Kars'ta foto kapanlar sayesinde yaban hayvanlarının doğal yaşam alanı gün yüzüne çıkartılıyor

-
Aa
+
a
a
a

Kars'ın Sarıkamış ilçesinde "Doğu Anadolu Yaban Hayatı Araştırma ve Koruma" projesi çerçevesinde ormanlar ve çeşitli alanlara yaz ve kış yerleştirilen foto kapan ile video kapanlar sayesinde izlenen yaban hayvanlarının doğal yaşamı gün yüzüne çıkartılıyor. 

Fotoğraf: KuzeyDoğa Derneği

Kars'ın Sarıkamış ilçesinde "Doğu Anadolu Yaban Hayatı Araştırma ve Koruma" projesi çerçevesinde ormanlar ve çeşitli alanlara yaz ve kış yerleştirilen foto kapan ile video kapanlar sayesinde izlenen yaban hayvanlarının doğal yaşamı gün yüzüne çıkartılıyor. Dünyanın tek göç eden bozayılarının bulunduğu 2700 rakımlı Kars'ın Sarıkamış ilçesindeki ormanlık, kurt, vaşak, karaca gibi birçok yaban hayvanına ev sahipliği yapıyor. Bu hayvanların korunarak popülasyonunun artırılması amacıyla sarıçam ormanları ile kaplı bölgede Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü  izniyle KuzeyDoğa Derneği ve Iğdır Üniversitesi iş birliğinde "Doğu Anadolu Yaban Hayatı Araştırma ve Koruma" projesi yürütülüyor. Projeyle Sarıkamış ormanları başta olmak üzere çeşitli alanlara foto kapan ya da video kapan yerleştiren görevliler bu sayede yabani hayvanların sayısı ve yaşamına ilişkin önemli veriler elde ediyor. Utah ve Koç Üniversiteleri öğretim üyesi KuzeyDoğa Derneği Başkanı Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, proje kapsamında yerleştirilen foto kapan ve video kapanlarla yaban hayatını izlemeye devam ettiklerini söyledi.

Su maymunları Ağrı'ya adapte oldu

KuzeyDoğa Derneği Ağrı Dağı Milli Parkı'nda yaşayan Latin Amerika kökenli su maymunları, adaptasyon sağladıkları bölgede doğal hayatın bir parçası haline gelerek yaşamlarını sürdürdüğünü bildiriyor. 5137 rakımlı Ağrı Dağı'nın eteklerinde bulunan milli parktaki sulak alanlar, birçok yaban hayatına ev sahipliği yapıyor. Bölgedeki sulak alanlarda sıkça rastlanan su maymunlarının, kürk üretimi için Latin Amerika'dan getirildikleri çiftliklerden kaçarak burada kendilerine yaşam kurdukları biliniyor.

Dünya Bankası sözünü tutmuyor

Dünya Bankası petrol ve gaz çıkarma çalışmalarına doğrudan fon sağlamayacağı taahhüdünde bulunmuştu ancak Guyana, Güney Amerika’daki, fosil yakıt çıkarma işlemlerine verdiği 55 milyon dolarlık destek var. Yoksul ülkelerin kalkınma çalışmalarına kredi ve hibe sağlayan Dünya Bankası, petrol pazarlaması da dahil olmak üzere Guyanalı petrol ve gaz yetkililerinin eğitimi için 20 milyon dolar ödeme yapacak. Ayrıca, yeni petrol sahalarından gelmesi beklenen milyarlarca dolarlık petrol parası ile Guyana’daki bankacılık ve sigorta sektörlerini yenilemek için 35 milyon dolar daha verecek. Dünya Bankası, 2017 yılında 2019 yılından sonra “petrol ve doğalgaz çalışmalarına finansman sağlamayacağı” taahhüdünde bulunmasının ardından çevre grupları tarafından takdir edilmişti. Dünya Bankası’nın projelerini takip eden, Almanya merkezli sivil toplum kuruluşu Urgewald’da danışman Heike Mainhardt, “Dünya Bankası’nın Guyana’daki petrol çalışmalarına kamu yardımı yapması Guyana’nın iklim değişikliği önceliklerine ve bankanın Paris Anlaşması’nı desteklemesine apaçık bir tezatlık oluşturuyor. Dünya Bankası’nın kendi uyarısını dikkate almaması beni şaşırttı” dedi. Guyana’daki petrol çalışmalarını sorgulayan uluslararası avukat Melinda Janki ise Dünya Bankası’nın neden daha ucuz olan yenilenebilir enerjiye finansman sağlamadığını sorguladı. Janki, “Dünya Bankası Guyana’yı korkunç bir kalkınma yoluna sokuyor” dedi. Guyana Başkanı David Granger’in, Guyana’daki petrol üretimini eleştirmesi üzerine petrol önemli bir sorun haline gelmişti.

