Eşkıya Girmiş Bostana: Yedikule Bostanlarında Yönetim Planına Aykırı Uygulamalar ve Hukuk Dışı Tahliyeler

-
Aa
+
a
a
a

 

Kentin ve Kentin Tozu’nun gündeminde bu kez Yedikule Bostanlarıvar. Yedikule Kapı ile Belgrad Kapı Arası Kara Surları İç Koruma Rekreasyon Projesi’ne göre, tarihi Yedikule Bostanlarının bir kısmı yok edilme tehlikesi altında.

Bu hafta Kentin Tozu'nda konuyla ilgili olarak Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyesi ve ICOMOS Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi Türkiye Milli Komitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. İclal Dinçer’e başvurduk. Ardından ekmek teknesi bostan olanların itirazlarına kulak verdik ve karşılaştıkları şiddeti ilk ağızdan dinledik. Daha sonra hukuk dışı uygulamaları ve baskı ve tehdit mekanizmaları ile Fatih Belediyesi mağdurlarını dinledik. İstanbul Barosu avukatlarından Meral Umut Akarçay’ın konuyla ilgili görüş ve tavsiyelerine de kulak verdik.

 

İndirmek için: mp3, 25.8 Mb.

19 Temmuz 2013 tarihinde Açık Radyo’da Açık Dergi programında yayınlanmıştır.

Kentin Tozu’nun podcast servisine ulaşmak için tıklayın.

***

Kentin ve Kentin Tozu’nun gündeminde bu kez Yedikule Bostanlarıvar. Yedikule Kapı ile Belgrad Kapı Arası Kara Surları İç Koruma Rekreasyon Projesi’ne göre, tarihi Yedikule Bostanlarının bir kısmı yok edilme tehlikesi altında. Kentin Tozu’nda konuyla ilgiliolarakYıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyesi ve ICOMOS Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi Türkiye Milli Komitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. İclal Dinçer’e başvurduk:

Tarihi bostanların yer aldığı sur içindeki havuzlu park projesi, İstanbul 2 Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 26 Haziran 2013 tarihli kararıyla onaylandı.  Koruma Kurulu’nun kararında,  “Yedikule-Belgrad Kapı Arası Yenileme Avan Projesinin düzeltmelerle uygun olduğuna karar verildi,” deniliyor.  Oysa Proje ve Koruma Kurulu kararı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2011’de hazırladığı Tarihi Yarımada Alan Yönetim Planı’nın 101. sayfasındaki  “Sura bitişik alanlardaki 1875 tarihli haritada yer alan günümüze kadar mevcudiyetini devam ettiren bostan alanları korunacaktır,” ibaresi ile açıkça çelişmekte. Bir başka çelişki, modernleştirme adına, tarihi değerlerin ve kültürel mirasın, kendine muhafazakâr diyen bir iktidar tarafından bizzat yok edilmeleri. AKP o çok eleştirdiği modernleşmeci projelerin kat-kat üzerinde yıkım projeleri uyguluyor.

Bu hafta Kentin Tozu'nda konuyla ilgiliolarakYıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyesi ve ICOMOS Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi Türkiye Milli Komitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. İclal Dinçer’e başvurduk.Prof. Dr. İclal Dinçer’in ardından ekmek teknesi bostan olanların itirazlarına kulak verdik ve karşılaştıkları şiddeti ilk ağızdan dinledik. Daha sonra hukuk dışı uygulamaları ve baskı ve tehdit mekanizmaları ile Fatih Belediyesi mağdurlarını dinledik.

Vatandaşın hak arama yollarına erişimi ve haklarını bilmemesinden güç alarak yapılan hukuk dışı uygulamaları, özetle,  hukuki dayanaktan yoksun tehdit tebligatlarını, binbir zorlukla yetiştirdikleri ürünlerini toplayan emekçilerin üzerlerine sürülen kepçeleri, tazminat verilmeden yok edilen bahçeleri, tekmili birden dört dörtlük Fatih Belediyesi terörünü yerinde dinledik. Bu çeşit hukuksuz uygulamalar Sulukule’den bu yana bir Fatih Belediyesi klasiği olmaya devam ediyor. Sulukuleli mülklerini baskı ve tehditlerle elden çıkarttıydı. Ayvansaray Tokludede arkeolojik alanda kaçak kazıları, Ayvansaray’ın bazı bölgelerine yollanan usulsüz zabıta tebligatlarını da daha önce görmüştük Aynı filmi tekrar tekrar Fatih’te izliyoruz.

Programda İstanbul Barosu avukatlarından Meral Umut Akarçay’ın konuyla ilgili görüş ve tavsiyelerine de kulak verdik.

Parka karşı çıkanlar ve park isteyenler olarak mahalleli bölünmüş vaziyette. Önce bostanın yok edilişine karşı çıkan bir vatandaşa kulak veriyoruz, ardından bostan yerine park isteyenlerden yaşlı bir teyzenin haklı itirazlarını dinliyoruz. Burada bir açıklama yapılması gerek. Bostanların bir kısmı, konutların doğrudan görünüm alanında olanlar, yıllar önce terk edilmiş ve buralar her çeşit depo olarak kullanılırken, tüm ıssızlaştırılan alanların başına gelenler burada da gerçekleşmiş. O nedenle itirazlar haklı.

Öte yandan, park ile bostan bir arada yaşayamaz mı? Zurnanın zırt dediği yer burası. Kent tarımının çok önem kazandığı, prestijli üniversitelerde ders olarak okutulduğu şu yeni kentsel düzende, on binlerce yıllık bir tarım alanına nasıl kıyılır?Öte yandan,aşağı yukarı on yıldır mahallelinin konuyla ilgili şikâyetlerine neden hiç kulak verilmediği de sorgulanmayı hak ediyor. Belediye ne içindir? Kaymakamlık, belediye ve emniyete yazılan yüzlerce dilekçeye neden zamanında yanıt verilmemiştir?

"Merhamete geldi’", diyor vatandaş. Neden şimdi bu merhamet? Yedikule Konakları biter bitmez canla başla parkın başlatıldığı da bir gerçek; acaba merhamet bundan mıdır? Ve önemli bir ayrıntı: İstanbul 2020 görsellerinde, surların dibinde ve Mermer Kule etrafında yer alan ucube ötesi Olimpiyat tesisleri ile bu parkın ilintisinin de araştırılması gerek. Bu tesislere yakın alanların yıkımlar ve yok edilmelerle bir soylulaştırma yaşayabilecekleri göz ardı edilmemeli. İlk konuğumuz Prof. İclal Dinçer de benzer kaygılarını belirtti. Merhamet her an merhametsizliğe dönüşebilir. O nedenle, mahallelinin tümünün kazanılarak, park projesi içinde bostanın yaşatılmasına yönelik bir projeden yana tavır almalarının sağlanması her bakımdan önemli.