2 Haziran 2006Umur Talu
En makul sıfatla; "Türkiyegazeteciliktarihininenbüyükkomplolarındanbiri" nin baş aktörlerinden... En acınası, acımalı sıfatla ise, "TürkiyeGenelkurmaytarihininenbüyükmedyakomplolarındanbiri" nin baş figüranlarından, bir bakıma kurban-cellatlarından biri...Bugün, sağda solda "tuhafçeteler" fışkırırken çıkıp "derinkomplofilanyok" demiyor mu!
* * *
Sen bir zamanlar, bir "teröristifadesi" ne üniformalı bir andıç şebekesinin ekleyip eline tutuşturduğu isimleri, hem de meslektaşlarını filan, " fast-foodandıçkuşu" çabukluğuyla manşetten "hainler" diye ilan ettiğinde... "Komplo" değil miydi? O komployu paylaşmadın mı, o komploya gelmedin mi, o komplonun komplo olmasına çanak tutmadın mı ve neden sonra "komplo" için özür dilemedin mi? Senin hislerine, tespitlerine, zekâna, algılamana, tahlil ustalığına; tuzağa düşmeme, komploya gelmeme, komploları anlama, ayırtına varma kabiliyetine, hatta isteğine neden güvenelim ki? Senin bile bir bakıma güvenilmez bulduğun bu haline, binlerce okur ile yüzlerce gazeteci neden güvenmeli ki? Gazeteni "komplomedyası", kendini "andıçkuşu" kılmışsın; gazeteciliğin bir alay ilkesini delik deşik ettirip propaganda oyuncağı olarak teslim etmişsin...Tamam bir gün özür dilemişsin ama utancından yerin dibine filan girmemişsin, insanların yüzüne bakamayacak hale gelmemişsin, yoğurdu bile üfleyerek yemeyi öğrenememişsin...Şimdi hangi fikrini, hangi teşhisini, hangi telkinini, çok sesliliğin bir parçası, bir de böyle bir bakış, belki de doğrudur filan diye saygıyla karşılayalım.Yeter e mi!
* * *
Şimdi, kuşkular, isimler, bombalar, patlayıcılar, silahlar, cinayetler, krokiler bir şekilde haber haber, foto foto gazetesine mecburen yapışırken dahi, "derinkomployok" diyebilmiş bir medya yöneticisi...Artık sadece ayıp etmekle kalmaz...Çok ciddi tehlikelere yol açar.Bir kez daha. Belki bin beter.Çünkü, aydınlatma, anlama, ortaya çıkarma, önleme ihtiyacına karşılık...Bu ülkedeki her insanın, demokrasiye ve hukuk devletine saygılı her kişi ve kurumun; hissetsin, hissetmesin bu hayati ihtiyacına karşılık, Türkiye'nin koskocaman bir medya grubu ile çok büyük gazetesini "şal,örtü,perde,sis,bulut,duman,maske,paravana" haline sokar.Bir genel yayın yönetmeni, medya grup başkanı filan...Ortada anlaşılması, çözülmesi, bağlantılar kurulması, bağlantılarının bulunması, kimden gelirse gelsin üstüne gidilmesi gereken "cinayetler,bombalar,planlar,çeteler" filan varken, "Komployokişte,bananebanane" gibi ya çok saf ya da pek uyanık bir tavra giriyorsa...Ya o medya grubunun kararıdır bu; vahimdir tabii. Ya ortada karar filan yok, beyefendinin tabi olduğu merciler ve durumlar vardır; yine vahimdir.Yahut kendi deyişiyle, "içindengeldiğigibi" yazıyorsa dahi, bir demokrasi, en büyük medya grubu ile gazetesinde bu kadar saflığı, çocukluğu, lagarlığı, sorumsuzluğu filan kaldıramaz. Kaldırır da, iyi bir şey değildir! Salt kendi köşesinde "içindengeldiğigibiyazmak" başka şeydir; o kafayla gazete yönetmek, tüm muhabirlerin, yazarların, haberlerin, başlıkların, bakış açılarının, odaklanmaların, takiplerin, soruların, sorgulamaların en başındaki yönetici olarak hepsini gölgelemek, çerçevelemek başka şeydir.Bu tehlikeler, Ecevit' in savunmasız halini fotoğraflayıp yayınlamaktan daha fazla gazetecilik ilgisine layık.Yapma lütfen! Hakikaten yapma! O sinsi namluların ucunda herkes olabilir; hepimiz, sen de. Artık yapma, olur mu?
Sevgili okur; bu ülkede tabii bir sürü tehlike ve ölüm odağı var. İşte yeni şehitler.Kimi komplocu cemaatler de. Lakin, bir de sözde "milli" çeteler var.Bunlar, hangi kılıkta olurlarsa olsun, üstlerine gidilmeyi, çok geç olmadan temizlenmeyi hak ediyor.Bu kadar patlayıcı, patlama, üniforma, askeri malzeme filan... Çok ciddi demokratik, sivil, hukuki ve parlamenter ve askeri, polisiye kuşku, ilgi ve didiklemeyi bekliyor.Ne demek, kimilerini asker veya lojmanda diye teslim etmemek!