Kuş sesleri nesli tehlikedeki kuşlar için kullanılabilir

Bilim insanları, kuş seslerinin, nesli tükenmekte olan kuşlar üzerindeki çalışmalarda kullanılabileceğini düşünüyorlar. Kuş sesleri, risk altındaki türlerin araştırılmasında önemli bilgileri sunabilir. Webkeno'nun aktardığına göre, kuş seslerinin melodileri, kuşların üreme mevsimine göre değişiklik gösterebilir. Alberta Üniversitesi'nden araştırmacılar kuşların seslerini analiz ederek üreme durumlarını tahmin edebileceklerini keşfettiler. Ocak ayında Ecosphere dergisinde yapılan bir çalışmayla ilgili elde edilen sonuçları gösteren bir makale yayınlandı. Yayınlanan makalede, risk altındaki kuş türlerinin korunması konusunda yardımcı olabilecek bir yol olarak kuş seslerinin analizi gösterildi. Makalenin baş yazarı olan yaban hayatı biyoloğu Emily Upham-Mills, kuş yuvalarını izleyerek kuşların üreme durumlarının belirlenmesinin çok zor ve maliyetli olduğunu açıkladı. Mills, “Sadece bir kuşu dinleyip durumunu belirleyebilirsek, bu bilgiyi alıp bütün bir alan boyunca genişletebilir ve üremede başarılı olan birçok kuşun bulunduğu habitatlara bakabiliriz” dedi. Araştırmacılar, bu yöntemin kuşların üreme durumunu tespit etmek için kullanılabileceği gibi kuşların üremediği habitatların tespit edilmesinde de kullanılabileceğini belirtiyorlar. Bu yöntemle ortaya çıkarılacak bilgiler, belirli kuş türlerinin nüfuslarının neden azaldığını ve nasıl korunabileceklerini gösterebilir.

İzmir'deki eski kurşun döküm fabrikası sağlığa zarar

İzmir’in Çernobili olarak belirtilen, eski kurşun döküm fabrikasının, radyoaktif atıkları toprağa gömdüğü ve bertaraf etmediği, söz konusu radyoaktif atıkların suya karıştığı ve halk sağlığına zarar verdiği tespit edildi. Fabrika sahiplerine, 2007 yılında 321 bin TL ceza verildi. İtiraza rağmen karar kesinleşti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2013 yılında atıkların hâlâ temizlenmediğini belirleyince, bu defa 5 milyon 79 bin 900 TL’lik idari para cezası verdi. Şirket cezanın orantısız olduğunu, mülkiyet hakkına müdahale anlamına geldiğini iddia ederek, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. İtirazı inceleyen AYM, para cezasının orantılı olduğuna hükmetti. Kararla birlikte, 5 milyon 79 bin 900 TL’lik idari para cezası kesinleşmiş oldu. İzmir’de 13 yıl önce ortaya çıkan tehlikeli atık ve radyoaktif maddeleri inceleyen Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, eski kurşun döküm fabrikasının 70 dönümlük bahçesinde 100 bin ton nükleer atık tespit etmişti. Ölçümlerde, radyasyon miktarı normal değerin 219 katı çıkmıştı.