Sıcak hava dalgalarıyla dalga geçmeyelim lütfen!

-
Aa
+
a
a
a

2 Temmuz 2007

Bugünlerde havalar biraz serinlemiş olabilir ama unutmayın bu tür sıcak hava dalgalarının sayısı ve şiddeti küresel iklim değişimi ile birlikte artmakta. Buna rağmen bu tehlikeyi anlamak ve gerekli önlemleri almak konusunda hálá gerekli adımları atamıyoruz.Geçen hafta sıcak hava dalgasıyla ilgili basında çıkan haberleri ve demeçleri okudukça saçımı, başımı yoldum. Kimya profesörü bir arkadaşımız kimine göre meteoroloji uzmanı, kimine göre ise meteoroloji profesörü oldu. Koca koca valiler, müdürler ve muhabirler şehirlerin değişik yerlerindeki panolara konulmuş uyduruk termometrelerin gösterdiği yanlış sıcaklık değerlerini kullanarak demeçler verdi ve haber geçti...Devlet Meteoroloji İşleri (DMİ) Genel Müdürlüğü, zamanında uyarıda bulundu ama tehlikenin adını yine koymadı. Sitesinde yayınladığı "Meteorolojik Uyarının" başlığı "... gününden itibaren Türkiye'nin güney, iç ve batı bölgelerinde yüksek sıcaklık bekleniyor" şeklinde. Yani hálá "sıcak hava dalgası" (heat waves) gibi bir kavramdan bu ülkenin meteoroloji konusunda en yetkili kurumunun sanki haberi yok. Fakat, "Sıcak hava kütlesine bağlı olarak" gibi ifadelerle 1945'lerde hava analizi ve tahmininde terk edilmiş nostaljik "hava kütlesi" kavramını hálá kullanıyorlar. SICAK HAVA NEREDEN GELDİ?"Sıcak hava kütlesi gibi" antik ifadeler yerine jet akımlarına ait basit bilgiler verseler çok daha iyi olurdu. Örneğin, "Bu sıcak hava dalgasını Afrika'dan geldiğini nereden biliyoruz? Öyle ki, adına Afrika ya da çöl sıcağı denilen bu havanın Balkanlar'dan geldiği söyleniyor. Bu da çoğu kişinin aklını karıştırabiliyor. Yine dünyanın birçok yerinde yapıldığı gibi, birkaç günlük jet stream haritalarını basitleştirerek web sitelerinde verebilseler, Fas'tan çıkıp İtalya üzerinden Balkanlara sarkan jetin sıcak havayı Marmara ve Ege üzerine taşıdığı görülebilirdi. Bunu isteseler TV ve gazetelerimiz de yapabilirdi.Son yıllarda DMİ'de bazı iyi gelişmeler oldu. Örneğin artık hissedilen sıcaklığı inkár etmiyorlar. Web sitelerine hissedilen sıcaklığın güzel bir tablosunu bile koymuşlar. Fakat halka normal hava sıcaklıkları ile birlikte hissedilen sıcaklıkları hesaplayıp bildirmiyorlar. Bu durumda halkımız termometreden farklı olarak hissedeceği sıcaklığı, ya bazı TV istasyonlarının özel olarak hazırladığı hava durumu programlarından ya da Amerikan veya İngiliz web sitelerinden öğrenmek zorunda. Örneğin, 1948 yılından beri Amerika halkı "hissedilen sıcaklık" gibi önemli bir bilgiyi alıp gündelik yaşamında kullanmayı öğrenmişken, bizdeki bu geri kalmışlık inanılır gibi değil.Sanki kışın hava çok soğuk olduğu için okullar ve işyerleri tatil ilan ediliyordu da bazıları şimdi çok sıcak oldu diye işyerlerini tatil edelim diyor! Bazıları da çocuğum D vitamini alsın diye güneşte bebesini dolaştırıyor! Hiç kimse, sıcak hava dalgasından vazgeçtim, kuraklığı bile afet saymayan 1959 yılında çıkartılmış 7269 Sayılı Umumi Afetler Kanunu için günümüzün şartlarına uymuyor, demiyor. Bazılarımız ise İstanbul gibi büyük şehirlerimizde sıcaktan bunalıp daha sıcak olan güney illerimize tatile gidiyor!..ERKEN HASAT KURBANI OLMAYALIMSıcak hava dalgalarından dolayı 2003 Ağustosu'nda Avrupa'da beklenenden 35 bin fazla ölüm oldu. Sıcak dalgaları sırasında özellikle yaşlılar ve kronik hastalığı olanların ölümlerinde artış olmasına "hasat fenomeni" deniliyor. Evet hepimiz bir gün öleceğiz, ama erkenden hasat olmamıza lüzum yok. Antik kanunlarımız afet saymıyor diye sıcak hava dalgalarında boş oturmamalı ve uzun uzun tartışmalara girmeden hemen önlem almalıyız. Çünkü dünya böyle yapıyor. Örneğin,Birleşmiş Milletler'in 1992'de benimsediği 15. Prensip şudur: "Ciddi ve dönüşü olmayan hasarlar söz konusu ise bilimsel belirsizliklerin olması, çevresel zararları engellemede maliyet etkin önlemleri ertelemek için bir neden olmamalıdır." Küresel iklim değişimi ve sıcak hava dalgaları için de bu prensip geçerlidir.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=6806099&tarih=2007-07-02