Kültürel Miras ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?'de Asu Aksoy ve Burçin Altınsay, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk ve İslam Sanatı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tarkan Okçuoğlu ile Selimiye Camii Kalemişi Rekonstrüksiyonu Önerisi gündeme geldiğinden bu yana yaşanan gelişmeleri, konunun bugün geldiği noktayı ve önerilen müdahalenin sanatsal, tarihsel ve koruma etiği açısından nasıl değerlendirilmesi gerektiğini konuşuyorlar.
Edirne Selimiye Camii kalemişlerinin restorasyonu konusunda yaşanmakta olan, ‘kriz’ olarak addedebileceğimiz gelişmeleri konuğumuz sanat tarihçisi Prof. Dr. Tarkan Okçuoğlu ile konuşuyoruz. Krizin kamuoyuna yansıması ICOMOS -Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi -Türkiye Milli Komitesi’nin 'Edirne Selimiye Camii Ana Kubbe Kalemişleri Üzerinde Yürütülmekte Olan Müdahale Sürecine İlişkin Bilimsel Görüş ve Uyarılar' başlıklı 11 Haziran tarihli görüş yazısı ile söz konusu olmuştu. Metne bu adresten ulaşmak mümkün. Biz de hemen ardından konuyu Selimiye Camii Restorasyon Uygulamaları Bilim Kurulu üyesi, aynı zamanda ICOMOS Milli Komitesi Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Can Binan ile ele almıştık.

Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi, 16.yüzyılda inşa edilmiş, Osmanlı klasik dönem mimarisinin en önemli örneklerinden, Mimar Sinan’ın kendisinin de ‘ustalık eserim’ dediği bir yapı ve UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alıyor.

ICOMOS Türkiye’nin görüş yazısına temel teşkil eden ve ardından kamuoyunda tartışmalara yol açan konu, Selimiye Camii’nin ana kubbesinde mevcut 18. yüzyıla tarihlenen kalemişlerinin korunmasına yönelik restorasyon uygulamaları Bilim Kurulu ve Koruma Kurulu onayları alınarak tamamlanmışken, dışarıdan bir müdahale ile Selimiye Camii Kalemişi Rekonstrüksiyonu Önerisi ile gelen ve kendilerine 'Selimiye Camii Tetkik ve Tahkik Heyeti' adını veren bir grubun, ana kubbede tamamlanmış restorasyon uygulamasının sökülerek bunların yerine binanın ilk yapım döneminde yani 16. yüzyılda yapılmış olduğu öne sürülen kalemişlerinin rekonstrüksiyonunu öneriyor.

Kalemişlerinin restorasyonu konusunda yaşanmakta olanı ‘kriz’ olarak betimlememizin bir sebebi de burada yine artık yerinde var olmayan ve hakkında yeterli bilgi ve belge olmayan kalemişi gibi mimari katmanların varsayımlara dayanılarak 'uslup birliği'ne ulaşmak amacıyla rekonstrüksiyonunun öneriliyor olması. Bilimsel olarak ortaya çıkarılmış veriler yerine varsayımlar üzerinden kurgulamaya dayanan ve tarihi katmanların arasından seçmeci bir yaklaşımı benimseyen bu çok sorunlu anlayışı programlarımızda sürekli ele alıyoruz ve eleştiriyoruz. ‘Kriz’ nitelemesinin ikinci sebebi, tüm yasal mevzuat ve kabul edilmiş normlar çerçevesinde uygulanmakta olan bir restorasyon projesinin ilgili Bilim Kurulu ve Koruma Kurulları tarafından defalarca red edilmiş bir başka proje önerisi tarafından durdurulabiliyor olması.

‘Kriz’in bir bakıma hayırlara vesile olduğunu da söyleyebiliriz. Dünya Mirası Selimiye Camii kalemişleri restorasyonuna yapılan bu müdahale, tarihi katmanların araştırılması ve korunması nedir, rekonstrüksiyon nedir, Osmanlı Barok tarzı nedir gibi birçok başlığın ele alınması için bir fırsat açıyor. Geçtiğimiz haftalarda bu konuda farklı kurumlar paneller düzenledi: birisi, Tarihi Çevre ve Yapı Korumacıları Derneği’nin 'Edirne Selimiye Camii: Bir Sinan Yapısının Korunması, Kubbe Müdahale Kararlarına Bilimsel Bir Bakış' başlığı ile düzenlediği bir paneldi. Diğeri ise 5 Aralık’ta Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi'nde (ANAMED) düzenlendi ve bu panelinin başlığı da 'Kültürel Mirasın Korunması: Selimiye Örneğinde “Üslup Birliği” Yaklaşımı ile Çağdaş Restorasyon İlkelerinin Çatışması' idi. Bu panelin düzenleyicilerinden ve moderatörlüğünü üstlenen İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk ve İslam Sanatı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tarkan Okçuoğlu ile Selimiye Camii Kalemişi Rekonstrüksiyonu Önerisi gündeme geldiğinden bu yana yaşanan gelişmeleri; konunun bugün geldiği noktayı ve önerilen müdahalenin sanatsal, tarihsel ve koruma etiği açısından nasıl değerlendirilmesi gerektiğini konuşuyoruz.


