'2030 yılına kadar dünyadaki ortalama sıcaklık artışının 2 derece olması bekleniyor

-
Aa
+
a
a
a

18 Haziran 2007

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Kadıoğlu, 2030 yılına kadar dünyadaki ortalama sıcaklık artışının 2 derece olmasının beklendiğini söyledi.

Kadıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçmişte 250 bin yılda bir, dünyanın 1 derece ısınıp soğuduğunu belirtti.

Ancak 1850 yılından 2000 yılına kadar dünyanın 1 derece ısındığını ifade eden Kadıoğlu, ''Bunda 1850'li yıllarda yaşanan sanayi devriminin çok büyük etkisi var. 2030 yılına kadar dünyadaki ortalama sıcaklık artışının 2 derece olması bekleniyor'' dedi.

Bu denli hızlı küresel ısınmaya birçok bitki ve hayvan türünün ayak uyduramayarak öldüğünü, yok olduğunu kaydeden Kadıoğlu, ''Kişi başına düşen tarımsal alanlar azalıyor. Rekoltenin 2030 yılında kişi başına yüzde 30 azalması bekleniyor'' diye konuştu.

Kadıoğlu, dünyada 2 derecelik sıcaklık artışının insanlık için getirdiği en önemli tehlikenin, yağışın şeklindeki değişiklik olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:

''Türkiye'de ise kışın sıcaklık 2 derece artarken bu rakam yazın 3 dereceye çıkıyor, toprak yüzde 30 kuruyor. Kışın yağmurda yüzde 30 oranında bir artış; yazın aynı oranda bir azalma yaşanıyor. Yani kar yağışı, daha çok yağmura dönecek. 2 derece sıcaklığın artması ile dağda biriken kar ve buzul azalacak. Bu da gelecekte suyun azalmasıyla karşı karşıya kalacağımız kuraklık tehlikesini açıkça ortaya koyuyor.''

-''ADA ÜLKELERİ VE KIYI ŞEHİRLERİ İÇİN TEHLİKE''-

Dağlardaki karın ve buzulların erimesi ve azalmasının aynı zamanda deniz suyu seviyesinin de yükselmesi anlamına geldiğini belirten Kadıoğlu, şöyle devam etti:

''Geçtiğimiz yüzyılda deniz seviyelerinin 10-15 santimetre arasında yükseldiğini ve önümüzdeki yüzyılda da bunun 89 santimetreye kadar çıkabileceğini araştırmalar gösteriyor. Bu boyutta bir yükselme, ada ülkeleri ve kıyı şehirleri için ölümcül sonuçlar doğuracak. Deniz seviyesindeki 10 santimlik yükselme, aslında 10 metrelik bir kıyı şeridinin yok olması anlamına geliyor. 'Burun etkisi' denilen bu olay, deniz kenarında yaşayan toplam 100 milyon insanın yaşamını tehdit ediyor. Bu gidişle birçok yerleşim bölgesinde su baskınları yaşanacak, kıyılardaki şehirler yok olacak.''

Küresel ısınmanın en büyük nedenlerinin başında kömür, petrol ve doğalgaz kullanımının geldiğini ifade eden Kadıoğlu, ''Küresel ısınmanın tek sorumlusu, büyük bir hırs ve tüketim çılgınlığı içinde, doğanın hassas dengesini bozmaya devam eden insanoğludur. Torunlarımızı, geleceğimizi etkileyecek bu durumun sonuçlarını düşünerek bu gidişata bir son verilmelidir. Aksi takdirde gelecek nesiller sıcak hava, orman yangınları, susuzluk, gıda zehirlenmesi, kuzey enlemlerinin ısınması ile cilt kanseri ve vektörel hastalıklarla karşı karşıya kalacak'' dedi.

-ALINACAK ÖNLEMLER-

Kadıoğlu, Türkiye'nin de içinde bulunduğu pek çok ülkenin hızla yaklaşan bu tehlikeye karşı önlem almak zorunda olduğunu vurgulayarak, ''Küresel ısınmanın etkilerine karşı hazırlanmalıyız. Zarar azaltma, tahmin ve erken uyarı, koruma, düzeltme, uyum çalışması, etki analizi, yeniden yapılanma, iyileştirme ve müdahale taktikleri geliştirmeliyiz. Risk yönetimimizi iyi yapmalıyız'' diye konuştu.

Enerji verimliliğin artırılması, yenilenebilir enerjinin geliştirilmesi, sürdürülebilir tarımın desteklenmesi, metan emisyonlarının geri kazanılması ve yaygınlaştırılmasının sağlanması gerektiğini kaydeden Kadıoğlu, ''Plastik madde kullanımını azaltmalı, su ve enerji tasarrufu yapmalıyız. Bunu, torunlarımız ve geleceğimiz için yapmalıyız'' dedi.