Programcımız Haluk Mimaroğlu, 57. yayın döneminde dinleyicisiyle buluşan Kadim Anadolu Eserlerinden Seçmeler programını tanıyor.
Ben Haluk Mimaroğlu, sınıf arkadaşım Levent Başaran ile yurdumuzla ilgili, uzun soluklu bir programa başlıyoruz. Levent ile benim pek çok ortak yönümüz var. İkimiz de, muhtemelen annelerimiz rahat etsin diye, İstanbul'un en disiplinli hem de yatılı okuluna gönderilmişiz. İkimiz de yaramazlığımızın yanı sıra sınıfımızın iyi talebelerinden sayılırdık. 68 kuşağından sayılmayız ama Beatles kuşağındanız diyebiliriz. İkimiz de fenci olmakla beraber ilerleyen yıllarda tarihe ve edebiyata merak sardık. Yabancı eğitimimizin yanı sıra yurdumuzla da ilgilendik. Liseden itibaren amatör rehberlik kurslarına gittik, yurdumuzu daha iyi tanıdık ve yudumuzu tanıtmaya çalıştık ilgimizi ilerleyen yıllarda Anadolu ile ilgili eserler okuyarak pekiştirdik.
Benim kütüphanemde Anadolu ve Yakın Doğu tarihine ait 3-5 raf kitap varsa Levent'in kütüphanesinde, edebiyattan tarihe, bir duvar dolusu kitap var diyebilirim. Biz bu programda yazının Anadolu’ya gelmesinden itibaren Anadolu’da yazılmaya başlanan eserleri tanıtmaya çalışacağız.
Azra Erhat’ın Heredot’un Tarihi adlı kitabın önsözünde dediği gibi: “Kimleri yetiştirmemiş ki Anadolu! Homeros'tan başlayarak, Sappho ve çağdaş şairlerin hepsi. Ya Ege kıyılarından, ya da Ege adalarından… Thales, Anaximandros, Anaximenes, Herakleitos, Pythagoras gibi büyük adamlar… Miletos'ta, Ephesos'ta, Samos’ta, yani hep İzmir yöresinde doğmuşlar.
Tarihin babası Herodotos, Ege kıyılarına inci gibi dizilmiş İonia şehirlerinde gelmiş dünyaya. Halikarnas Balıkçısı’nın, "Akdeniz Uygarlığı" diye adlandırdığı aydınlık, bizim bu topraklardan yayılmış dünyaya.”
Biz de Azra Erhat’in yukarıda yazdıklarından yola çıkarak, Mavi Yolcuların, yani Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’in, Sabahattin Eyüboğlu’nun, Azra Erhat’in, çevirisini yapıp, tanıttıkları bu anadolu kaynaklı eserleri inceleyerek programımıza başlayacağız.
Anadolu’da bir tur atıp İstanbul’a geldikten sonra tarihin derinliklerine inip bunların kaynağını oluşturan kadim Anadolu yazılarını bulundukları karanlıklardan çıkartıp aydınlığa kavuşturmaya çalışacağız.
Tarihten bu yana Anadolu da yazılmış bu eserlerin tamamını, Cevat Şakir ’den bir adım daha ileri giderek, Anadolu Klasikleri diye adlandıracağız.Ve hepsine birden, kimin yazdığına, hangi lisanda, hangi harflerle yazdığına bakmadan kendi eserlerimiz olarak sahip çıkacağız.
İlk inceleyeceğimiz eser, elbette Azra Erhat’in İonca aslına uygunluğunu incelediği Halikarnaslı, yani bizim Bodrumlu Herodot’un MÖ 400’lerde yazdığı Historia, diğer adıyla Herodot’un Tarih adlı eseri olacak.
9 kitaptan oluşan bu eserde greklerle perslerin, doğu ile batının çarpışmasını, Yunanistan’dan İran’a, Mısır’dan İskitlerin ülkesine, Lidya’dan Sparta’ya, Anadolu ve komşu diyarların tarihini birinci elden inceleme fırsatını bulacağız. Tarih derslerinde ezberlediğimiz savaşların ötesinde kültürümüze olan etkilerini bulmaya çalışacağız.
