İster inan ister inanma!

-
Aa
+
a
a
a

29 Mart 2010Hürriyet Gazetesi

Ömrünü İstanbul Teknik Üniversitesi'nde geçiren bir akademisyen Prof. Dr. Kafescioğlu. Okula başladığı 1937 yılından emekli olduğu 1983'e kadar, dünyadaki inşaat malzemelerinin ve yapı tekniklerinin geçirdiği her aşamaya tanıklık etmiş.Prof. Dr. Ruhi Kafescioğlu, sanıldığının aksine çağdaş bir malzeme olan toprağı ve kerpiç evi özetle şöyle anlatıyor:“Toprağa dayalı yapıları bu günün dünyasında terk edilmesi gereken, zamanı geçmiş, demode olmuş bir sistem olarak göstermek çok yanlış. Tam tersine günümüz koşullarında sorunlara her türlü ortamda en iyi ve üst düzeyde yanıt verebilen bir sistemdir. Afrika'nın en yoksul ülkelerinde de, teknolojileri en gelişmiş Amerika, Kanada, Fransa, Almanya gibi zengin ülkelerin, yapı biyolojisi, termik konfor şartları sağlanmış çevre kirletmeyen sağlıklı konutlar isteyenler de toprak konutlarda yaşamakta. Bugün dünyanın birçok ülkesindeki araştırma enstitüleri toprağa dayalı yapı malzemesi üretim ve yapım tekniklerini geliştirmek amacıyla çalışmakta. DAYANIKLI VE TERMOS GİBİBirçok deprem bölgesinde yaptığımız incelemelerde, teknik kurallara uygun üretilmiş kerpiçlerle ve yapı kurallarına uygun yapılmış kerpiç yapıların hasar görmediğini ve can kaybına sebep olmadıklarını saptadık. Buna örnek olarak 1939 Erzincan depreminden sonra Bayındırlık Bakanlığı tarafından yaptırılan kerpiç yerleşim birimini gösterebiliriz. O yapılar bölgede birçok yıkıcı deprem felaketi yaşandığı, betonarme yapıların birçoğunun önemli hasar gördüğü halde geçen seneye kadar sağlam kalmış, kullanılmış.Kerpiç yapıların sahip oldukları nitelikleri ana hatlarıyla şöyle sıralayabiliriz:- Kurallara uygun üretilmiş kerpiç blokların basınç dayanımları yeterli düzeydedir.- Kurallara uygun yapılan kerpiç yapılar depreme dayanıklıdır.- Kerpiç yapılar üretim ve kullanımları sürecinde büyük ölçüde enerji tasarrufu sağlar.- Kerpiç yapılar sahip oldukları termik nitelikler nedeniyle bir termos şişesi gibidir. İç ortamları dıştaki iklimsel değişikliklerden etkilenmez. - Kerpiç üretimi, diğer her hangi bir malzeme gibi, tesis kurulmasını ve işletme sermayesini gerektirmez.- Yapının hacim ve ağırlık olarak en büyük öğesi olan duvar malzemesinin yakın çevreden tedarik edilebilmesi taşıma işini en az düzeye indirir.- Doğal malzeme olduğu için çevre kirliliği ve iklim değişikliği yaratmaz.- Yapı ekolojisi, biyolojisi ve insan sağlığına en iyi yanıt veren sistemdir. SAKINCALARI GİDERİLDİGünümüzün önemli sorunlarına, geliştirilmeye açık yönleriyle olumlu yaklaşımlar gösteren bu malzemeyi çağdaş malzeme olarak niteliyoruz. Ülkemizde kırsal ya da kentsel yerleşimlerde, az katlı yapılar için kullanılmış ve geliştirilerek kullanılması önerilmektedir. Geleneksel kerpicin bu olumlu nitelikleri yanında yetersiz ve sakıncalı yönleri de vardır. Fakat bunlar çeşitli stabilizasyon yöntemleriyle artık giderilmiştir.Özensizliklerin ve umursamazlıkların faturası, çoğu zaman ağırdır. Bu sakınca yalnız kerpiç binalar için değil her türlü yapı için geçerlidir. Bu durum çeşitli kademelerde mühendislik hizmeti verilmiş olan betonarme kamu yapıları için de söz konusudur. Bu acı gerçeği Elazığ - Okçular köyünde de, 1999 Marmara depremlerinde de gördük, yaşadık. Kötü ve yanlış olan, kerpiç gibi her hangi bir yapı türü değil, yapı için gerekli özeninin gösterilmemiş olmasıdır.”KERPİÇTEN KURDUM BİNAYI GÖRDÜM LEYLA'YIProf. Dr. Ruhi Kafescioğlu, böyle söylüyor. Ben de meşhur Diyarbakır türküsünü hatırlatacağım: “Kerpiç kerpiç üstüne kurdum binayı / Binayı kurarken gördüm Leyla'yı / Leyla başıma açtı türlü belayı...”Türküde bahsi geçen “Leyla” kullanılan malzeme değil; yapı için gerekli özeninin gösterilmemiş, gerekli bilim ve teknolojinin kullanılmamış olmasıdır. Yoksa, Marmara Depremleri'nde kaybettiğimiz 50 bin vatandaşımız da mı kerpiç evde oturuyordu, diye adama sorarlar.