Ala: Yönetici kimseyi suçlu ilan edemez

Dünya Basınından
-
Aa
+
a
a
a

11 Eylül 2007Nizamettin Kaplan

Başbakanlık Müsteşarlığı’na atanan Diyarbakır Valisi Efkan Ala bölgedeki beş yıllık görev süresini NTV’ye değerlendirdi. Bölgedeki olaylara ve halka yaklaşımıyla, sivil toplum örgütleri ve DTP’li belediye başkanlarıyla kurduğu ilişkilerle, OHAL’in (olağanüstü hal uygulaması) çözüm olmadığını savunmasıyla, “Coptan başka enstrüman tanımayanların devri geçti” sözleriyle dikkat çeken Ala, yeni görevine başlamadan önce NTV’ye önemli açıklamalar yaptı.

Ala’ya göre katılımcı bir yönetimin olmazsa olmazı vatandaşa güven duymak:VATANDAŞA GÜVEN OLMAZSA OLMAZ“Dünya cok hızlı değişiyor. Biz bilim çağındayız, enformasyon devrimi olmuştur. Artık elektronik gelişmeler sınır tanımıyor; bilgisayarla komşularınız değişiyor. Akşam oturup Japonya ya da Amerika’daki tanıdıklarınızla sohbet edebiliyorsunuz. Böyle bir dünyada yönetim hem anlayışını, hem mekanizmalarını, hem kullandığı enstrümanları değiştirmeli, yöneten-yönetilen ilişkisini yeniden tanımlamalıdır. Bunun çabası içerisinde olduk. Katılımcı bir yönetim hedefleri, vatandaşıyla birlikte belirler. Süreçleri birlikte izler, denetimi birlikte yapar. O zaman yapacağınız işlerde faydayı maksimize edersiniz, hatayı minimize edersiniz. Enaz maliyetle, en çok işi yapmaya çalışırsınız. Bu, yönetim anlayışındaki değişikliğe vurgudur. Bunu Diyarbakır’da, Batman’da vatandaşla birlikte uyguladık. Tabii bunun olmazsa olmazı vatandaşa güvendir. Zaten başka seçenek olamaz bir demokratik toplumda. Bir toplumda vatandaş veridir. Siz onlarla birlikte hareket ettiğinizde, işte sanıyorum ki doğru sonuçlar elde edilebiliyor olduğunu burada kanıtladık.”BÜROKRASİ DE BİLANÇO AÇIKLAMALIKamu kurumlarına yönelik eleştirileriyle de dikkat çeken Ala, bürokrasinin de tıpkı özel sektör gibi bilanço açıklamasını istiyor:“Toplum çok dinamik. İyi olanlar, başarılı yapanlar sürekli taltif edilmeli toplum tarafından. Demokratik bir düzende bu böyle olur zaten. Ama başarısız olanlar da elenmelidir. Şimdi bu başarısız olanların elenmesi mekanizması işlemiyor. Çünkü onların iş garantisi, işlerindeki becerileri değil kadrosudur, maaşıdır. Kanunla verilmiş kadroları. Bunu böyle götüremeyiz. Bir işletme nasıl ki yılın sonunda mali bilançosunu ortaklarına (yani sermayede payı olanlara) açıklıyor, kamu çalışanları ve bürokrasi de (madem ki vatandaşın vergileriyle o işleri yapıyorlar, hizmet ürettiklerini söylüyorlar) hizmet bilançolarını her yılın sonunda açıklamalı. Ne kadar kaynak kullanmışlar, hangi hizmetler talep edilmiş bu kaynaklarla ve hangi hizmetler üretilmiş? Hizmet bilançolarına göre değerlendirilsinler. Bu, toplumdaki dinamizmi, gelişmedeki istikrarı sağlayacaktır. Modern yönetim anlayışı da bunu gerektirir. Burada vasatı yakalarsınız. Yani toplumun talepleriyle yönetimin ürettiği, kamu bürokrasisinin ürettiği çıktılar birbiriyle uyumlu olmak zorunda olur. Birbirinden bağımsız değil.”KİMSE BAŞTAN SUÇLU İLAN EDİLEMEZYeni Başbakanlık Müsteşarı Ala, Batman’da görev yaparken İl İnsan Hakları Kurulu’na şikayet başvuruları düştü. Görev süresince sivil toplum örgütlerinin yanısıra o dönemdeki DEHAP ve bugünkü DTP’ni programlarına da katılan Efkan Ala hiçbir demokratik toplumda idarecilerin, hiç kimseyi baştan suçlu ilan edemeyeceğini vurguluyor:“Devlet adamları kendi koyduğu kurallara elbette önce kendileri uyacaklardır. Sizin kurallarınıza, devletinizin kurallarına bir mekanizma işliyorsa bu mekanizmayı ancak kurallarla