Bu hafta Türk Coğrafya Kurumu Başkanı, İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nden Doç.Dr. Ahmet Ertek Suppa Durek Buzulu’nun erimesine dair çarpıcı veriler paylaşıyor.
Hakkari Cilo Buzulu eriyor. Geçtiğimiz temmuz ayında ekibiyle Cilo Buzulu’nda gözlem çalışması yapan Türk Coğrafya Kurumu Başkanı, İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nden Doç.Dr. Ahmet ERTEK, iklim gazetesi’ne verdiği röportajda Hakkari - Cilolar’dan ciddi verilerle döndüklerini aktarmıştı. Araya giren yangın gündemi nedeniyle yayınını ertelediğimiz röportajımızda Ertek, buzulun erimesinin iki kat hızlandığını ve önümüzdeki 10-12 yıllık süre içinde bir buzul gölüne dönüşme riskini aktarıyor:
Doç Dr.Ahmet Ertek aracılığı ile
‘Dünya 2.88 milyon yıl öncesinde bir buzul çağına giriyor yani dünyanın neredeyse üçte bir buzullarla kaplanıyor. Odesa çalıştığım için rahatça konuşabilirim Karadeniz'in kuzey kıyılarına kadar aktif buzullar gözleniyor. Türkiye’de ancak dağlarımızın yüksek kesimlerinde aktif buzullara rastlayabiliyoruz ki 3 bölgededir bunlar: Bir tanesi, Doğu Karaniz Dağları, bir tanesi Orta Toroslar, bir tanesi de Güneydoğu Toroslar dediğimiz ama özellikle Hakkari dağlık kütlesi olarak geçer. Bu üç bölgede ağırlıklı olarak vadi buzullarını görürüz.
Doç Dr.Ahmet Ertek aracılığı ile
Cilo Buzulu’na isim veren Bobek adında bir Alman dağcıdır. 1937’de ilk gözlemiyle bu vadinin en ucunda buzullaşma izine rastlayabilmiş ki, biz de rastladık bunlara. Buzul taşlar dediğimiz, buzulların aşındırması sonucu oluşan 10 kilometre ötede bu buzul taşları gördük bunlara son morenler de denir. 37'den sonra 48'de hocam Sırrı Erinç gidiyor. Ben de bayrağı Sırrı Erinç'ten aldım, onun son asistanıyım. 1948'de Sırrı Erinç, Reşat İzbırak ile gidiyorlar aktif buzula bakıyorlar ve 4 kilometre ölçüyorlar.
55 yıl sonra araziye gitmeden sadece uydu görüntüleriyle Atilla Ciner'in ölçümü ile 3 kilometreye düşüyor. Arkasından İTÜ'den 2011'de Mehmet Akif Sarıkaya 1,5 kilometre ölçmüştür araziye gitmeden yine uydular vasıtasıyla. 2016'da Gazi Üniversitesi'nden Mehmet Varol- Bu arkadaşımızın yüksek lisans tezini yok.gov.tr'den indirebilirsiniz- 1,300 metre ölçmüştür.
Doç Dr.Ahmet Ertek aracılığı ile
Ben hem metrik ölçtüm, hem drone görüntülerinden hem de uydu görüntüleri üzerinden ölçtüm ve 900 metre çıktı. Mehmet Varol'un 2016 yılında uydu verileriyle bulduğu 68 yıllık ortalama buzul erimesi, gerilemesi ise 40 metre.
Doç Dr.Ahmet Ertek aracılığı ile
Ancak şunu not etmek gerekiyor: Avaspi Vadisi'nin sonunda iki tane buzul var: biri Suppa Durek ki dağcılar buna Erinç Buzulu ismini vermişler bir diğeri Mia Hvara buna da Avaspi Buzulu demişler. Biz adece bu ikisini gördük ve ağırlıkla benim bütün konuşmam Suppa Durek üzerine, çok önemli gözlemler yaptık.
Gelin alan hesabı yapalım. Bobek 1937'de diyor ki, Suppa Durek 26 kilometrekareden biraz fazladır. Sırrı Erinç geliyor 11 yıl sonra aynı bölgeyi 1.78 kilometrekare ölçüyor yani azalma başlıyor. 2011’de Mehmet Akif Sarıkaya geliyor ve yaklaşık 1 kilometrekarelik alan tespit ediyor. 2017'de Mehmet Varol, 0.54 kilometrekare buluyor, ölçüm yarı yarıya düşüyor. Yani 14-15 yılda alan yarı yarıya düşüyor. Ben bir hesaplama çalışması içindeyim net bir data paylaşmak istemiyoruma ama kendi gözlemim bunun da bugün yarıya düştüğü yönünde. Suppa Durek buzulu dağın yamacına dayanmış durumda. Dağın yamacında şelaleler var. Bakın buzul erimeleri her yıl olur, doğaldır ama şu verilerimi alt alta koyduğunuzda doğal görünmüyor.
