Frank Schätzing Ölüm ve Şeytan çev. Cem Demirkan Resif Kitap, 2011, 445 s. |
XIII. yüzyılın ortalarında Köln’de konumlanıyor Ölüm ve Şeytan’ın hikâyesi; tam da o ünlü Köln katedralinin şehrin üzerinde yükselmeye başladığı zamanlarda geçen bir gizemli polisiye olarak nitelendirilebilir. Doğaüstü yeteneklere sahip, arbaletle iş gören bir suikastçı ve onun işlediği cinayete tanık olan Tilki Jacob isimli bir hırsız arasındaki kovalamacada odaklanan roman, bir yandan da ortaçağ Köln’üne dair bir perspektif sunuyor. Bir anlamda, Köln doğumlu bir yazarın kendi şehrinin tarihine, kendi çerçevesinden bakışı...
Frank Schätzing’i aslında dünyaya tanıtan romanı Sürü olmuştu; Türkçede de, yine Resif Kitap tarafından yayımlandı bu roman. Ekolojik gidişatın pek de iyi olmayan sinyaller verdiği şu günlerde, önemli laflar eden bir roman Sürü. (Kitap dünyaca tanınır olduğunda sinemaya uyarlanacağı haberleri de gelmişti, ancak henüz bu konuda bir gelişme kaydedilmiş değil. Şimdilik yalnızca film haklarını Uma Thurman’ın satın aldığını ve film için 2015 tarihinin düşünüldüğünü biliyoruz.) Ölüm ve Şeytan ise, yazarın ilk romanı.
Jeffrey N. Wasserstrom 21. Yüzyılda Çin çev. Hür Güldü İletişim Yayınları, 2011, 198 s. |
“Artık birçok ülkeden daha fazla milyonerin, nüfusu bir milyonu geçen çok sayıda şehrin, daha fazla gökdelenin bulunduğu bir Çin var karşımızda. Çağımızın en önemli sorunlarında merkezi konumda yer alıyor. Çoğu ülkeden daha fazla sera gazı salıyor atmosfere örneğin. Elinde devasa miktarda ABD hazine tahvili tutuyor. Önde gelen market zincirlerinin raflarında Çin malları boy gösteriyor. Sadece atom bombasına sahip değil, aynı zamanda nükleer ihtirasları nedeniyle Batı’da endişe kaynağı olan Kuzey Kore ile özel ilişkileri var.” Bu durum, Çin’in herkesçe az çok bilinen, görünen yüzü. Bu noktaya nasıl gelindiği ya da şu sıralar işleyen dinamikler ise bir perde ardında kalmış gibi görünüyor. İşte Wasserstrom’un kitabı, bu perdeyi aralar nitelikte. Altı bölümden oluşan kitabı kabaca ikiye ayırabiliriz. İlk üç bölümde yazar Çin’in geçmişine ve bu geçmişin çağımızın başlıca ikilemleriyle ilişkisine değinmiş; diğer üç bölümde de bugünün Çin’ini ele almış. (Yakın bir zaman önce yine İletişim’den çıkan Çin’in Sosyolojisi isimli kitap da, günümüz Çin toplumunu genelgeçer kabullerin ötesine bakarak anlamak isteyenlere yönelik bir çalışma.)
Mysore Hiriyanna Hint Felsefesi Tarihi çev. Fuat Aydın İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2011, büyük boy, 372 s. |
Hint Felsefesi Tarihi kitabı, Mysore Hiriyanna’nın üniversitede verdiği derslere dayanıyor; bir başka deyişle, Hint felsefesinin okutulduğu üniversitelerde ders kitabı olarak kullanılması amacıyla yayımlanmış bir kitap. Ama elbette Hint felsefesi yalnızca akademik çevrelerin ilgilendiği bir konu değil... İlk bakışta Hint felsefe tarihine bir giriş kitabı olarak görünen çalışma, çevirmen Fuat Aydın’ın kaleme aldığı önsözde de belirttiği gibi, konu hakkında temel bir bilginin oluşması için yeterli olamayabilir. Fuat Aydın’ın bir okuma listesi tavsiyesinde bulunmasının nedenini şu cümlelerde bulmak mümkün: “Hint felsefe tarihine giriş niteliği taşıyan bu kitap, bütün felsefe tarihi kitaplarının zorluğunun yanı sıra; kendisinin takdim edildiği okuyucusunun Hint’le alakalı hiç/ya da çok az bilgi birikimine sahip olmasından kaynaklanan ilave bir zorluğu da sahiptir. [Benzer gerekçelerden dolayı] bu metne başlamadan önce Hint toplumunun, kültürünün ve düşünce yapısının ve onu ifade etmede kullanılan temel kavramların öğrenilmesine yardım edecek metinlerin okunması“nın yararlı olacağını belirtmiş Aydın.