Sonra Azra Erhat’ın Abdülkadir ile birlikte İonca aslından tercüme ettiği Egeli Homeros’un epik şiirleri İlyada ve Odysseia’yı inceleyeceğiz. MÖ. 600’lerde yazıldığı düşünülen bu eserlerin sözlü kaynaklarının çok daha eskilere dayandığını göreceğiz. Satır aralarında günümüzdeki esintilerini bulmaya çalışacağız.
Ve Azra Erhat’in Sabahattin Eyüboğlu ile birlikte tercüme ettiği Hesiod’un Theogonia’sı ile devam edeceğiz. Batı kültürünün temelini oluşturan bu eserlerin aslında Andolu’nun kadim eserlerinden esinlenerek yazıldığını göreceğiz.
Hesiod’un bize ulaşan diğer kitabı İşler ve Günler’e kısaca değineceğiz. Yunan ve bilahare Roma inancının temelini oluşturan bu eserlerde yazarın kendi hayatından bahsederken, ailesinin neden yurdumuzu terk edip Yunanistan’a göç ettiğini öğreneceğiz. Doğu geleneklerinden yola çıkarak Hesiod’un sözünü ettiği tanrıların belki de bu göçler sayesinde Anadolu’dan Batı’ya taşındığını göreceğiz.
Midilli’li şairler Sappho ve Alcaeus ile Seferihisarlı şair Anacreon’un öncülük ettiği lirik şiir geleneğine değineceğiz. Bu şiirlerin Anadolu lehçelerinde yazıldığını, Kullanılan aruz vezni ve makamlarının Anadolu’dan geldiğini, lir eşliğinde çalınıp söylendiğini, bunların Ege sahillerinden, adalara, oradan da göçlerle Atina’ya nasıl gittiğini göreceğiz.
Aynı şekilde, kimilerine göre Trakyalı, kimilerine göre Frigyalı olan Ezop’un hikâyelerinden yola çıkarak sözlü hikâyelerin nasıl nesilden nesile, toplumdan topluma aktarıldığı, tekrar tekrar yazılıp, sonunda La Fontaine’in hikâyeleri olarak ders kitaplarımızla birlikte bize kadar ulaştığını göreceğiz.
Zaman olarak biraz daha ileriye giderek, MÖ. 500’lerde Pers hakimiyeti altındaki Milet’te birden bire ortaya çıkan matematik, felsefe, ve bilim adamlarına değineceğiz. Teoremlerinden çok iyi tanıdığımız Thales’in ve felsefenin babası Ksenophanes’in kişilik ve doktrinlerini Gurur Sev’in eski Yunancadan çevirisini yaptığı Fragmanlar adlı eserlerinden öğreneceğiz.
Bilahare, hepimizin ezbere bildigi ünlü matematikçi İonyalı Pithagoras’ı daha da yakından tanımaya çalışıp, bilgileri nerelerden edindiğini göreceğiz ve biraz da şaşıracağız.
Sonra, Anadolu’da Pers hâkimiyetinin doruğa ulaştığı MÖ. 300’lerde Anadolu’yu adım adım anlatan Xenophon’un Anabasis ya da On Binler’in Dönüşü adlı eserini tanıtacağız.
Pers ordusuna katılan Grek paralı askerlerinin komutanı Xenophon’un bu eserinde Sardis/Manisa’dan, Tarsus/Adana’ya, oradan Karadeniz’e Trabzon’a kadar baştan sona Anadolu coğrafyasını tarayıp, tabiatını, kasabalarını, halklarını göreceğiz. Bu seferden esinlenerek yola çıktığı söylenen Büyük İskender’in hikâyesini de İzmitli tarihçi Flavius Arrianos’tan izliyeceğiz.
Yurdumuzun o zamanki coğrafyasını Amasyalı Stabon’un Geografika adlı kitabının 12, 13 ve 14. ciltlerinden okuyup, bazı yer adlarının bile degişmediğini göreceğiz. Bergamalı tıp bilgini Galen’in eserlerinde anlatılan ve halen bazı ülkelerde kullanılan teşhis ve tedavi yöntemlerine bakacağız. Koskoca Roma inanç sistemini temelden değiştiren Tarsuslu Paulus’un mektuplarından söz edeceğiz.
