15 Mayıs 2006Aykut Ünlüpınar
Türkiye'de, Ağrı, Cilo, Süphan ve Kaşgar dağlarının bir kısmında kalan çok az miktardaki buzulun son 1.5 yılda yüzde 1 daha eridiği tahmin ediliyor. Buzullardaki erimeyle Türkiye'nin çölleşmeye adım adım yaklaştığı belirtiliyor. ''Küresel Isınma Açısından Süphan ve Cilo Dağlarında Buzul Morfolojisi Araştırmaları Projesi'' ile Türkiye'nin çölleşme riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyan Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ökkeş Kesici, Türkiye'deki tüm buzul noktalarındaki son durumu ortaya çıkarabilmek için projenin TÜBİTAK tarafından desteklenmesini bekliyor. Kesici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bulunduğumuz coğrafyanın 120 bin yıla kadar uzanan ''Buzul Dönemi'' yaşadığını, bu süreçte ısınma dönemleri yaşandığını ve kalıcı kar sınırının düştüğünü belirten Kesici, bunun sonucunda Türkiye'de dağların zirvelerinde, büyük kar yığını veya kütle halinde, örtü, vadi ve çukurlara yerleşmiş şekilde buzullara rastlandığını kaydetti. Kesici, bu durumun tespiti için 2002 yılında gerçekleştirdikleri buzulların gelişimiyle ilgili ön araştırma niteliğindeki ''Küresel Isınma Açısından Süphan ve Cilo Dağlarında Buzul Morfolojisi Araştırmaları Projesi'''nin Türkiye genelindeki buzulların yok olma sürecine girdiğini ortaya çıkardığını vurguladı. Projeyle Türkiye'deki iklim değişimlerinin ''yön açısından'' ne durumda olduğunu ortaya çıkardıklarını anlatan Kesici, ''ürkütücü'' verilere ulaştıklarını ancak, devamının gerçekleşmesi halinde küresel ısınmanın ülkemize etkisi ve bulunulan nokta konusunda ciddi bilgiler sağlamanın mümkün olabileceğini dile getirdi. Kesici, TÜBİTAK tarafında ''ön proje'' desteği sağlanan 4 yıl süren çalışmada tüm hava fotoğraflarını detayıyla incelediklerini, buzulların değişimini haritalardan 3 dönem halinde ve 107 yıllık zaman dilimi içinde gözlemlediklerini belirterek, şöyle devam etti: ''Projeyi sunduğumuz dönemde, Süphan ve Cilo dağlarındaki buzulların yüzde 97'si erimiş durumdaydı. Ağrı, Cilo, Süphan ve Kaşgar dağlarının bir kısmında çok az buzul kalmış, Erciyes ve Aladağlar'daki buzullar ise tamamen yok olmuştu. Ülke genelindeki az sayıda buzulun da son 1.5 yılda yüzde 1 oranında eridiği tahmin ediliyor. Bu Türkiye'de çölleşmeye adım adım yaklaşıldığını gösterir. Buzullardaki erime şiddetle ısındığımızın delilidir. Türkiye'deki buzulları daha geniş çaplı araştırmak için projenin kapsamını genişletmeliyiz. Araştırmayı tamamlarsak, çevresel yatırımlar da nasıl hareket edilmesi gerektiği yönünde fikir verebiliriz.'' -TÜBİTAK VE BUZUL SÜRECİ ENVANTERİ- Kesici, son yıllarda bilimsel ve aktüel tüm yayınların ana konusu haline gelen küresel ısınma ve Türkiye'deki buzulların durumuyla ilgili bu araştırmanın tamamlanması için desteklenmesi gerektiğini anlattı. Bu konuda başvuruda bulundukları TÜBİTAK'dan yaklaşık 1 yıldır sonuç alamadıklarını, oysa, projenin ülke için önemli olduğunu ifade eden Kesici, şunları söyledi: ''Buzulları tüm dünya ülkeleri ele aldı. Küresel ısınma, öncelikli konular arasında yer alıyor. Türkiye'nin buzullarıyla ilgili hemen hemen hiç bilgi yokken 4 kişilik ekiple araştırma yaptık. 4 yıl boyunca günlerce dağlarda kaldık. Çok zor koşullarda çalıştık. Ayrıca, bu tip çalışmaların gözlemleme süreleri göz önüne alınır. Bu anlamda, buzullarda 107 yıllık süreçte araştırma yapmak dünyada ender görülen olay. Dünyadaki buzullarla ilgili araştırma 1930'lara kadar inebiliyor. Türkiye'nin geleceği ve alınacak önlemler için önem taşıyan bu projenin devam etmesi gerekir. Böylelikle bugünün envanteri çıkarılabilecektir.'' Kesici, gerçekleştirdikleri ön projenin yurtdışında da ilgi gördüğünü ve uluslararası bir sempozyumda sunumunu yaptığını belirtti. (KUT-MUT-GR)