Beatriz Colomina Mahremiyet ve Kamusallık çev. Aziz Ufuk Kılıç Metis Yayınları, 2011, 379 s. |
İletişim ve enformasyon alanındaki son teknolojik gelişmelerle birlikte yeniden sorgulanır olan mahremiyet kavramına mimarlık çerçevesinden bakılan kitapta, alt başlıktan yola çıkarak söylersek, kitle iletişim aracı olarak modern mimari irdelenmiş. Tüm bu internet, elektronik posta, arama motorları, sosyal paylaşım ve video paylaşım sitelerinin çalışma, yazma, analiz etme, etkileşime geçme ve ilişki kurma biçimlerimizi kökten değiştirdiğine vurgu yapan Beatriz Colomina, “peki mimarinin bütün bu olanlardan etkilenmemesini beklemek mümkün mü,” diye aslında cevabı belli bir soru sorarak başlıyor. Kitapta modern mimarlık hareketinin iki önemli ismi, Adolf Loos ve Le Corbusier’nin eserlerinden yola çıkılıyor ama mimariyi çizim, model, fotoğraf, kitap, film ve reklam gibi pek çok unsurla birlikte ele alarak yeni bir bakış açısı sunmuş Beatriz Colomina. “Mimarların çoğu hâlâ Le Corbusier gibilerin I. Dünya Savaşı’nın peşi sıra geliştirdiği teknikleri kullanıyor, yeni nesil mimarların bazıları ise yeni kitle iletişim araçlarıyla denemeler yapıyor. İşte elinizdeki kitabı tekrar güncel kılan da bu gerçek belki.”
ed. Hüseyin Köse Medya Mahrem Ayrıntı Yayınları, 2011, 405 s. |
Editörlüğünü Hüseyin Köse’nin üstlendiği Medya Mahrem isimli derlemede ise, adından da anlaşılacağı gibi, medya üzerinden tartışılıyor mahremiyet olgusu. Akademisyenlerden oluşan bir yazar kadrosunun yer aldığı kitapta, altı ana bölüm başlığı altında bir araya getirilmiş yazılar; ilk bölümde beden ideolojisi, mağdur ve mahremiyeti ön plana çıkarılmış. Bu bölümdeki yazılardan biri özel alanın ifşası üzerine kurulu – “Deniz Baykal Örneği” gibi güncel bir olaydan bahsediyor. İkinci bölümde muhabbet odaklı mahremiyet işlenmiş, televizyonlardaki talk-show’lar örnek gösterilerek... Üçüncü bölüm “Gözün Vicdanından Yansıyan Mahremiyet” başlığını taşıyor. Dördüncü bölümün sinema odaklı olduğu söylenebilir. Beşinci bölümde de çizgilerden yola çıkılmış; örneğin ex-libris’ler ve Japon animeleri söz konusu edilmiş. Son bölümde ise gündelik yaşamın medyatik inşası şeklinde özetlenebilecek konu üzerinden yeni bir kuramsal çerçeve sunulmuş.
ed. Bella Habip Uluslararası Psikanaliz Yıllığı 2011 çev. kolektif Sel Yayıncılık, 2011, büyük boy, 207 s |
Uluslararası Psikanaliz Dergisi’nde 2010 yılında yayımlanan makalelerden derlenen 2011 yılı Uluslararası Psikanaliz Yıllığı, aynı zamanda Türkçe yıllıkların da üçüncüsü. Daha önce (2009 ve 2010) YKY tarafından yayımlanan yıllıklar, anlaşıldığı kadarıyla bundan sonra Sel Yayıncılık’ın yayın programında yer alacak. Bir seçki şeklinde yayımlanan Yıllık’ta dosya konusu “Psikanalizi Psikoterapiden Ayırt Etmek” olarak belirlenmiş. Dosya kapsamında kişisel makalelerin yanı sıra, yazarların bu makaleler üzerinden birbirleriyle tartıştıkları metinlere de yer verilmesi, farklı psikanaliz kültürlerini gözler önüne seren bir yapı teşkil ediyor. Diğer yazılarla ilgili olarak da, kısaca başlıklarını aktarmakla yetinelim: “Çağdaş Sanat ve Hanna Segal’in Estetik Üzerine Düşünceleri”, “Gözlemcinin Psikosomatik Sorunlar Karşısındaki Narsisist Güçlükleri”, “Fairbairn Neden Okunmalı”, “İçsel Ebeveyn Çifti Kavramı Üzerine Bazı Düşünceler”, “Süpervizyon Alanındaki Zararsız ve Yıkıcı Bozulmalar”, “Günümüz Psikanalistleri Çeviren Psikanalistler”, “Benlik Örgütlenmesinin Gelişiminde Nachträglichkeit’ın İki Zaman Yöneyi”, “Analitik Çalışmanın ve Patolojinin Düzeyleri”.