Yavaş yavaş şehrimiz İstanbul’a doğru ilerleyeceğiz. Şehrimizi şehir yapan, Anadolu’yu baştan aşağı imar eden ünlü İmparator Justinien’in gerçek hayatını Prokopios’un Bizans’in Gizli Tarihi adlı eserinden öğreneceğiz.
Roma hukukunun temelini oluşturan Justinien Kodeksinin İstanbul’da derlendiğini göreceğiz.
İmparator Alexios Komnenos’un kızı Anna Komnene’nin Alexiad adlı eserinde Bizans saray entrikalarını ve Malazgirt sonrası Anadolu’nun hikâyesini ilk elden okuyacağız. Bizans’ın doğuda Türklerle, batıda Normanlarla ve Haçlılarla nasıl mücadele ettiğini göreceğiz.
Dionysios Byzantios’un Boğaziçi’nde Bir Gezinti adlı eseri elimizde Boğaz’da biz de bir gezintiye çıkacağız. İstanbullu tarihçi Joannes Zonaras’in 18 ciltlik Dünya Tarihi kitabının Türklerin Anadolu’ya girişine denk gelen 17. ve 18. ciltlerini tanıtıp,
Chalkokondis’in 10 ciltlik kitabından Fatih Sultan Mehmet’in hayatı ve tarihini okuyacağız. Bizans tarihçileri Georgios Frantzis’in Anılar’ını, Dukas’ın Kronikler’ini, Venedik elçisi Francesco Filelfo ve oğlu Giovani’nin kimi nefret dolu, kimi methiye dolu, kimi taraflı, kimi tarafsız olmakla beraber döneme ışık tutan yazılarını inceleyeceğiz.
Ve Programımızın 1. Bölümünü Bizans’ın çöküş ve İstanbul’un Fethi’ni konu alan bu kitaplarla tamamlayacağız. Tanıtımını yapacağımız eserleri incelerken ait oldukları dönemin dil, tarih ve coğrafyasına da değineceğiz. Yazarların ve çevirmenlerin hayat hikâyelerine de bağlı bulundukları akımlara da değineceğiz.
Şimdiye kadar bizden uzak olduğunu, bize ait olmadıklarını düşünerek okuduğumuz eserlerin içinde kendimizi görmeye çalışacağız. Bir türlü sahip çıkmadığımız bu eserlerin aslında bize ait olduğunu göstermeye çalışacağız.
Programımızın 2. Bölümünde ise Tarih derslerinde ezbere öğrendiğimiz Sümer’in, Akadlı Sargon’un, Babilli Hamurabi’nin, Asurlu Banipal’in, Hititli Hattuşili’nin, Lidya’lı Krozos’un, Frigyalı Midas’ın, Pers kralı Gerges’in, Makedonyalı İskender’in, Bizans imparatorlarının
aslında bize ne kadar yakın olduğunu, coğrafya dersinde bize ezberlettikleri dağlarımızın, madenlerimizin aslında bulundukları çağların en ileri kaynakları olduğunu obsidyenden, bakıra, altından gümüşe, odundan demire bütün dünyaya buralardan yayıldığını, tarım ve hayvancılığın da Anadolu’dan çıktığını, Sümer de başlayan medeniyetin de Anadolu üzerinden Batı’ya gittiğini göstermeye çalışacağız.
Azra Erhat’in 1977’de çevirisini yaptığı bir kitabın ön sözünde dediği gibi “artık belli bir eseri tek başına incelemek değil… Kesintisiz bir gizli yaşamla süregelmiş bir bütünü topluca kavramak ve değerlendirmek gerekir. Bu türden toplu bakışlar, eskinin bir yerde bitmediğini yaşamını bugüne dek sürdürdüğünü ve yarın da sürdüreceğini kanıtlamaktadır.”
Biz de bu programda, Azra’dan 40 yıl sonra, Anadolu’ya ait eserlere topluca bakıp yazarın dediği gibi “üstünde biriken külleri temizlemeye çalışacağız.”
Kendi adıma ve yurtdışında olduğu için bu yayına katılamayan arkadaşım Levent adına,
haftaya Herodot’un Tarih’inde buluşmak üzere, “hoşca kalın” derken, programımıza katkıda bulunmak isteyen dinleyicilerimizin bize [email protected]‘ye mail atarak ulaşabileceklerini belirtmek isteriz.
