer alıyor. Ayrıca özellikle Mavişehir, Ataşehir gibi yerleşim bölgelerinde büyük bir kentleşme var. Sit alanı olan yerlere moloz döküldüğünü gördük. Başta kuşlar olmak üzere bu bölgede yaşayan tüm canlılar fabrikalardan ve evlerden atılan atıklar nedeniyle zarar görüyor. Artan yapılaşma nesli tükenmekte olan kuşların hayatını tehlikeye atıyor Biz insanlar onların yaşam alanlarını işgal ettik. Evlerini ellerinden aldık. Şimdi onlara yaşayabilecek alanlar bırakma zamanı geldi. Biz öğrenciler olarak onların evlerini işgal ettiğimiz için üzüntü duyuyoruz. Yaşam savaşlarına destek vermeliyiz diyoruz. Biz insanlar onlara yaşanabilecek alanlar bırakmalıyız. Çünkü Gediz Deltası hepimizin ortak yuvası. Kuşların da insanların da ortak yaşam alanı. Bu yüzden Gediz Deltasının koruma statüsünün artırılmasını istiyoruz. Kampanyaya katılarak kuşların yaşam alanlarını korumaya destek verir misin?” Eğer öğrencilerin bu çağrısına yanıt vermek isterseniz, Change.org/GedizDeltasi adresini ziyaret edebilirsiniz.