Ömer Madra: Irak konusunda Türkiye’de en ayrıntılı araştırmaları yapmış olan hatta Britanya raporundan önce Irak’ın silah, füze ve askeri kuvvet durumunu incelemiş olan Hasan Ersel’le konuşacağız. Raporu [*] ayrıntılı olarak okuma fırsatı da buldun herhalde, biraz bize değerlendirme yapar mısın lütfen?
Hasan Ersel: Evet, buldum. Baştan yargımı söyleyeyim: Bu rapor ancak o yayınlamadan önce de müdahaleye inananların inanmaya devamını sağlar. Yani bu rapor bu konuda kuşkuları olanların kuşkularını giderecek bir rapor değil.
ÖM: Bunu ancak müdahale isteyenler kullanabilirler!
HE: Evet. Benim edindiğim izlenim böyle. Bu rapor çok anlaşılır bir dille yazılmış. Bütün gerekli açıklamalar verilmiş, kullanılan her deyimin tanımı yapılmış… Konunun uzmanı olmayan birisinin rahatlıkla takip edebileceği bir metin. Rapor bu yüzden uzun. Tam 55 sayfa…Ama Irak'ın bugünkü durumuna, yani 1998 sonrası (UNSCOM'un denetçilerinin Irak'tan ayrıldıkları tarih) ayrılan kısım sadece 16 sayfa!
Raporun mantığı ile ilgili birkaç şey söyleyeyim: Rapor, kabaca şöyle özetlenebilir: Irak geçmişte kitle imha silahları yapıyordu, Kendi insanlarına karşı bile bu silahları kullandı. BM Güvenlik Konseyi kararıyla bu silahları yapması yasaklandı. Ama Irak BM'nin bu kararlarına uymadı, UNSCOM’un görev yapmasını engelledi. Irak'ın bu silahları geliştiebilecek nitelikli elemanları, bu iş için harcıyabileceği parası var. O halde istihbarat raporları doğrudur, Irak bu silahları yapıyordur!!!
Dikkatinizi çekeyim. Bütün öncüller doğru olsa bile sonuç bunlardan çıkarılamaz…Birşeyler eksik. Eksik olan da kanıt… Oysa, bu raporun kanıtlar sunacağı söyleniyordu.
Biraz senin sayende Irak’ın silahlanması, kitle imha silahlarına ilişkin okuma yapmıştım. Rapora bir de o gözle baktım. Benim bilmediğim yeni bilgiler var mı diye…Tabii benim ulaşabileceğim kaynaklar kamuya açık kaynaklar…
ÖM: Onlar da aynı şeyi kullanıyorlar.
HE: Bu rapor İngiltere’nin Ortak Haberalma Komitesinin (Joint Intelligence Commmittee) çalışmalarına dayanıyor. İngiltere tarihinde ilk defa böyle bir rapor açıklanıyor. Bu komitenin çalışmaları gizli raporlar biçiminde olurmuş. Bu rapor ise kamuya açıklanmak üzere yazılmış bir rapor.
Raporda ilgimi çeken noktaları not ettim. Sayayım:
i) “Irak Afrika’da uranyum temin etmeye çalışıyor” diyor. Ben bunu daha önce duymamıştım. Yalnız Afrika’da 53 ülke var, bunlardan hangisinde olduğuna dair bir bilgi yok.
ii) “Irak askeri yetkilileri kimyasal ve biyolojik silahları kullanmayı planlıyor” diyor. Dikkat edersiniz, “planlıyor” deniyor. Planlamak soyut bir kavram! Zihinlerinde mi var, yoksa ciddi ciddi kalem kâğıdı ele alıp planlar yapmışlar mı belli değil…
ÖM: Birinci söylediğin de aslında soyut, hem ülke belirtilmemiş, hem de “istiyor, arıyor” diyor.
HE: Evet. Noktalarımı saymaya devam edeyim:
iii) "Irak bu kitle imha silahlarını (daha çok kimyasal ve biyolojik silahlar üzerinde duruyor), 45 dakikada kullanıma hazır hale getirebilir”, diyor. Bu teknik bir konu: yani bu malzeme kavanozlarda durmuyor, silah olarak kullanılabilir durumda. Bu yeni bir bilgi. Rapor bunun üzerinde ısrarla duruyor. Bu sonuca nasıl varıldığı ise belli değil.