Kadim Anadolu Eserlerinden Seçmeler programında adı geçen eserler:
- İskender'in Seferi diğer adıyla Alexandrou Anabasis, Nikomedia (İzmitli Flavius Arrianos), Eski Yunanca aslından çeviren: Furkan Akderin, Alfa Yayınları Antik Çağ Dizisi
- Tarih / Anadolu ve Rumeli (1326-1462), Efesli Doukas, Çeviren: Bilge Umur, Arkeoloji ve Sanat Yayınları
- Kritovulos Tarihi (1451-1467), İmbros (Gökçeadalı Kritovulos), Yunanca aslından çeviren: Ari Çokona, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, İş Bankası Kültür Yayınları
- Sappho’nun Şiirlerinden Fragmanlar, Lesbos (Midillili Sappho), Çeviren: Alova, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, İş Bankası Kültür Yayınları
- Bütün Ezop Masalları, Amorium(Afyonkarahisar’in Emirdağ ilçesinden Aisopos), Yunanca aslından çeviren İo Çokona, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, İş Bankası Kültür Yayınları
- Theogonya / İşler ve Günler, Cyme (Aliağalı Hesiodos), Çevirenler: Azra Erhat ve Sabahattin Eyüboğlu, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, İş Bankası Kültür Yayınları
- Fatih Sultan Mehmet’e bir Mektup ve bir Methiye, Konstantiniye’de Venedik Elçisi Francesko Filelfo, Çeviren: Vladimir Mirmiroğlu, İstanbul Matbaası Yayınevi
- Bizans’ın Gizli Tarihi, Bizanslı Tarihçi Prokopios, Çeviren: Orhan Duru, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, İş Bankası Kültür Yayınları
- 10 Binlerin Dönüşü ya da Anabasis, Ksenophon, Çeviren: Ari Çokona, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, İş Bankası Kültür Yayınları
- Odysseia, Chios yani Sakız Adalı olduğu söylenen Homeros, Eski Yunanca aslından çevirenler: Azra Erhat ve A. Kadir, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, İş Bankası Kültür Yayınları
- İlyada, Chios yani Sakız Adalı olduğu söylenen Homeros, Eski Yunanca aslından çevirenler: Azra Erhat ve A. Kadir, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, İş Bankası Kültür Yayınları
- Herodot Tarihi, Halikarnas yani Bodrumlu Herodotos, Çeviren: Müntekim Ökmen, Yunanca aslından kontrol eden ve sunan Azra Erhat, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, İş Bankası Kültür Yayınları
- Geographika yani Antik Anadolu Coğrafyası, Amaseia yani Amasyalı Strabon, Çeviren: Prof. Dr. Adnan Pekman, Arkeoloji ve Sanat Yayınları
- Fragmanlar, Milet okulundan Ksenophanes, Eski Yunanca’dan Çeviren: Y. Gurur Sev, Pinhan Yayıncılık
- Emir: Türk İmparatoru Mehmet’in Hayatı ve Fetihleri, Pera yani İstanbullu Gianmario Filelfo, Latince’den çeviren: Ahmet Deniz Altuntaş, Kopernik Kitap Yayınevi
- Tarihlerin Özeti, Konstatiniyeli İoannes Zonaras, Çeviren: Bilge Umar, Arkeoloji ve Sanat Yayınları
- Alexiad/Malazgirt’in Sonrası, Konstantiniyeli Anna Komnena, Çeviren: Bilge Umar, İnkılap Kitapevi
- Tıp Sanatının Anayasası / Tıp Sanatı, Pergamon yani Bergamalı Galenos, Çeviren: Nur Nirven, Pinhan Yayıncılık
- Yorgios Sfrancis’in Anıları ya da Chronicon Minus, Konstantiniyeli Yorgios Sfrancis, Çeviren: Levent Karapınar, Kitabevi Yayınları
- Boğaziçi’nde Bir Gezinti, Bizanslı Dionysios Byzantios, Çeviren: Mehmet Fatih Yavuz, Yapı Kredi Kültür Yayınları