Türkiye'nin buzulları eridi

-
Aa
+
a
a
a
13 Haziran 2005

Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ökkeş Kesici'nin gerçekleştirdiği "Küresel Isınma Açısından Süphan ve Cilo Dağlarında Buzul Morfolojisi Araştırmaları Projesi" ile ilgili rapor TÜBİTAK'a sunuldu.

Yrd. Doç. Dr. Kesici, projenin 2002 yılında yer, deniz, çevre ve atmosfer bilimleri araştırma grubunda desteklenmeye değer görülen 11 çalışma arasında yer aldığını vurguladı.

Kesici, düşünsel çalışmalarına 2000 yılında başladıkları projeyle Türkiye'deki iklim değişimlerinin yön açısından ne durumda olduğunu ortaya çıkarmaya çalıştıklarını belirtti.

Küresel ısınmanın Türkiye genelindeki etkinliğiyle ilgili araştırmada çeşitli kurum ve kuruluşların verilerinden yararlandıklarını ifade eden Kesici, proje kapsamında buzulları ve değişimini incelediklerini söyledi.

Kesici, buzullarla ilgili bilgileri meteorolojik kayıtların geç tutulmaya başlaması nedeniyle 1968'den itibaren bulabildiklerini, bu raporlarda ise rakamsal verilerin durumlarının ortaya çıkarılamadığını söyledi.

Meteorolojik kayıtlarda sadece eğilim ve yönelim bilgilerinin yer aldığını kaydeden Kesici, buzulların ise küresel ısınmayla ilgili değişmeleri net ve hassasiyetle yansıttıklarını, ayrıca 100-150 yıllık geçmişle ilgili bilgilere ulaşılabildiğini vurguladı.

TEHLİKE CİDDİ BOYUTLARDA

Kesici, sadece sıcaklık kayıtları incelenerek istenilen bilgilere ulaşılamadığını, ancak buzulların şekli, mevcut durumu, değişimi ile küresel ısınmayla ilgili bilançoların ortaya çıktığını söyledi.

Kesici, özellikle Doğu Anadolu'nun çevresel tarihini ortaya koyabilmek için çalıştıklarını, son buzul çağının yaşandığı 20 bin yıl öncesinden bugüne kadar olan gelişmeleri incelediklerini belirtti.

Çalışmalar sonucu elde edilen verileri "etkileyici ve ürkütücü" olarak değerlendiren Kesici, şöyle konuştu:

"Proje için tüm hava fotoğraflarını detaylı olarak inceledik. Buzulların değişimini hava fotoğraflarından oluşan haritalardan 3 dönem halinde gözlemledik.

1956-1984 yılları arasındaki haritalardan yararlanarak alan ve ölçek ölçümleri yapıldı. Harita Genel Komutanlığı'nca aynı açılardan çekilmiş büyük fotoğrafları kullandık. 1956 yılından öncesini ise morfolojik özelliklere ve eski yayınlardaki resimlere dayandırdık. 107 yıllık zaman dilimini gözlemledik ve 4 farklı harita halinde sunduk.

Buna göre, buzulların yüzde 97'si erimiş durumda. Ağrı, Cilo, Süphan ve Kaşgar dağlarının bir kısmında çok az buzul kalmış, Erciyes ve Aladağlar'daki buzullar ise tamamen yok olmuş."

"ÇÖLLEŞMEYE DOĞRU İLERLİYORUZ"

Kesici, buzullardaki erime sonucu iklimin ve tarım hayatının değişeceğini, endüstriden mikrop türlerine kadar birçok unsurun bundan etkileneceğini söyledi.

Küresel ısınmayla iklim kuşaklarında kayma meydana geldiğini kaydeden Kesici, Türkiye'nin bu açıdan daha kuzeye kaydığını ve güneydeki başka bir iklim kuşağı tarafından işgal edileceğini yönünde veriler elde edildiğini belirtti.

Türkiye'nin Sahra, Arabistan, Büyük Hindistan Çölü ve Patagonya ikliminin etkisine gireceğine dikkat çeken ve "çöl kuşağı"na doğru kaydığını vurgulayan Kesici, şöyle devam etti:

"Küresel ısınmanın başlamasıyla Türkiye çölleşecek. Ancak, yüksek enlemlerin etkileriyle daha ılıman bir iklime sahip olacak. Ama yine de her şey değişecek. Buzullar eriyince deniz seviyesi yükselecek. Bugünkü uygarlık çok büyük tehdit altındadır. Gelişim ve değişim uzun bir süreç alacak gibi gözükse de kendi iç dinamiklerine göre çok hızlı gelişiyor."

Kesici, küresel ısınmaya karşı bir ülkenin tek başına önlem alamayacağını, sorunun fosil yakıtların kullanılmasıyla ortaya çıktığını, fosil yakıtların bütün ülkelerde sürekli olarak ve her sektörde tüketildiğini söyledi.

Karbondioksit oranının sadece endüstri bölgelerinde yükselmediğine dikkat çeken Kesici, "Bir yerdeki karbondioksit tüm dünyayı etkileyebilir. Bunun oranını düşürmek gerekir. Bu açıdan bütün ülkelerin endüstride düzenlemelere gitmesi gerekir" dedi.

TÜRKİYE'DE BUZUL DÖNEMİ VE SONRASI

Türkiye'deki araştırmalar, Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyanın 120 bin yıla kadar uzanan "Buzul Dönemi" yaşadığını gösteriyor.

Çok sayıda buzul döneminin arasında, bu süreci parçalara bölen buzullar arası ısınma dönemleri yaşanıyor. Bu süreçte oluşan 5-7 derece arasındaki değişiklikler sonucu kalıcı kar sınırı düşüyor. Bu dönemde, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de daimi kar sınırı bugünkünden daha aşağı seviyelere iniyor.

Türkiye'deki buzullara yaygın olarak dağların zirvelerinde, büyük kar yığını veya kütle halinde, örtü, vadi ve çukurlara yerleşmiş şekilde rastlanıyor.

http://www.hurriyetim.com.tr/haber/0,,nvid~590264,00.asp