6 Eylül 2005Güneri Cıvaoğlu
Abdullah Öcalan için gösteri yapan DEHAP'lılar demokratik eylem ve söylemin "provokatörleri" değillerse "acemileri" olduklarını düşünmek, bu saptamayı değiştirmez.Yerkürenin hiçbir coğrafyasında 30 bin kişinin ölümünden sorumlu bir terör örgütü kurucusu ve yöneticisi, demokratik hak ve özgürlükler açılımını amaçlayan toplumsal hareket iddiasının odağı yapılamaz.AB ülkeleri, başta İngiltere, ceza yasalarını değiştirerek terör örgütleriyle düşünsel bağlantıları suç kapsamına alırken, Bozüyük gösterileri şanssız bir başlangıçtır. AB'de ve dünya kamuoyunda destek bulmaları çok zor.Türkiye insanı, 3 Ekim şafağının umut psikolojisini yaşarken ve uzun süreli bir iç barış ortamına alışmışken, ekonomide önemli mesafeler alınmışken, "ortalığı karıştıracak" ve "eskinin kanlı sürecine" dönüş kaygıları yaratacak bu tür girişimler dışlanacaktır.Yeni bir parti oluşumunun daha ilk adımlarında bu geziyi düzenleyenler kötü sınav vermişlerdir.Başbakan'ın ve onunla aynı paralelde "demokratik çözüm" formülünü benimseyen sağduyulu kesimin açtıkları krediyi kullanamayacakları kaygısını vermişlerdir.Demokrasi oyununda başrol alamayacakları kuşkuları derinleşiyor....................."Amaç provokasyon ise..." Bunda planlı oldukları sezilmekte.Önce... "Karadeniz'i karıştırmak" istediler. Bildiri dağıtmakla başlayan eylemleri, eli silahlı PKK'lıları bölgeye göndermekle sürdürdüler.Onlara "linç" girişimleri, Güneydoğu'da tersine bir etki yaptı. Örneğin Batman'da yansımalar...Bozüyük gösterileri de öyle...Bozüyük'te yaşanan gerilimin yansımaları bu kez başta İstanbul, DEHAP doğrultusunda lastik yakma, molotofkokteylleri patlatma, sokakları kapatma karşı eylemleriyle yankılandı.Hedef... Türk ve Kürt kökenlileri ayrıştıracak "karşıtlık kitle psikolojisi" oluşturmak ve tırmandırmak...3 Ekim öncesinde bu strateji ile tam üyelik görüşmeleri sürecinin başlaması önlenmek isteniyor olabilir.Çünkü... "Avrupalı üst kimliği," Türkiye'deki tüm "etnisiteleri" aynı coğrafyada bir arada tutabilecek yapıştırıcıdır."Avrupalı kimlik kartı" ulus devlet için etkin formüldür.Bölgeler arası kalkınmada adalet, demokraside Avrupa standartları ve ekonomik yükselişin sürmesi ile Ortadoğu'da farklı bir uygarlık haritasının oluşması, siyasal çıkarlarını ayrılıkçı hareketlere endekslemiş olanların "varoluş nedenleri" üzerinde rende gibi çalışacaktır. Bir süre sonra "Avrupalı" değerlerle dokunan siyasal kültür platformunda etkin ve uluslararası kaliteleri olan Kürt liderler ortaya çıkacaktır.Onların "PKK'nın faili meçhul kurbanları" olarak susturulmaları da, siyasal pratik gündeminin dışında kalacaktır.Öcalan, bir süre sonra simgesel geçerliliğini yitirecektir....................Son eylem ve söylemlerde polis iyi sınav verdi.Medya da olayları karbonatla şişirmedi......................Ancak... Çok önemli bir nokta ortaya çıktı. Devlet bugünlere kadar PKK'nın "silahlı eylemlerine" karşı strateji kurmuş ve örgütlenmişti. Peki... "PKK doğrultusundaki sivil söylem ve eylemlerde" hangi stratejiyi uygulayacak?Toplum, PKK'yı sadece silahla ve kanla eylem yaparken bellemişti. Onun karşısında güvenlik güçlerinin savaşımını doğal buluyordu. Toplumsal tepki konmuyordu.Oysa şimdi sivil eylemler ve linç girişimlerine kadar uzanan "karşıt toplumsal tepkiler" var.Bunlar yeni.Nasıl bir strateji ile devlet tavrı belirlenecek?.. Toplumdaki gerilim tırmanışı ve kamplaşma olasılığı nasıl önlenecek?Silahlı PKK'ya karşı Silahlı Kuvvetler daima güven vermiş ve başarılı olmuştur.Silahsız PKK'lılara karşı, Silahsız Kuvvetler konusunda da akılcı ve güçlü olmak gerek.[email protected]