29 Ekim 2005
Dünyanın dikkatleri Gazze'ye çevriliyken Batı Şeria'da neler oldu? |
Guardian'ın Kudüs muhabiri Chris McGreal'ın haberinden bazı satırlar şöyle.
"Kudüs'ün kuzey ucuyla Filistin kenti Ramallah'ı birbirine bağlıyan yolun üzerinde üç kule gibi yükselen duvar parçaları, hızla demir kafesler, döner kapılar ve bombaya dayanıklı muhafız odalarından oluşan bir bölgeyi çevreliyor.
Kalandiye'deki bu inşaat bir kaç hafta içinde tamamlanacak ve sekiz metre yüksekliğindeki bu duvarın bir yanından diğer yanına geçişin, uluslararası bir sınırdan farkı kalmayacak.
İsrail ordusu, bu ve bunun gibi yeni 'güvenlik bariyeri' etrafında oluşturduğu diğer karakolların inşaatını aylardır sessiz sedasız sürdürüyor. Tam da bütün dünyanın dikkatleri, İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un Gazze Şeridi'ndeki Yahudi yerleşimlerini çekmesine odaklanmışken.
Sessiz ve hızlı
Fakat, aslında bu karakollar, İsrail'in, sınırlarını Filistin topraklarının taa derinliklerinde yeniden çizivermek , Kudüs'ün tamamının İsrail başkenti olmasını sağlama bağlamak ve de bütün bunları hiç bir pazarlığa konu etmemek için biran önce oldu bittiye getirmek planının yalnızca bir parçası.
Bu stratejinin odağında, bir çok İsrailli politikacının geleceğin sınırları olarak gördükleri 650 kilometrelik Batı Şeria duvarı var.
Bu duvar Batı Şeria'daki en büyük Yahudi yerleşimleri olan Ariel, Maale Adumim ve Guş Etzion'un etrafındaki Filistin topraklarını da Filistinli sahiplerinden kopararak, yerleşimlere yeni genişleme alanı açıyor. Fiilen bu topraklara el konmuş oluyor.
Maale Adumim büyümeye devam eden yerleşimlerden biri |
Buna paralel olarak, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinde yeni yapı inşaatı bu yılın ilk üç ayında, bir yıl öncesine göre yüzde 83'lük bir artış gösterdi.
Şu anda Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinde 4 bin civarında yeni konut yapımı sürüyor. Ariel ve Maale Adumum'de yapımı onaylanan binlerce yeni konut da, bu yerleşimleri işgal topraklarının derinliklerine doğru genişletecek.
Yerleşimcilerin toplam sayısı da bu yıl yine yükseldi ve Gazze'den boşaltılan 8500 yerleşimciye karşılık, Batı Şeria'ya 14000 Yahudi'nin göçtüğü tahmin ediliyor.
İsrail bırakmamayı planladığı toprakları da genişletmeyi sürdürüyor. Sadece bu yılın Temmuz ayında, Batı Şeria'da el koyduğu topraklar, Gazze'de tahliye ettiği topraklardan fazla: Gazze'de 29 kilometrekarelik bir alandan çekilirken, Batı Şeria'da Maale Adumim yerleşimi civarında 35 kilometrekareye yakın bir alana el koymuş.
ABD ve AB sessiz
İsrail Başbakanı Gazze'deki tahliyeden sonra, İsrail'in stratejisinin 'İsrail devletinin ayrılmaz bir parçasını oluşturacak bölgeler üzerindeki kontrolü güçlendirmek' olduğunu ilan etti.
Geçen ay da Şaron, Likud Partisi'nin bir toplantısında konuşurken, yerleşimlerin, dünya kamuoyunun dikkatini çekmeden genişletilmesinin önemine dikkat çekti.
Şöyle dedi Şaron bu toplantıda: 'Konuşmaya gerek yok. İnşa etmemiz lazım. Konuşmuyor, inşa ediyoruz'.
Bu yıl yerleşimlerdeki inşaatta büyük artış var |
Bir kaç gün sonra da başbakanın üst düzey danışmanlarından Eyal Arad, İsrail devletinin sınırlarını tek taraflı olarak belirleme stratejisini açıkça savundu.
İsrail'in son uygulamalarının etkisi en çok 'güvenlik bariyerinin' en tartışmalı kısımlarının inşaatına hız verilen Kudüs ve çevresinde hissediliyor.
BM'in Kudüs'deki İnsani İşler Koordinatörlüğü'nün başkanı David Shearer, şöyle konuşuyor:
'Bariyerin inşaatının hızlandığını görüyoruz. Bariyer yüzünden, Kudüs, Batı Şeria'nın geri kalan kısmından koparılmış durumda. Kudüs içinde de dolaşmak çok güçleşecek. Filistinlilerin, ibadet yerlerine, en iyi okul ve hastanelerine gidiş gelişleri artık çok zorlaştı.'
Duvarla ilgili olarak Filistinlilerin itiraz davalarını alan İsrailli avukat Daniel Seidemann ise 'ne olduğu gayet açık. Duvarın, Şaron'un Amerikalılardan koparabileceğini düşündüğü sınırları belirlediği açıkça görülüyor.' diyor.
İsrail Başbakanı ABD ve AB'nin bu konuda sesini çıkarmıyacağına güveniyor gibi görünüyor.
Gelecek yıl İsrail'de genel seçim var ve Washington'un, rakibi Benyamin Netanyahu'yu değil kendisini destekliyeceğine güveniyor Şaron.
Filistinli liderler de bu koşullarla Şaron'un kendileriyle pazarlık masasına oturması için bir sebep bulunmadığını söylüyorlar.
İsrail kabinesinde bakan ve eski barış görüşmecisi Yossi Beilin de ABD ve ortadoğu dörtlüsü olarak bilinen gruptan hiç bir baskı gelmemesinin Şaron'u İsrail'in sınırlarını çizme konusunda serbest bıraktığı kanısında.
Beilin 'yol haritasına bağlılık sözleri koca bir şaka. Bu tam bir balon' diye konuşuyor ve çok kötümser olduğunu sözlerine ekliyor."
http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2005/10/051020_israelroadmap.shtml