24 Temmuz günü 5 kilometre paralelinde yeni bir dağ yarığı oluştu, yepyeni bir çatlak. 40 metre derinliğinde. Normal şartlar altında biz buzulu iki parçaya ayırırız: Birincisi neve çanağı vardır, yani karların daha çok birikme yaptığı ve çanağı oyduğu kısmı vardır bir de seraklar dediğiniz enine çatlaklarla buzul dibine yani aşağı doğru hareket eder, bulunduğu çanağın, vadinin içinde.
Buzul dili kopmuş gitmiş. Enine buzul çatlakları normalde doğada olması gereken seviye 2800- 3000 metrelerde iken 3300- 3400 metrelerde. Buzul gittikçe geriliyor ve en sonunda diyecek ki: 'Çanağımın içindeyim.’ Sırt çanağı deriz buna, en sonunda eriyecek diyecek ki ‘Çanağımın içinde bir buzul gölüyüm.’
Ne zaman olur bu? Bu hızla devam ederse 10- 12 sene sonra hep beraber orada bir sirk gölü oluştuğunu görürüz. Bugün buzulun ilk kısmında yaklaşık 1,5 km uzunluğunda bir buzul gölü gördük. Buzulaltı erime izlerini gördük. Bu buzulun aslında bize feryadıydı, yani küresel iklim değişikliği koloroflorokarbon gazları, nüfuslanma, şehirleşme, karbon ayak izi ne adına bakarsanız bakın gidişat negatif yönde.’
Hasat’ın diğer haberleri 📰
ABD’nin Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA) her yıl yaz aylarında yayımladığı İklimin Durumu raporunun 2020 sonuçlarını açıkladı. 66 ülkeden 530 bilim insanının çalışmasıyla hazırlanan raporda, Covid-19 etkisine rağmen Gezegen’in sağlık göstergelerinin bilinen en kötü düzeylere ulaştığını belirtiliyor:
Yıllık küresel deniz seviyesi yeni bir rekor yüksekliğe ulaştı
Okyanus sıcaklıkları yeni bir rekor kırdı
Arktik’teki yüzey sıcaklıkları son 121 yılın en yüksek düzeyine ulaştı. Arktik yangınları yeni bir rekor kırarken atmosfere rekor düzeyde karbon salımı gerçekleşti.
ABD’de milyar dolarlık felaketlerin sayısı yeni bir rekor kırdı
Avrupa için 2020 kayıtlara geçen en sıcak yıldı
Orta Doğu sonbaharda ekstrem kuraklıklar gördü
Asya’da sıcaklık ve yağış rekorları kırıldı
Karbondioksit seviyeleri azalmasına rağmen metan salımı yeni bir rekor kırdı ve bunun kesin nedeni hala araştırılıyor. Bilim insanları yoğunlaşan metan türünün bakteriyel kaynaklı olduğunu bunun hayvancılık faaliyetleri ve çöp sahalarındaki atıkların ayrışmasına bağlı artışa geçmiş olabileceğini belirtiyorlar.
2020, 1800’lerden beri yaşanan en sıcak üç yıldan biriydi. Gezegen bu dönemden beri 1.2 derece ısındı ve son yedi yılda sürekli yeni sıcaklık rekorları kırıldı
🌆 The Economist Intelligence Unit’in dünya çapında 60 şehri güvenlik kriterine göre iki yılda bir sıraladığı Safe Cities Index’in 2021 sonuçları yayımlandı. Bu sene ilk kez çevresel güvenlik kategorisini ekleyen endekste iklim adaptasyonu kentsel güvenlik için önemli bir parametre olarak tanımlandı. Çevresel güvenliğin sadece iklim kırılganlığı değil aynı zamanda kentlerin daha yeşil hale gelmek için attığı adımları kapsadığını belirten endekste sosyo ekonomik açıdan sadece gelişmiş kentler yer almıyor. Bogotá, Rio de Janeiro ve Kuala Lumpur’un da yer aldığı çevresel güvenlikte ilk 10 şehir sıralaması şu şekilde: