4 Eylül 2011
El Kaide’nin 11 Eylül 2001’deki terör saldırısının amacı Amerika’ya zarar vermekti, evet zarar verdiler fakat belki de Usame Bin Ladin’in bile düşünmediği bir şekilde bunu yaptılar. Başkan George W. Bush’un saldırılara verdiği karşılık Amerika’nın temel prensiplerini tehlikeye atmakla beraber ülke ekonomisini zayıflattı ve güvenliğini zaafa uğrattı.
11 Eylül saldırılarının ardından girişilen Afganistan işgalinin nedeni anlaşılır olsa da ardından gelen Irak işgalinin, her ne kadar Bush bir bağlantı kurmak için uğraşsa da, El Kaide ile hiçbir bağlantısı yoktu. Alınan savaş kararı, en başta 60 milyar dolar olarak ifade edilmesine rağmen yanlış bilgilendirme ve ordunun yetersizliği nedeniyle daha pahalıya mal oldu.
Linda Bilmes ve ben 3 sene önce Amerika’nın savaş masraflarını hesapladığımızda ortaya çıkan rakam 3.5 trilyon dolardı. O günden beri fatura daha da kabardı. Ülkeye geri dönen askeri birliklerin yarısından fazlasının maluliyet ödemesi almasıyla ve şu ana dek askeri tesislerde tedavi edilen 600 bin askerle beraber faturanın 600 ile 900 milyar dolar arasında olacağını tahmin ediyoruz. Veteran asker intiharları (geçtiğimiz yıllarda bir gün içinde 18 intiharın gerçekleştiği olmuştu) ve birbirinden kopan ailelerin getirdiği toplumsal faturayı ise hesaplamak mümkün değil.
Gerçekçi olmayan iddialar yüzünden Amerika’yı ve dünyanın geri kalanını savaşa sürüklediği ve savaşın maliyeti konusunda insanları yanılttığı için bile Bush’u affetmek mümkün olabilir, fakat hiçbir şekilde bu savaşı finanse etmek için seçtiği yöntem kabul edilemez. Tarihte kredi alarak savaşa giren ilk lider olan Bush, 2001’deki vergi kesintisi sonrası halihazırda genişlemiş bütçe açığına rağmen Amerika’nın savaşa girmesinin ardından bir kez daha yüksek gelirliler için vergi “indirimi”ne gitmişti.
Harcama 2 trilyon dolar
Bugün Amerika işsizlik ve bütçe açığı sorunlarına odaklanmış durumda. Amerika’nın geleceğine yönelik her iki tehlikenin de Afganistan ve Irak’taki savaşlarla karşılaştırıldığında önemsiz kaldığı görülüyor. Artan savunma harcamaları ve Bush dönemindeki vergi kesintileri, Bush’un göreve geldiği zaman GSMH’nin yüzde 2’si düzeyinde fazla veren bütçenin neden bugün borç içinde olduğunu açıklıyor. Her iki işgalde de hükümet tarafından yapılan doğrudan harcama 2 trilyon doları -her bir hane için 17 bin dolar- bulurken bu miktarın gelecekteki masraflarla birlikte yüzde 50’den daha fazla bir oranda artması bekleniyor.
Dahası, Bilmes ve benim The Three Trillion Dollar War/Üç Trilyon Dolarlık Savaş adlı kitabımızda da belirttiğimiz üzere savaşlar Amerika’nın makroekonomik zaafiyetine katkıda bulundu ve bu da bütçe açığını kötüleştirerek borç yüküne yol açtı. Petrol fiyatlarının artmasına neden olan Ortadoğu’daki karmaşa Amerikalıların Amerika’da üretilen ürünleri almakta kullanacağı parayı petrol ithalatında harcamasını gerektirdi.
Fakat bu zafiyeti gizlemek isteyen ABD Federal Rezerv’i tüketim patlamasına yol açan emlak balonunu ortaya sürdü. Bunun neden olduğu aşırı borçlanmayı aşmak ve tehdit altındaki emlak sektörünü rayına sokmak için yıllar gerekecek.
Bush Amerika’yı kandırdı
Ne gariptir ki bu savaşlar Amerika’nın (ve dünyanın) güvenliğini Bin Ladin’in hayal edemeyeceği şekilde tehdit etti. Destek bulmayan bir savaş askerleri savaşa göndermeyi zorlaştıracağı için Amerika’yı savaşın maliyeti konusunda kandıran Bush, zırhlı ve mayına dayanıklı araçlar ve geri dönen veteran askerlerin sağlık hizmetlerinden yeterli miktarda yararlanmasının da dahil olduğu birçok temel masraftan kaçınarak askeri birlikleri yeterli düzeyde finanse etmedi. Bu arada ABD’deki bir mahkeme geçtiğimiz günlerde veteran askerlerin haklarının ihmal edildiği sonucuna vardı. (Obama yönetimi ise veteran askerlerin mahkeme kararlarına itiraz etme haklarının kısıtlanması gerektiğini savunuyor!)
İşgâlin faturası ağır
ABD ve müttefikleri Afganistan ve Irak’ta uzun vadede zafer elde edebilmek için kalpleri ve zihinleri fethetmenin gerektiğini biliyordu. Fakat işgalin ilk yıllarında yapılan hatalar halihazırdaki zor savaşı daha da karmaşık bir hale soktu. Savaşın ikincil zararı (collateral damage) da büyüktü: Birçok hesaba göre savaştan dolayı doğrudan veya başka bir şekilde 1 milyondan fazla Iraklı hayatını kaybetti. Bazı araştırmalar ise son 10 yılda Afganistan ve Irak’ta 137 bin sivilin feci şekilde hayatını yitirdiğini gösteriyor. Sadece Irak’tan 1.8 milyon kişi göç ederken 1.7 milyon insan da ülke içinde yer değiştirmek zorunda kaldı.
Öte yandan, savaşın sonuçlarının hepsi felakete yol açmadı. Amerika’nın borçlanarak açtığı savaşların neden olduğu bütçe açıkları ABD’nin bütçenin sınırları gerçeğiyle yüzleşmesine yol açtı. Amerika’nın askeri harcamaları Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından geçen yirmi yıla rağmen dünyanın geri kalanının yaptığı harcamaların toplamına eşit. Artan masrafların birçoğu masraflı Irak ve Afganistan savaşları ve terörizme açılan küresel savaştan dolayı olsa da masrafın büyük bir kısmına var olmayan düşmanlar için alınan silahlar yol açtı. Artık, bu kaynaklar farklı şekilde harcanabilir ve böylece ABD daha az ödeyerek daha çok güvenlik sağlayabilecek.
Mağlup edilmemiş olmasına rağmen El Kaide, 11 Eylül saldırıları sonrası kadar tehlike arz etmiyor. Fakat bu noktaya gelene kadar Amerika ve diğerlerinin ödediği fatura muazzamdı, ve bu masrafların çoğundan kaçınmak mümkündü. Sonuçlarıyla uzun bir süre baş başa kalacağız. Bu yüzden harekete geçmeden önce düşünmekte fayda var.
Yazının İngilizce aslını okumak için tıklayın.