Dünyadaki buzulların son 10 bin yılda erimeye başladığı ancak 20. yüzyıldan sonra erime hızının arttığı biliniyor.
20. yüzyıldan sonra erime hızı artan buzullar
İklim Haber’den Şenol Bali’nin haberine göre, Dünyadaki buzulların son 10 bin yılda erimeye başladığı ancak 20. yüzyıldan sonra erime hızının arttığı biliniyor. 25 Eylül 2020’de alınan kararla millî park ilan edilen Cilo Dağları’ndaki buzullar da erimeyi sürdürüyor. Erimenin en büyük nedeni olarak küresel iklim değişikliğini gösteren uzmanlar, erimenin bu hızla devam etmesi durumunda önümüzdeki 50–60 yıl içerisinde buzulların tamamen yok olacağını belirtiyor. Dünya üzerindeki kara alanının yaklaşık yüzde 10’u buzullarla kaplı.
Anne sütünde mikroplastik bulundu
İlk kez anne sütünde mikroplastik bulundu. Araştırmacılar bu durumun bebeklerin sağlığına olası etkileriyle ilgili endişeli. Araştırma İtalya'nın başkenti Roma'da, yeni doğum yapmış sağlıklı 34 anneden alınan süt örnekleri üzerinde yapıldı. Süt örneklerinin yüzde 75'inde mikroplastik tespit edildi. Bebekler kimyasal içeriğe karşı daha hassas olsa da emzirmek onları beslemek için en iyi seçenek. Bu nedenle bilim insanları acilen daha fazla araştırma yapılması gerektiğini söyledi. Daha önce yapılan araştırmalar, mikroplastiklerin insan hücrelerinde, laboratuvar hayvanlarında ve vahşi deniz canlılarında nasıl olumsuz etkiler yarattığını göstermişti. İtalya'daki araştırmayı yürüten bilim insanları, annelerin plastik paketlerideki hijyen ürünlerini kullandıklarını, plastik paketlerdeki yiyecek ve içeceklerle deniz ürünü tükettiklerini kaydetti. Ancak bununla mikroplastikler arasında doğrudan bir bağ bulamadı. Bu nedenle insanların çevreye yayılmış olan mikroplastiklere kaçınılmaz olarak maruz kaldığı düşünülüyor. Guardian gazetesine konuşan Marche Politeknik Üniversitesi'nden Dr. Valentina Notarstefano, "Anne sütünde mikroplastik bulunmasının, çok daha hassas olan bebeklerle ilgili endişeleri artırdığını"söyledi. Ancak anne sütünün avantajlarının, mikroplastiklerin dezavantajından çok daha büyük olduğunu ekledi. Notarstefano, bu tarz araştırmaların anne sütü kullanımını azaltmaması gerektiğini vurguladı. Dr. Notarstefano, bu kirliliği azaltmak için kamu farkındalığı yaratılması gerektiğini belirtti.
İklimpiyat Oyunları
Türkiye’nin yeni iklim hedefi üzerinde farkındalık yaratmayı amaçlayan İklimpiyat Oyunları mobil oyunu olimpik sporcuların desteğiyle erişime açıldı. Ücretsiz olarak indirilebilen İklimpiyat Oyunları’nı oynayanlar, kayakla atlama, okçuluk, uzun atlama, cirit ve kürek sporlarında becerilerini deneyerek Türkiye’nin sera gazı emisyonlarının azaltılması için güçlü bir iklim hedefine ulaşmayı hedefliyor. Avrupa İklim Eylem Ağı Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz şöyle söyledi:
İklim krizi giderek daha vahim bir hâl alıyor ve bu krizi durdurmak için birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Her birimiz bunun ne anlama geldiğinin ve ortak bir çabayla bu konuda neler yapabileceğimizin farkında olmalıyız. Bu nedenle, iklim krizinin etkilerini Türkiye’de derinden yaşamamıza rağmen hâlâ çoğumuz tarafından net olarak anlaşılamayan iklim jargonunu açıklayabilecek bir oyun geliştirdik. İnsanların karmaşık görünen ama son derece önemli bir konu olan iklim değişikliği hakkında farkındalıklarını artıracak ve Türkiye’nin güçlü iklim hedefini destekleyecek bir oyun yaratmak istedik.
Batı Ege ve Güney Marmara Endüstriyel Atık (Cüruf) Bertaraf Tesisi
Cumhuriyet’ten Yusuf Körükmez’in haberine göre, çevre sorunlarıyla gündemden düşmeyen İzmir’in Aliağa ilçesine yapılmak istenen Batı Ege ve Güney Marmara Endüstriyel Atık (Cüruf) Bertaraf Tesisi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı “ÇED olumlu” kararı verdi. Karara tepki gösteren yöre halkı, sivil toplum örgütleri ve muhtarlar, Aliağa’nın daha fazla kirletilmemesi için tesisin yapılmasından vazgeçilmesini istedi. Kararı yargıya taşıyacaklarını belirten Aliağa Çevre Platformu (ALÇEP) Sözcüsü Zeki Küçükakyüz şu ifadeleri kullandı:
Burası köylülerin suyu ve hayvanlar için önemli bir yer. Yeraltı su kaynakları buradan geçiyor. Cüruf ile bu kaynaklar zehirlenecek. Aliağa sadece atık ve gemi sökümü ile değil dört bir yandan saldırı altında. Burada insanların yaşadığını bilmelerini istiyoruz! İnsan sağlığını düşünmeliler. Eylemlerimiz, mücadelemiz devam edecek.
Ankara’nın Anıtsal Ağaçlarının Tanıtılması ve Korunması Projesi
Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği'nin (Kırsal Çevre) 2021 yılında başlattığı “Ankara’nın Anıtsal Ağaçlarının Tanıtılması ve Korunması Projesi”nin arazi ve masa başı çalışmaları devam ediyor. Farklı mesleklerden 30’dan fazla dernek gönüllüsü bu çalışmalara katkı sağlıyor. Geniş coğrafyasında değişen topoğrafya ve iklimiyle farklı bölgelerinde bozkırların ve ormanların öne çıktığı ya da iç içe geçtiği Ankara, başta karaçam, meşe türleri ve ardıçlar olmak üzere birçok farklı ağaç türünün anıtsal bireylerini barındırıyor. İlk aşamada destekleyici kurumların da katkılarıyla Ankara’nın tüm ilçe ve köylerinde anıtsal olabilecek ağaçların belirlenmesinin ardından her bir ağaç proje ekibince yerinde inceleniyor. Bir taraftan ağacın boyutsal ve yaş ölçümleri gerçekleştirilirken, yöre halkıyla yapılan görüşmelerle ağacın tarihsel bilgileri, yöre kültüründeki önemi, mistik hikâye ve efsaneleri derleniyor. Saha çalışmalarının ardından projede internet tabanlı uygulamalar, basılı-görsel yayınlar ve tanıtıcı levhalar aracılığıyla bu anıt ağaçlar tanıtılarak bulundukları yörenin doğa turizmine katkı sağlanması ve bu önemli doğal/kültürel varlıkların devamlılığının temini için resmî koruma statüsü kazandırılması ve yöre halkının işbirliğiyle korunmasına katkı sağlanması hedefleniyor. Kırsal Çevre Derneği, proje kapsamında bugüne kadar 17 ilçedeki 100’den fazla köyde, 400 civarı anıtsal ağacı yerinde inceleyerek bu ağaçların boyutsal, biyolojik ve ekolojik bilgilerini topladı. Ayrıca, kültürel ve tarihî önemi olan ağaçların hikâyeleri derlenerek kayıt altına alındı.