Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol, Çin’in seragazı emisyonlarının, COVID-19 salgınıyla azalmasının ardından, 2020’de 2019’a kıyasla artmış olabileceğini söyledi.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol, Çin’in seragazı emisyonlarının, COVID-19 salgınıyla azalmasının ardından, 2020’de 2019’a kıyasla artmış olabileceğini söyledi. Dr. Birol, Norveçli petrol firması tarafından düzenlenen bir dijital enerji konferansı sırasında, “Bugün itibarıyla Çin’in 2020 emisyonları, 2019’dan daha yüksek olacak” dedi. Çin’in petrol talebiyle ilgili olarak Dr. Birol, IEA’nın bu yıl geçen yıla göre “biraz daha yüksek” olmasını beklediğini söyledi. Doğalgaz talebi de 2020’de 2019’a göre “çok daha yüksek” olacak. IEA Başkanı, “Petrol talebinde yapısal bir düşüş görmüyoruz” dedi. ABD için ise Dr. Birol, “Paris Anlaşması’na yeniden katılması, iklim değişikliğine karşı mücadele için muazzam bir ivme yaratacak” dedi.
İklim krizi anketi
İklim Haber, Türkiye kamuoyunun iklim değişikliği algısını ölçmek ve giderek derinleşen iklim krizi hakkındaki görüşlerini öğrenmek için yeni bir anket çalışması gerçekleştirdi. “Türkiye’de İklim Değişikliği ve Çevre Sorunları Algısı 2020” araştırması çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Anket çalışmasının sonuçlarına göre; Türkiye’de her iki kişiden biri iklim krizinin virüsten daha büyük bir kriz olduğunu düşünüyor. Her 10 kişiden yedisi iklim değişikliği konusunda endişeli olduğunu belirtiyor. Toplum koronavirüs sonrası ekonomik toparlanma için tarım ve yenilenebilir enerjiye yatırım yapılmasını istiyor. Toplumun %75’i iklim değişikliğine karşı yeşil alanların korunması gerektiğini öne sürüyor. %85’i ise ekonomik kalkınma için ormanların kesilmesine karşı. Araştırma aynı zamanda, iklim değişikliğinin Türkiye’de her 10 kişiden yedisinin endişelendiği bir konu olduğunu gözler önüne serdi. Görüşülen kişilerin %14,7’si çok endişeli olduğunu ifade ederken, %54,6’sı ise endişeli olduğunu belirtti. Sonuçlar ayrıca, Türkiye’de toplumun %71,4 gibi bir oranla iklim değişikliğinin insan faaliyetlerinden kaynaklandığını bildiğini gösterdi. Sonuçları değerlendiren araştırma kuruluşu Genel Müdürü Bekir Ağırdır, geleceğe odaklanmak gerektiğinin altını çiziyor: “İklim değişikliğinden çevre kirliliğine, temiz içme suyundan petrole ve madenlere, doğal kaynakların azalmasından hayvan ve bitki türlerinin azalışına dek bir dizi sorun insanlığın yerküreye hoyrat davranışının bir sonucu. Başka nedenlerin yanı sıra insanların doğaya müdahalesinin, doğal yaşamın ekolojik dengesini bozmasının, bu tür küresel salgınlara yol açacağı öngörülüyordu. İklim bilimcilerse iklim değişikliğinin de en az salgın kadar, hatta daha da büyük tahribata yol açacağını öngörüyorlar. Makul bir ses tonuyla ama toplumun ihtiyaç ve taleplerini, duygularını da dikkate alan, geleceği gösteren yeni bir söyleme geçmemizin zamanı geldi” dedi.
Ankara BŞB. iklim krizi için adım attı
Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş, belediye bünyesinde İklim Değişikliği ve Uyum Şube Müdürlüğü kurulduğunu duyurdu. Sosyal medya hesabından müjdeli haberi paylaşan Yavaş, “İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında İklim Değişikliği ve Uyum Şube Müdürlüğümüzü kurduk ve eylem planımızı hazırlamak için ilk adımı attık” ifadelerini kullandı. Ancak henüz yeni kurulan müdürlüğün hangi konularda çalışmalar yapacağı kamuoyuyla paylaşılmadı. Yavaş açıklamasının devamında “Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için yaptığımız çalışmaları yakında siz değerli Ankaralılarla paylaşacağız” dedi.
Erzincan'daki altın madeni kapasite artırıyor
Erzincan İliç’te 10 yıldır faaliyet gösteren altın madeni firması, yüzde 50 kapasite artırımına gidiyor. K2’nin aktardığına göre İliç’te Fırat Nehri’ne 350 metre yakınlıktaki ülkenin en büyük altın madeni Çöpler Altın Madeni, yüzde 50 kapasite artışı yaparak günde 9 bin ton zehirli atık üretecek. Ekoloji topluluklarının yaptığı açıklamalara göre; altın madeni için yılda 6 bin 500 ton siyanür, 8 bin 900 ton sülfürik asit, 4 bin 900 ton sodyum hidroksit kullanılacak. Altın madeninin mevcut halinin bile doğayı zehirlediğini söyleyen aktivistler, kapasite artışının ekolojik bir katliama dönüşeceğini vurguluyor. Madenin sadece Erzincan değil, Tunceli, Sivas ve Malatya’ya da ciddi zararlar vereceği; ayrıca Keban, Karakaya ve Atatürk Barajlarının da oluşacak sızıntılarla ve asit buharları ile tehlike altına gireceği belirtiliyor. Sosyal medyada birçok doğa ve yaşam savunucusu kişi, kurum ve topluluk, #FıratÖlecek etiketiyle maden şirketinin kapasite artırımını protesto etti.
Yeni Zelanda iklim acil durumu ilan ediyor
Yeni Zelanda hükümeti, Başbakan Jacinda Ardern’in partisinin kazandığı genel seçimler sonrasında parlamentonun yeniden toplanmasıyla birlikte, önümüzdeki iklim acil durumu ilan etmek için bir önerge sunacağını söyledi. Devletin yayın kuruluşu TVNZ’ye göre Ardern, “İklim değişikliğini her zaman bölgemiz için büyük bir tehdit olarak gördük ve bu derhal harekete geçmemiz gereken bir mesele. Maalesef son dönemde parlamentoda iklim acil durumu ile ilgili bir önerge geliştiremedik, ancak şimdi yapabiliyoruz” dedi. Bir iklim acil durumu ilan edilirse Yeni Zelanda, iklim değişikliğiyle mücadeleye odaklanmak için aynı yolu izleyen Kanada, Fransa ve İngiltere gibi ülkelere katılacak. Geçen hafta, Japon milletvekilleri bir iklim acil durumu ilan ettiler ve net sıfır emisyon için kesin bir zaman çizelgesi taahhüdünde bulundular.