Makale - Yorum - Analiz
Bu satırları, Cumhuriyet gazetesinde Nuray Mert’in yazılarına son verilmesi üzerine yazıyorum. Nuray Mert’in, evrim konusunda olsun müftülük nikahı konusunda olsun, görüşlerine katılmıyorum. Aynı gazetede görüşlerine, üsluplarına hiç mi hiç katılmadığım başka yazarlar da var. Böyle bir çeşitliliğin okur açısından olduğu kadar gazete yönetimi açısından da zenginlik olduğunu düşünüyorum.
Türkiye'nin demokrasi, hukuk ve özgürlük mücadelesinde Cumhuriyet gazetesine ihtiyacı var. Türkiye'de hak hukuk ve özgürlüklerin yerle bir edildiği bir dönemde, Cumhuriyet'te Nuray Mert'in köşesinin kapatılması can sıkıcı bir gelişme... Keşke olmasaydı. Bu kararı kınıyorum.
Medyascope TV'nin Ses Kaydı programında Ömer Madra, Barış Buran ve Fatih Börekçi'nin konuğuydu. Açık Radyo, müzik ve radyoculuk hakkında sohbet ettiler.
Gün, ne yapar eder alır kendini geceden, evet sonunda her şey iyi olacak. Bugün 90 yaşına basan Turgut Uyar'dan eylül yolundaki Cumhuriyet davasına gelsin... Yan yana olduk mu elele Aç kalsak ağlamayız biliyorum...
Memleket sakinleştiği zaman AKP kaybediyor, kutuplaştığı zaman iktidara geliyor. Yani, Erdoğan kutuplaştırdığı zaman.
Erdoğan'ın yeni devleti ne midir?
Jeremy Corbyn 'Solla olmaz' diyenlere güzel bir cevap veriyor. 'Solla olur. Yeter ki halkın ne istediğini ne beklediğini iyi anlayın ve uzağa gitmeyin, çözüm yolları belli.'
1900'den bu yana, Afganistan'dan Zimbawe'ye dünyanın tüm ülkelerindeki ortalama sıcaklıklar ile bu ortalamanın üzerindeki anormal sıcaklıklar arasındaki değişimi ve bu durumun sıklığını, kısaca geçtiğimiz 100 yüzyıl boyunca küresel ısınmanın ritminin nasıl arttığını çarpıcı bir şekilde gösteren 35 saniyelik bir video grafik yayınlandı. Biz de bu grafiği Açık Radyo dinleyicileri ile paylaşmak istedik.
Basın yayın yoluyla “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçu işlenebilir mi? Gazete haberleri, manşetler, köşe yazıları ile örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlenebilir mi? Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçu gibi bir suç olabilir mi?
Tarih göstermiştir ki siyasi davaların kazananları o davaların sanıklarıdır. Tarihte böyle bir davanın savcısı olup da sonradan hayırla yâd edilen kimse yoktur. Bu tarz davaların iddianameleri birer hukuki ucube olarak kayıtlara geçer. Ne delili delildir ne de akıl yürütmesi akıl yürütme.
Temsili demokrasinin tıkandığı bir dönemde, halkın siyasetin seyircisi olmak yerine siyasetin öznesi olduğu,kendisiyle ilgili karararları aldığı,kendi gereksinmelerini kendisinin saptadığı bir demokrasi modeli Türkiye’deki değişimin habercisi olabilir. Bu amaçla, insanları bireyden aktif yurttaşa dönüştüren yeni bir yurttaşlık bilincine gereksinme var.
“Aslında hukuk işlese iddianameyi yazan savcılar hakkında mahkemeyi yanılttıkları için soruşturma açılması lazım. İddianameyi hazırlayan savcıların kripto FETÖ’cü oldukları şimdi daha iyi anlaşılıyor” dedi. Kılıçdaroğlu, tutuklu Cumhuriyetçilerin derhal serbest bırakılmaları gerektiğini de söyledi.
Havuç yetiştirelim tabii ve bisiklete atlayıp pedal basalım; bunlar bizi mutlu edecek, sağlığımıza da iyi gelecektir. Ama artık, kişisel olarak ne kadar yeşil yaşıyoruz diye kafayı sıyırmaktan vazgeçip hep birlikte muktedir şirketlerin üzerine üzerine gitmenin tam zamanıdır.
Cumhuriyetçiler'in demir parmaklık arkasında bir dakika bile kalmasına rıza göstermek, tahliyelere hayır demek bu hukuk cinayetine ortak olmaktır.
Türkiye’de demokrasiye yönelen en büyük tehlike basın özgürlüğünün, bağımsız olmayan bir yargı eliyle ortadan kaldırılması. Cumhuriyet gazetesi davasının özü budur.
“Basit gerçek şu ki, beslenme tarzımız son 50 yıl içinde kökünden değişmiş durumda. Beslenme biçimindeki bu değişimler halk sağlığına sigara içmek kadar büyük bir tehdit oluşturuyor. Fazla yağ, fazla şeker ya da tuz, kalp hastalıklarına, kansere, obeziteye ve diğer öldürücü hastalıklara doğrudan bağlanabilmektedir ve bağlanıyor da. Toplamda, Amerika Birleşik Devletleri’nde başlıca 10 ölüm sebebinden altısının beslenme tarzımızla bağlantılı olduğu saptanmıştır."
Türkiye'de basın özgürlüğü konusunda tarihi bir dava olan Cumhuriyet Davası'nda Cumhuriyet Gazetesi yönetici, yazar ve avukatlarının yaptığı savunmaları buradan okuyabilirsiniz.
Gülmen ve Özakça’nın durumu kritik aşamada ancak görüşecek hükümet yetkilisi bulunamıyor.
Niye tutuklu şu anda bizim Özlem? Şimdiye kadar, demokratik özgürlükleri, çoğulculuğu geliştirmeyi amaçlayan sayısız organizasyonda rol ve yer aldığı için? Hrant’ın “örtülü operasyon”la öldürülmesinden bu yana duruşma önlerinden, 19 Ocak anma toplantı ve gösterilerinin örgütlenmesinden, yürütülmesinden hiç geri kalmadığı için?
Adalet Yürüyüşü’nün sonlanmasının üzerinden –bu yazı yazılırken– on gün geçmiş bulunuyor. Sizce de gündemimizden biraz hızlı çıkmadı mı?