Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma bölgesi ilanına ilişkin itiraz davasında son karar çıktı!

-
Aa
+
a
a
a

Kültürel Miras ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?'de Asu Aksoy ve Burçin Altınsay, “Marmara Denizi ve Adalar” Özel Çevre Koruma Bölgesi Kararı'nın iptali istemiyle açılan davanın Avukatı Pervin Çelik ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun aldığı Adaların karasal alanlarının Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarına dahil edilmesi kararını ele alıyoruz.

""
Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma bölgesi ilanına ilişkin itiraz davasında son karar çıktı!
 

Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma bölgesi ilanına ilişkin itiraz davasında son karar çıktı!

podcast servisi: iTunes / RSS

5 Kasım 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Kararı ile Marmara Denizi ve Adalar, Özel Çevre Koruma bölgesi (ÖÇKB) olarak ilan edilmişti. Bu karar, Marmara Denizi’nde 2021 yılında meydana gelen müsilaj krizi döneminde alınmıştı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan 22 maddeden oluşan Marmara Denizi Eylem Planı başlıklardan birisi, denizin ÖÇKB alanı ilan edilmesiydi. Bu kararda şaşırtıcı olan, ÖÇKB kapsamına İstanbul ili Adalar ilçesi (Prens Adaları) ile Balıkesir iline bağlı Erdek ve Marmara ilçelerinin karasal alanlarının da dahil edilmiş olmasıydı. ÖÇKB sınırları, Marmara Denizi’nin oluşturduğu kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan kısımları ve Prens Adaları ve Erdek ve Marmara Adaları’nın tüm karasal kısımlarını da bu kapsama almaktaydı. Söz konusu Adalar; arkeolojik, doğal ve kentsel sit gibi çeşitli koruma statüleri ile hali hazırda koruma altına alınmış önemli doğal ve kültürel miras yerleşimleri, ayrıca denizi kirleten her halde en son yerler, hal böyle iken ÖÇKB gibi farklı bir koruma statüsünün bu karasal alanlar için neden getirilmek istendiği açıklığa kavuşmamıştı.

İstanbul Adalarından bir grup Adalı ve STK, “Marmara Denizi ve Adalar” Özel Çevre Koruma Bölgesi Karar'ının iptali istemiyle dava açmıştı. Dava gerekçelerinin başında kentsel ve arkeolojik sit alanı olan yerlerde önceden Koruma Amaçlı Plan yetkisi belediyelerdeyken, ÖÇKB kararıyla bu yetkinin tamamen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na geçiyor olması geliyordu. ÖÇKB, Adalara ilişkin merkezden, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yeni imar planı kararları geliştirmenin aracı haline geliyordu. Açılan bu dava, Danıştay 4. Dairesi tarafından görülmüş ve kısaca Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarını belirleyen kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan kısmı (Marmara Denizi) ile kıyı kenar çizgisinin kara tarafında kalan kısmı yönünden hukuki denetimin ayrı ayrı yapılması gerektiği sonucuna varılmıştı. Yani 4. Daire, Marmara Denizi için ÖÇKB kararında herhangi bir sorun görmemiş ama Adaların kara tarafında kalan kısımlarının ÖÇKB kapsamından çıkarılmasına karar vermişti.

Geçtiğimiz günlerde tarafların 4.Daire'nin kararlarını temyize götürmeleri üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, bu kısmen onama kısmen reddetme kararını inceleyerek sonuç olarak Adaların karasal alanlarının ÖÇKB sınırlarına dahil edilmesi kararını verdi.

Konuğumuz Avukat Pervin Çelik ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kararını ele alıyoruz. Kendisi ile daha önce de 26 Ağustos 2024’te Danıştay 4. Dairesinin ÖÇKB kararını Açık Radyo’da konuşmuştuk. Pervin Çelik, aynı zamanda Adalıların ve STK’ların söz konusu ÖÇKB kararına karşı açtıkları davanın avukatı.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına iki şerh düşülmüş: Karar metni oldukça kısa. Kararda şaşırtıcı bir gerekçe söylenmiş; “Adaların, Özel Çevre Koruma Bölgesi statüsünün kaldırılmasının kontrolsüz uygulamalar sonucu geri dönüşü olmayan olumsuzluklara yol açabileceği sonucuna ulaşıldığından...” diye giden bir gerekçe bu. Bu şaşırtıcı; zira Adalar, doğal sit alanı ve kentsel sit olmaları nedeniyle koruma statüsüne sahipler ve hem Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı Koruma Kurulları tarafından tüm planlama süreçleri denetlenen ve bu bakanlıklarca onaylanan yerler. Sanki bu koruma kalkanları yokmuş gibi, bu Bakanlıklar hali hazırda devrede değilmiş gibi bir intiba yaratılmış.