Nereye Doğru’nun bu haftaki bölümünde Cengiz Aktar’ın gündeminde Ukrayna bağlantılı mülteci meselesi ve savaşa ilişkin arabuluculuk girişimleri yer aldı.
Aktar mülteci meselesi hakkında “İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk deniyor. Hakikaten böyle laflar edenlerin hafızasından şüphe duymamak mümkün değil. Birkaç sene önce (1995-1996) Yugoslavya savaşları yaşandı. İnanılır gibi değil. Rusya'nın saldırısı dolayısıyla ilk, ama Avrupa'nın ilk savaşı değil. 140 bin kişi öldü Yugoslavya’da. Kültür, doğa ve diğer canlılara verilen tahribat belli değil. Hala bugün Bosna’da Sırpların mayınladığı alanlar temizlenebilmiş değil. 2 milyon 300 bin Yugoslav yerinden oldu. Mülteci hareketleri açısından da ilk değil. Tüm bu olup bitenler Avrupalılara 1933’ten 1950‘lerin ortasına kadar süren muazzam göç hareketini hatırlatıyor. Kolektif hafızada bu var. Avrupa dışı kitlesel göçler Avrupalı açısından aynı değil. Çifte standart deniyor ya Ukraynalılara farklı davranıyorsunuz. Avrupalı mesele olarak adlandırılıyor.” yorumunda bulundu.
Aktar, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)’nin mülteci sayısının çok hızlı büyüdüğünü bildirdiğini, bugünkü sayının iki milyonu bulduğunu ve ülke içinde yerinden olanlarla ilgili bir rakamın henüz verilmediği bilgisini verdi. En kalabalık grubun Polonya’da (bir milyon iki yüz bin) ardından Macaristan, Slovakya, Romanya ve Moldova’da olduğunu ileten Aktar, Türkiye’de 20 bin Ukraynalının olduğunun söylendiğini ve İsrail’in sayısı 120 bini bulan Ukraynalı Yahudiler için bir hava köprüsü kurmaya çalıştığı bilgisini verdi.
Aktar arabuluculuk teşebbüslerine ilişkin olarak da “Üç tane arabuluculuk için heveskar ülke var: İsrail, Çin ve Türkiye. İsrail Başbakanı yanında Ukrayna asıllı bir bakan ile gidip geliyor; hem Rusya hem Ukrayna ile irtibatta. İşlevsel olduğu söyleniyor. Çin devrede. Gelen bilgilere göre Türkiye’de 11 Mart Antalya Diplomasi Forumu başlayacak ve üç gün sürecek. Mevlüt Çavuşoğlu iki ülkenin dışişleri bakanlarının geleceğini söyledi.” dedi. Aktar son olarak bütün bu çerçevede, 10-11 Mart tarihinde Fransa'da toplanacak olağanüstü Avrupa Birliği Konseyi’nde Ukrayna’nın adaylığının konuşulacağı bilgisini verdi ve “Ukrayna için en makul formül tabi ki NATO değil en iyi formül AB üyeliği ve o da güvenlik garantisi olarak ülkenin önünde duruyor. 1989’dan bu yana yapılamayan ve yapılması gereken de bu idi.’’ yorumunda bulundu.
(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Seyhan Karasu’ya teşekkür ederiz.)