Kars'ın Sarıkamış ilçesindeki sarıçam ormanlarında yaşayan vaşaklar, yavrulama döneminde oldukları bu dönemde, yavrularını beslemek için doğada daha geniş alanı kullanmaya başladı.
Kars'ın Sarıkamış ilçesindeki sarıçam ormanlarında yaşayan vaşaklar, yavrulama döneminde oldukları bu dönemde, yavrularını beslemek için doğada daha geniş alanı kullanmaya başladı. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü izniyle KuzeyDoğa Derneğinin Sarıkamış ilçesinde 7 yıl önce başlattığı hayvanları izleme çalışmaları sürüyor. Sarıkamış'ta 2 bin 200-3 bin rakımlı alanlara yerleştirilen fotokapan ve video kapanlar ile vaşakların yaşamları takip ediliyor. Nesli tehlikede olan vaşaklarla ilgili geçen yıl yapılan çalışmalarda, Türkiye'de hem Kafkasya hem Avrasya vaşağının birlikte yaşadığı ortaya çıktı. KuzeyDoğa Derneği Bilim Koordinatörü Emrah Çoban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sarıkamış'ta doğanın uyandığını, şartlar zor olsa da kendi önlemlerini alarak yaban hayatındaki gelişmeleri takip ettiklerini söyledi.
Üç ilde sıcaklık rekorları kırıldı
Yurt genelinde etkili olan sıcak hava dalgası mevsim normallerinin üzerinde sıcaklıklar yaşamamıza neden olurken Meteoroloji Genel Müdürlüğü bir açıklama yayınlayarak üç ilde sıcaklık rekorları kırıldığını duyurdu. Ayrıca Pazar günü ölçülen en yüksek sıcaklığın İzmir‘in Tire ilçesinde 44.5 derece olarak kayıtlara geçtiğini duyurdu. Mayıs ayı sıcaklık rekoru Muğla’da 39.1 olarak kaydedildi. Sıcak dalgasının devam edeceğini belirten Meteoroloji “Yurdumuzda etkili olan sıcak hava dalgasının bu hafta Marmara bölgesi, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesinde etkisini azaltacağı ancak Ege bölgesi, Akdeniz, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde perşembe gününe kadar etkili olmaya devam edeceği tahmin ediliyor” uyarısında bulundu. İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin yaşanan sıcak hava dalgalarının iklim krizinin doğrudan bir sonucu olduğunu belirtiyor. Türkiye’de sıcak hava dalgalarının sıklığının 1970 yılından bu yana bir artış gösterdiğini söyleyen Şahin, önümüzdeki yıllarda artışın ve şiddetinin çok daha fazla yaşanacağına dikkat çekiyor. Çözüm ise sera gazı salımlarının neden olan fosil yakıt kullanımının bir an önce terk edilmesi.
Yaşamaya elverişsiz yerler ortaya çıktı
Amerikalı ve İngiliz bilim insanları, dünyanın interaktif haritasını çıkararak üzerinde her bölge için ortalama hava sıcaklığına göre insan vücudunun maruz kaldığı iklim yükünü daha iyi yansıtan azami ısı ve nem kombinasyonlarını işledi. Sonuçları Science Advances dergisinde yayınlanan çalışma, daha şimdiden dünyada yaşamanın mümkün olmadığı yerlerin olduğunu ortaya koydu. Vücudun nemle karışık sıcaktan kuru sıcağa göre daha fazla etkilendiği biliniyor. Küresel iklim değişikliği ile ilgili birçok bilimsel yayında, insan yaşamının fizyolojik sınırlarını aşan ölümcül yüksek ısı ve nem kombinasyonlarının çok yakında dünyanın bazı tropikal ve subtropikal bölgelerinde yaşamayı imkansız hale getireceği belirtiliyor. Dünyanın farklı noktalarında bulunan toplam 7 bin 877 meteoroloji istasyonunun 1979–2017 döneminde topladığı verileri analiz eden uzmanlar, büyük bölgeler için alınan ortalama günlük ısı ve nem değerlerine değil, aşırı değerlerin kısa süreli zirvelerini saptama imkanı tanıyan saatlik bazlı nokta verilere yoğunlaştı. Sputnik'in aktardığına göre araştırmacılar, daha şimdiden dünyanın birçok yerinde iklim parametrelerinin periyodik olarak insanın yaşam sınırlarını aştığını saptadı. Araştırmanın önde gelen isimlerinden Colin Raymond, “Önceki araştırmacılar bunun onlarca yıl sonra olacağını öngörmüştü, bizse bunun şu anda olan bir şey olduğunu gösterdik” ifadelerini kullandı. Asya, Afrika, Avustralya, Güney ve Kuzey Amerika'da bu türden binlerce nokta bulunuyor. Özellikle Basra ve Meksika körfezlerinin kıyıları ve Hint Okyanusu kıyılarında, sıcak havanın buharlaşan deniz suyunu emdiği ve bol miktarda nem oluşturduğu birçok yer mevcut. Kıyıdan uzakta bazı bölgelerde ise nemli muson rüzgarları da benzer bir rol oynuyor.
JES denetim süreci öğrenilemedi
Zehirli havanın çevreye yayılmasına ve çok sayıda ölümcül hastalığa yol açan jeotermal enerji santrallarının (JES) koronavirüs sürecindeki denetim süreci öğrenilemedi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, üç aylık süreç yerine son iki yıldaki denetim verilerini paylaştı. CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, JES’lerin başta kronik hastalar olmak üzere tüm insanları tehdit ettiğini ifade ederek, “Hava kirliliğine ve insan sağlığına olumsuz etkileri olan ve denetimleri eksik yapılan JES’lerin faaliyetlerini durdurmasıyla Bakanlığınızın bir çalışması var mı?” sorusunu yöneltti. Bülbül ayrıca, “JES’lerin bacalarından çıkan salımlar ile akışkanlar nedeniyle havayı, suyu, toprağı kirlettikleri ve insan sağlığına yönelik solunum yolu hastalıkları ve birçok hastalığa neden olduğuna dair Bakanlık bünyesinde çalışma yapıldı mı?” diye sordu. Bülbül’e yanıt veren Bakan Kurum, salgın sürecindeki denetimleri paylaşmadı. Bakan Kurum yanıtında, “2018 yılından itibaren ülke genelinde faaliyet gösteren JES’lerde, Bakanlığımız ve İl Müdürlüklerimiz tarafından 763 adet çevre denetimi gerçekleştirilmiş olup tespit edilen uygunsuzluklara istinaden faaliyet durdurma da dahil olmak üzere 65 idari yaptırım uygulandı” dedi.