iv) “Irak kitle imha silahlarının yapımı için mali kaynak oluşturdu. Son iki yılda bu kaynak yıllık 3 milyar dolara ulaştı" diyor. Bu da yeni bilgi. Ama ilgili pasaj "Irak'ın yasaklanmış kazançları" başlığını taşıyor ve bu pasajda bu tür edinilen gelirler ile kitle imha silahları yapımı arasında bir ilişki kurulamadığı da söyleniyor. Yani söylenen, böyle bir kazancın olduğunda ibaret… Bu kazancın kitle imha silahı yapımında kullanıldığı değil…
v) "Yer değiştirebilir biyolojik silah yapım labaratuarlarının var olduğu" ve bunların 1995’te Dr. Nihat Taha tarafından tasarımı yapıldığı belirtiliyor. Bunların yerini saptamanın çok zor olduğu vurgulanıyor. Bu bilgi, detayları dışında, yeni değil.
vi) "Irak'ın nükleer silah yapabilmesi için beş yıla gereksinimi olduğu, eğer parçalanabilir madde (fissile material) temin edebilirse bu sürenin 1-2 yıla inebileceği" belirtiliyor. Bu ilginç çünkü bir iki hafta öne yayımlanan IISS raporu bu durumda Irak'ın “birkaç ayda” nükleer silah yapabileceğini iddıa ediyordu. Dün akşam (24 Eylül) BBC’de IISS raporunu yazan uzman çıktı, bir sürü varsayım yaptı, "bunlar altında bu sonuca vardık" dedi. “Tabii o kadar varsayımı yapınca biz de yapabiliriz bombayı…
ÖM: Açık Radyo’da değil mi?
HE: Evet, aslında bu işten anlamıyoruz ama belki öğreniriz!
vii) “Iraklılar füze yapıyor” diye resmi basılan Ababil-100 füzesi için raporun bir yerinde diyor ki “bu henüz güdüm sistemi de olmayan bir sahra roketidir”. Halbuki katı yakıtlı olan bu silahın menzilinin uzatılıp tehlikeli bir silah olacağına dair de bir yığın laf söyleniyordu. Hatta bu rapora dayanıp sözkonusu yorumu yapanlar bile oldu. Oysa raporun kendisi bu silahın daha güdüm sisteminin bile olmadığını söylüyor. Buna karşılık “Irak’ın uzun menzilli (aslında doğru terim orta menzilli olmalı, 1000-1500 km menzilli füzeler bu kategoriye giriyor) füze yapmak niyetinde olduğunu” da söylüyor.
Ancak dikkatinizi çekeyim. Yabancı basında da bunu konuyu ele alan yazılarda “Irak’ın Türkiye'yi ve Yunanistan'I vuracak kadar uzun menzilli balistik füzeleri var" deniliyor. Bunu okuyunca bayağı şaşırmıştım. Nereden çıktı bu füzeler diye merak etmiştim. Oysa rapor böyle birşey söylemiyor, sadece “böyle füzeleri yapmaya niyeti var” diyor.
Niyetin raporda yer alan tek kanıtı da El-Refah/Şahiyat tesislerinde füze motoru test rampalarına yeni ve daha büyük bir tanesinin eklenmiş olması. Tesisin bir fotoğrafı var. Herhalde “bakın daha büyük yaptıklarına göre demek ki daha büyük füze yapacaklar” biçiminde bir mantıklamanın kanıtı olarak konulmuş. Rapor, Irak’ın ancak 5 yılda 1000 km. menzilli füze yapma durumuna geleceğini söylüyor. Dikkatiniz çekerim, 5 yıl, bayağı uzun bir süre.
Özetle bu raporda “ciddi çalıştık, istihbaratımızın bilgilerine dayandık” dışında pek kanıt yok. Birkaç fotoğraf var… Ama tabii, yukarıdan çekilmiş bir fotoğrafta aşağıdaki binanın içinde iyilik mi kötülük mü yapıldığını anlamak bizler için pek olanaklı değil…
ÖM: Yani bütünüyle inandırıcılıktan bir hayli uzak olduğu görülüyor. BM’de de öyle karşılandığına dair haberler var elimizde. Peki bu Türkiye’yi, Yunanistan’ı, Kıbrıs’taki üsleri filan vurma konusunda da çok inandırıcı görünmüyor değil mi?
HE: Görünmüyor çünkü söylenen özünde şu: “Irak söz konusu orta menzilli balistik füzeyi yaparsa oraya gelir." Ama bu füze yok. Irak’ın orta menzilli füze yapımı ile uğraştığı biliniyor. Mısır ve Arjantin ile birlikte Bedr-2000 (ya da Arjantin'de ki adıylaCondor-2) katı yakıtlı orta menzilli balistik füzesi yapımına başlamışlardı.
ÖM: Bunlar zaten Açık Site’deki araştırmanda da var.
HE: Evet. Ama bu füze yapılmış değil… Irak'ın aynı yöndeki diğer çalışmaları da aynı durumda. Bu durumda geriye ünlü Scud'dan türetilen El-Abbas ve El-Hüseyin füzeleri kalıyor. 900 km. menzilli El-Abbas hiç yapılmadı. Anlaşılan başarılı olmadı. El-Hüseyin yapıldı ve kullanıldı. Bu raporda deniyor ki, “El-Hüseyin füzesinden 20 tanesini sakladılar”. Bu füze 650 km. menzilli, tabii ki İsrailli hedeflere ulaşabiliyor. 1991’deki Körfez Savaşından biliyoruz, güdüm sistemi iyi olmayan bir füze. Anımsatayım. Israil'e 43 tane attılar. Üstelik de çoğu sivil yerleşim yerlerine doğru geldi. iki kişinin ölümüne yol açtı. Korkutma etkisi ötesinde pek başarılı bir silah olduğu söylenemez.
ÖM: Birisi de kalp krizinden, korkudan ölmüştü zaten.
HE: Haklı olarak... Benim de kafama kocaman bir şey geldiğini görsem korkarım! Sonuçta bu da yeni bir malumat değil. Dolayısı raporda verilen ve hangi füzenin nereye ulaşabilir olduğunu gösteren haritayı bu noktalara dikkat ederek okumak gerekir. Rapor "söz konusu füzeler yapılacak olursa nereye ulaşabileceklerini gösteriyor". Ama galiba, genelde basının bu noktaya dikkat etmeyip, Irak'ın “işte burayı vuracak füzesi var” diyeceğini tahmin edip, onların "hatalarına" bırakmış etkisini… Raporun dili de bu izlenimi veriyor. “Kıbrıs’taki üssümüzü vurabilir, bize de zarar verebilir” diyor. Doğru tabii, eğer o füze yapılırsa ve oraya atılırsa zarar verir!
ÖM: Bu arada enteresan yeni bir makale var elimizde, Israil’in önemli generallerinden Haron Levran emekli olmuş ve bir de kitabı var ‘Çöl Fırtınası Operasyonundan Sonra’ diye İsrail’in stratejisi üzerine, o da bütün bunların son derece abartılı olduğunu söylüyor. Rapordan bahsetmiyor ama Irak’ın bu kitle imha silahlarına sahip olduğu şeklindeki raporların ve nükleer silahı kesinlikle olmadığını, plütonyum ya da zenginleştirilmiş uranyuma sahip olmadığını ve zaten mevcut olan daha önceki çalışmalarının da hepsinin yıkıldığını, başka yollarla ortadan kaldırıldığını da anlatıyor.
HE: 18 Eylül’de İsrail bir rapor yayınladı, İsrail’de yayınlanan bu raporda Irak’ın balistik füze gücünün abartıldığını, korkacak bir şeyi olmadığını söylüyor, “Bizim elimizde birkaç Arrow ve (yeni) Patriot bataryası var. Bunları rahatça engelleriz, dert edecek bir şey yok” şeklinde bir rapor. Bu rapor İsrail kamuoyunu sakinleştirmek için yayınlandı diye düşünebiliriz ama, pek o kadar da propaganda raporu olduğunu sanmıyorum. O rapor gerçek duruma daha uygun.
ÖM: Asıl propaganda raporu galiba, Britanyalıların çok üstün oldukları, hatta Göbels’i kıskandıracak ve kopya çektirecek kadar üstün oldukları propaganda mekanizmasının ürünü gibi görünüyor derim ben.
HE: Öyle, fakat biraz da düş kırıklığı uyandırdı bende, daha entelektüel bir doküman yayınlayabilirlerdi. Bu rapor temel savını savunamıyor, savunmaya yetmiyor…
ÖM: Sen babanın zamanından kalma İngilizlerin o üstünlüğünü düşünerek hayal kırıklığına uğradın. Hasan Ersel’le bu raporun biraz daha mizahi şekilde ele alındığı bir sohbet yaptık. Ama Hasan Ersel bu konuda Türkiye’de kesinlikle en yetkili uzman diyebileceğimiz bir kişi. Bizim dileklerimizi kırmayıp müthiş bir zahmete katlanıp, mevcut bütün siteleri, bütün kitapları elden geçirerek, Irak’ın mevcut silah ve kuvvet durumu hakkında üç tane yazı yazdı ve bunların hepsi Açık Site’de yayınlandı . Eh, o da “bu rapor hayal kırıklığı yarattı, İngilizler’den daha iyisini beklerdim” diyorsa inandırıcı, genel değerlendirmesini tekrarlayacak olursak, sadece müdahalede ısrarcı olanların işine yarayabilecek, kullanabilecekleri bir rapor olarak ortaya çıktı. Zaten 55 sayfalık raporun 40 kadar sayfası palavradan ibaretmiş, yani herkesin bildiği tarihi bilgiler.
(25 Eylül 2002 tarihinde Açık Radyo’da yayınlanmıştır)
[*] Iraq' Weapons of Mass Destruction, The Assessment of the British Government, 23 Eylül 2002