değiştirebilirsiniz. Bizim orada yaptığımız şey, devletin bir kurumlar kurallar ve kanunlar bütünü olduğunu ortaya koymaktı. Devlet kuraldır. Kuralları ve kanunları da demokratik rejimlerde, Türkiye’de milletin seçtiği platformlar, Meclis ortaya koyar. O kurallar ve kanunlara göre hareket etmek herkesin görevidir. Bunun dışında bir şey zaten düşünülemez. Suç işleyenlerin de Türkiye mahkemelerinde davaları görülür, mahkemeler kişilerin suçlu olup olmadığına karar verir ve gereği yapılır. Hiçbir demokratik toplumda yöneticiler kimseyi baştan suçlu ilan edip ona göre davranamaz. Böyle bir şey zaten tamamen anti-demokratik, anti-insani bir yaklaşım olur. Dolayısıyla aslında yapılan şey, kuralların yeniden hatırlanması ve kuralların uygulanmasıdır.” VATANDAŞ BİZDEN ÇOK DAHA ÖNDEEfkan Ala terörle mücadelede de yeni yöntemler geliştirilmesi gerektiği görüşünde. Demokratikleşme ve ekonomide iyileşmeyle birlikte, vatandaşla beraber terörle mücadele edilebildiğinin ve sonuç alındığının Diyarbakır ve Batman’da görüldüğünü anlatan Ala, böylece teröre desteğin kesildiğini söylüyor. Sorun çıkaranla çıkarmayanı ayırmak gerektiğini, bir sorunu çözerken başka sorunlar üretmemeye dikkat etmek gerektiğini savunan Ala, halka güvenmenin ilk şart olduğuna inanıyor:“Buraya başlarken vatandaşlara güvenmenin sorunların çözümünde ana enstrüman olduğunu ve bunun bizi yanıltmayacağını söylüyor ve biliyordum. Bunda hiç yanılmadığımı hatta vatandaşımızın tahminimden çok çok daha ilerde olduğunu gördüm. Onların, bizim de ufkumuzu aşan bir vicdana sahip olduğunu, bir duruşa sahip olduğunu gördüm. Vatandaş bizden çok önde. İyimser olanların tahmininden çok önde. Bunu ortaya koymuştur.”ADALET HERKESİ MEMNUN EDERGöreve başladığında su ve yol sorunu olduğunu belirten Ala, bugün ise Diyarbakır’da bu iki alanda da sorun kalmadığını söylüyor:“Adaletli davranırsanız, işini yapmadığınız insanı da memnun edersiniz, adaletsiz davranırsanız, bir kaç kişinin işini yaparsınız ama o kadar çok insanın memnuniyetini de bir tarafa itmiş olursunuz. Adalet, işini yapamadığın insanı da memnun etme aracıdır. Bunları hiçbir zaman bir kenarda tutmamak lazım. Biz bu yönetim anlayışını, tekniği realize etmeye çalıştık burada. Vatandaşlarla beraber bunun iyi sonuçlarını aldığımızı zannediyorum, görüyorum. En azından neyi yapmadığımızı da paylaştık.”KENDİMİZİ YENİDEN FORMATLAYACAĞIZMüsteşar Ala yeni görevini değerlendirirken, hükümetin önceliklerine dikkat çekiyor ve kendisinin de “yeni bir formata gireceğini” belirtiyor:“Tabii bu çok önemli bir görev, onurlu bir görev. Sayın Başbakanımızın böyle bir tevecühte bulunması onur verici bir durumdur. Fakat sorumluluğu çok büyük bir görevdir. Burada yapılan, ülke yönetimine ilişkin yapılan işler sonucunda, sayın Başbakanımızın böyle bir tasarrufta bulunması, böyle bir onuru vermiş olması tabii bizim sorumluluğumuzu arttırıyor. Görev anlayışımızda yeniden formatlanmamızı zorunlu kılıyor. Umarım başarılı oluruz. Umarım kendimize ve bize güvenenlere mahcup olmayız. Burada birinci dönemde altyapı yatırımlarına, sosyal faaliyetlere ağırlık verildi. Bu dönemde biliyorum ki işsizlik konusunda, istihdam konusunda çok ciddi mesafeler alınacaktır. Sayın Başbakanımız da bu kararlılık içerisindedir zaten. Biz de elimizden geleni fazlalaştırarak ortaya koymaya çalışacağız. Bunu büyük bir onurla büyük bir memnuniyetle yapmaya çalışacağız. Sanıyorumki bir müddet sonra gözle görülür rahatlama istihdam konusunda bu bölgelerde sağlanacaktır.”http://www.ntvmsnbc.com/news/419507.asp