Washington yönetimi askerlerinin Lahey’de yargılanmasını önleyen kararı uzatmaya çalışıyor.Geçen yıl Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde yapılan oylama sonucu ABD askerlerinin Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yaptırımlarından bir yıl boyunca muaf, yani dokunulmazlık tanıyan kararı almıştı.
BM Güvenlik Konseyi şimdi süresi dolan bu kararı tekrar masaya yatırmaya hazırlanıyor. Kararın süresi 1 Temmuz’da doluyor. Ceza Mahkemesi savaş suçu işlemiş asker ya da diğer görevlileri tutuklayarak yargılama yetkisine sahip. Tabii bunun için zanlının uyruğu ülke, mahkemenin kuruluş anlaşmasını imzalayıp onaylamış olmalı.
89 ülkenin imza koyduğu, insan hakları savunucularının bir devrim olarak ifade ettiği mahkemeye yönelik Washington’ın tutumu tepki 1998’de Roma Anlaşması ile kurulan mahkeme henüz fiilen hayatta geçmedi. Ama şimdiden 200’ü aşkın şikayet dosyası aldı. Mahkemeye en son başvuru ise, İngiliz Başbakanı Tony Blair ve İngiliz bazı yetkililerin Irak savaşında insanlığa karşı suç işledikleri gerekçesiyle Yunanistan Barolar Birliği tarafından yapıldı. Baro, ayrıca İspanya Başbakanı Jose Maria Aznar için de benzer bir başvuruda bulunmaya hazırlanıyor.
topluyor. Çünkü dünyanın savaş noktalarında sıkça varlık gösteren Amerikan askerlerinin bu mahkemeden muaf olması adalete çifte standart getireceği için eleştiriliyor. İnsan hakları örgütlerinin yorumları ise daha sert. Bu muafiyet ABD askerlerine savaş suçunun serbest bırakılması anlamına geliyor.
Güvenlik Konseyi’nde tartışmalar yine alevlenirken, Washington bu pazartesi günü ABD askerleriyle ilgili oylamanın yapılmasını ve kararın süresinin uzatılmasını istiyor. Amerika’nın önündeki en büyük engel ise Almanya ve Fransa. Ancak Irak savaşı öncesi yaşanan gerginliğin ardından bu iki ülkenin Washington ile tansiyonu yükseltmeme adına çekimser kalabileceği belirtiliyor.
Nürnberg’ten bu yana en önemli girişim
ABD ilk daimi ceza mahkemesinin kuruluş anlaşmasına imza koymuş değil. Yani mahkemeyi tanımıyor. Ancak Lahey’deki mahkemenin varlığı Washington yönetimini rahatsız ediyor. Ve askerlerin bu mahkemeden muaf tutulması için Birleşmiş Milletlere baskı yapıyor. Çünkü sadece imza koyan ülke vatandaşlarının yargılandığı ceza mahkemesiyle ilgili bir istisna var. BM’nin kontrolündeki Barış Gücü operasyonlarına katılan askerler, ülkeleri anlaşmayı onaylamasa da, ceza mahkemesinin yetki alanına giriyor. İşte bu noktada ABD son derece endişeli.
BM Güvenlik Konseyi geçen yıl yapılan oylamada ABD’nin bu talebini büyük tartışmaların ardından kabul etti. Çünkü Washington aksi taktirde Bosna’dan başlayarak Barış Gücü bünyesindeki askerlerini çekeceğini açıklamıştı. Bu kez Fransa ve Almanya’nın da fazla muhalefet etmesi beklenmiyor. Yani ABD askerleri bir kez daha muafiyet hakkı kazanacak gibi.
Görüşüne başvurduğumuz eski Lahey Adalet Divanı Başsavcısı ve dünyanın önde gelen hukukçularından Eric Östberg, ABD'nin evrensel hukuk kurallarını değiştirmeye zorladığını belirtiyor. Östberg, UCM'nin II. Dünya Savaşı sonunda Nazi savaş suçlarının yargılanmasından bu yana kurulan en önemli kurum olduğunu belirtiyor: “Dünya çapında pek çok ülkede bu kurumun adaletsizliğin sona ermesine yardımcı olacağı umut ediliyor. Her gün yüzlerce insanın yaşamını yitirdiği Kongo, Irak ya da Sudan veya Kolombiya'daki ortama bakın; yeryüzünde hâlâ suçların cezasız kaldığına tanık oluyoruz. Bu yörelerde çalışan örgütler, insan haklarını kurtarmak için verdikleri amansız mücadelede böyle bir kurumun kendilerine yardımcı olmasını bekliyorlar.”
1 Temmuz 2002’de çalışmalarına başlayan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni ABD, İsrail, Rusya, Çin, Japonya ve Türkiye tanımıyor.