OrmanlardanEliniCek kampanyasındaki temsilciler, Orman Genel Müdürlüğü’ne kampanyaya gelen 70.000’e yakın imzayı teslim ettiler.
Dünya Ormancılık Haftası’nda change.org/OrmanlardanEliniCek adresinde yürütülen kampanyaya dair bir gelişme yaşandı. Ormanların korunmasına yönelik açılan imza kampanyası için temsilciler, Orman Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Yardımcısı Recep Ateş ile görüşerek kampanyaya gelen 70.000’e yakın imzayı teslim ettiler ve Orman Kanunu dışında ormanların karşı karşıya olduğu yeni imar tehditlerini de dile getirdiler. Yürürlükteki Orman Kanunu, her ne kadar ormanların korunmasına ilişkin olsa da ormanları madencilik, enerji, turizm, konut ve ulaştırma projelerine açan 16., 17. ve 18. Madde düzenlemeleri, kanunun ormanları korumaya ilişkin hükümlerini etkisiz hale getiriyor. İlgili maddeler nedeniyle yok edilen orman alanı miktarı her yıl ortalama 53.521 futbol sahasına denk geliyor. Bu, her yıl yok edilen orman alanlarının yanan alanlardan daha fazla olduğu anlamına geliyor. Orman kanununun ormanları korumadığını, bu nedenle de değişmesinin gerektiğini talep eden kampanya, change.org/OrmanlardanEliniCek adresinde.
Sel riski taşıyan bölgelerde can ve mal güvenliği için erken uyarı sistemleri kurulsun
Depremin yaraları henüz sarılmamışken geçen hafta Şanlıurfa ve Adıyaman’ın Tut ilçesinde yaşanan sel felaketinde toplam 18 vatandaş hayatını kaybetti. Seçkin Barbaros, “Sel riski taşıyan bölgelerde can ve mal güvenliği için erken uyarı sistemleri kurulsun” çağrısıyla change.org/SelErkenUyari adresinde imza kampanyasını sürdürüyor. Geçtiğimiz hafta yayınlanan son iklim raporuna göre, 2021’de Türkiye’de sel felaketleri aşırı hava olaylarının 3'te 1'ine tekabül ediyor. Buna rağmen hâlâ sel uyarı sistemlerine dair öncelikli bir plan uygulamaya alınmıyor. “Kuvvetli yağışların neden olduğu seller ve su baskınları özellikle kentlerde, alt yapı sorunlarının olduğu, kent planlamasının iklim krizinin getirdiği yeni düzene uygun yapılmadığı bölgelerde yaşamı tehdit ediyor. Değişen iklim koşulları aşırı hava olaylarının süresi, sıklığı, mekansal etkisi, yoğunluğu ve zamanlamasında değişikliklere yol açar ve bu durum eşi benzeri görülmemiş aşırı hava olaylarına neden olur. İklim krizi gündelik yaşamın bir parçası,” diyen kampanyacı, sel ve su baskını nedeniyle oluşabilecek can ve mal kaybının önlenebileceğinin fakat karar vericilerin kuvvetli yağışlar hakkında sosyal medya aracılığıyla yaptıkları uyarıların yeterli olmadığının altını çiziyor. Kampanya, change.org/SelErkenUyari adresinde.
Sarım Havzası’na hidroelektrik santral ve baraj tehdidi
Bingöl'ün Genç ilçesinde başlayıp, Diyarbakır'ın Lice ilçesine kadar uzanan Sarım Havzası, hidroelektrik santral (HES) ve baraj tehdidi altında. Ekoloji Derneği, change.org/SarimHes adresinde “Sarım’da HES ve Baraj İstemiyoruz” başlıklı imza kampanyası başlattı. “Dünyada benzeri çok az bulunan ve özel bir iklime sahip olan Sarım Vadisi’ndeki hava sirkülasyon düzeni değişecek, bunaltıcı sıcaklar Diyarbakır, Bingöl ve Batman çevresinde yaşayan 2 milyon insanın yaşamını çekilmez hale getirecek. En az 100 köy ve 50 bini aşkın aile yerinden yurdundan olacak, göçmen durumuna düşecek. Tarım arazilerinin, meraların tahrip olması nedeniyle hayvancılık, çiftçilik, sera ve arıcılık gibi iş alanları yok olacak. Sarım Vadisi bitki çeşitliliği, yeşil alanı, yabani hayatın zenginliği, özel iklim, tarih ve kültürel zenginlik bakımından dünyada eşine ender rastlanan bir coğrafya. UNESCO tarafından da ‘Doğal SİT’ alanı yapılmaya aday bir coğrafya. Baraj ve HES'lerin yapılması durumunda bütün bu değerler yok olacak,” açıklamasında bulunan dernek, halkın katılım toplantısında istenmediği açıkça ifade edilmesine rağmen projenin devam ettiğini vurguluyor ve projeden vazgeçilmesini, Sarım Havzası’nın ‘Doğal SİT alanı’ olarak korunmaya alınmasını istiyor. Kampanya, change.org/SarimHes adresinde.
Kazdağlarında kömüre son ver
Çan 2 Kömürlü Termik Santrali Kül Sahası’nın genişletilme projesinin çevre ve insan sağlığına vereceği zarardan ötürü change.org/KazdaglarindaKomureSonVer adresinde, projenin iptal edilmesi için imza kampanyası başlatıldı. ‘Vasat Aktivistler’ isimli kampanyacı grubu, “Kül sahası genişletilmek istenirken gerçekte ne isteniyor? Hem mevcut alanın üç katı büyüklükte hem de en verimli ovaların bulunduğu Kazdağları’nda! Bu yeni kül depolama sahasını ve hiçbir kömürlü termik santrali istemiyoruz!” mesajını iletti. “Eğer Çanakkale’de hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği sınırda tutulsaydı yıllık 343 ölümün önlenebileceği hesaplanmış. Bu bölgede herhangi bir kirleticiye daha yer yok! Yeni kül sahası kanserojen maddelerin rüzgarla yayılmasına ve şehirde soluduğumuz havanın daha da fazla kirlenmesine neden olacak. Kazdağları gibi biyoçeşitliliğin ve oksijen değerinin çok olduğu en verimli tarım ve hayvancılık alanlarına zarar vermek, ekonomiye zarar vermek. Geleceğe temiz hava, su ve toprak bırakmamak,” ifadelerini kullanan kampanyacılar, 21 Mart’ta proje için yapılan Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Halkın Katılımı Toplantısı’na yerel dernekler ve çevre hareketleri ile katılıp tepkilerini dile getirdiler. Gerekli hukuki işlemleri de başlatıp süreci takip edecek aktivistlerin kampanyası change.org/KazdaglarindaKomureSonVer adresinde.