Kanada'da tepki toplayan proje, bir sinekkuşu sayesinde durduruldu.
Kanada'nın batısında yürütülen ve yıllardır çevreci aktivistlerden ve bölge sakinlerden tepki toplayan proje, bir sinekkuşu sayesinde durduruldu. Britanya Kolumbiyası eyaletinde yürütülen petrol boru hattı projesi Trans Mountain, 2018'de Kanada Başbakanı Justin Trudeau hükümeti tarafından satın alınmıştı. Proje kapsamında bölgede halihazırda bulunan petrol boru hattının kapasitesinin üç kat artırılması planlıyor. 10 milyar dolarlık çalışmayla hat üzerinden günde taşınan 300 bin varillik petrol miktarının 890 bin civarına yükseltilmesi öngörülüyor. Öte yandan proje kapsamındaki inşaatların çevrede yok açtığı tahribat sık sık gündeme gelmişti. Britanya Kolumbiyası bölgesinde bazı topluluklar inşaat çalışmaları kapsamında, kuşların yuva yaptıkları ağaçların kesildiğine dair uyarıda bulunmuştu. Son yapılan çalışmalarda Anna sinekkuşu olarak bilinen Calypte anna'nın yuvasının bulunduğu ağaçların kesildiği tespit edildi. Bu göçmen kuşların soyu tükenme tehlikesi altına olmasa bile ülkede federal yasalarla koruma altındalar. Devlete bağlı Çevre ve İklim Değişikliği Kanada, inşaatın 21 Ağustos'a kadar durdurulmasına karar verdi.
Flamingolar yumurtadan çıkmaya başladı
İzmir’in Gediz Deltası’nda yuva kuran yaklaşık 20 bin flamingo çiftinin yavruları yumurtadan çıkmaya başladı. Gediz Deltası’nda üreyen flamingoların yavruları, önümüzdeki yaz aylarının sonunda uçmaya başlayacak. Flamingoların dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 5 ila 10’nun Gediz Deltası’nda ürüyor. Flamingolar kış aylarında kur danslarına başlamış, Nisan ayının başında deltadaki üreme adasında kuluçkaya yatmıştı. Geçmiş yıllardaki çalışmalara göre Gediz Deltası’nda yıllık ortalama 18-20 bin çift flamingo ürüyor. Bu senenin tam sayıları, flamingolar üreme adasını terk ettikten sonra yuvaların sayılması sonucunda belli olacak. Flamingolar, yaz aylarında bir kreş oluşturacak ve yavrulara toplu olarak bakacak. Türkiye’nin önemli sulak alan sistemlerinden biri olan Gediz Deltası’nda bu yıl kuş nüfusunun belirlenmesi çalışmaları Doğa Derneği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ortaklığında, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün (DKMP) ve DKMP İzmir Şube Müdürlüğü’nün gözetimiyle gerçekleştiriliyor. Çalışmada, Gediz Deltası’nın yıl boyu izlenmesi ve hem üreme hem de üreme dönemi dışında tüm kuş varlığının belirlenmesi hedefleniyor. Deltada başlatılan Kuş İzleme Programı hem deltanın tanınması hem de deltanın dünya mirası özellikleri gösteren benzersiz doğasının araştırılması için önem taşıyor. Gediz Deltası’nda yürütülen kuş araştırma programı hakkında açıklama yapan Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç “Dünyadaki her 10 flamingodan birine İzmir’in yaşam vermesi büyük bir ayrıcalık. İklim kriziyle karşı karşıya olduğumuz bu dönemde Gediz Deltası ve onun sunduğu yaşam her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Bu nedenle, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve DKMP ile yürüttüğümüz bu çalışma Deltanın daha fazla tanınması, sevilmesi ve yaşatılması için büyük önem taşıyor. Deltadaki kuşların yaşamına gün be gün şahitlik yapmak ve bunu paylaşmak bizim için hem bir mutluluk kaynağı hem de bir görev.” dedi.
İklim değişikliği borçlanma maliyetlerini artıracak
Kredi kuruluşu Moody’s’e göre, yükselen deniz seviyeleri, fırtınalar ve kuraklıklar ülkelerin ekonomilerine zarar verirken, iklim değişikliği dünyanın geniş kesimlerinde borçlanma maliyetlerini artıracak. Avrupa Merkez Bankası ve ABD Hazinesi, ülkeleri seragazı emisyonlarını azaltma çabalarını artırmaya çağırdı. Moody’s, ısınan bir gezegendeki koşullara uyum sağlamak için gereken finansman ile düşük maliyetli finansmana sürekli erişim arasında büyük bir boşluk olduğunu görüyor. Bu boşluk, en savunmasız ülkeler sel ve orman yangınları gibi daha sık iklim kaynaklı olaylarla mücadele etmek zorunda kaldıkça genişleyebilir. Rapor, petrol, doğalgaz, tarım ve atık alanlarında yaygın önlemlerin uygulanmasının iklim değişikliğini yavaşlatmak için mevcut en güçlü kaldıraçlar olduğunu ve metan gazını azaltmanın, küresel ısınmayla mücadele etmek için var olan en düşük maliyetli stratejilerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Rapor, metangazının sınırlandırılmasının sağlık ve tarım açısından önemli faydaları olduğunu ortaya koyuyor; troposferik ozonun oluşumuna katkı sağlayan metanın azaltılmasının ozon hava kirliliğini azaltacağı belirtiliyor. Raporda, öncelikle petrol ve gaz sektöründeki metan tahliyesini ve sızıntıları engelleyerek, mevcut yöntemlerle metan emisyonlarını 2030 yılına kadar %30 oranında azaltılabileceğinin altı çiziliyor. Atmosferdeki metan gazının dramatik artışı, ABD doğalgaz üretimindeki yüksek artışla da ilişkilendiriliyor.
HES sayısı artıyor
Birgün’den Aycan Karadağ’ın haberine göre, Başta Doğu Karadeniz olmak üzere birçok bölgede bulunan HES sayısı artıyor. Geçen yıl faaliyette bulunan HES sayısının toplamının 697 olduğu bildirildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç’un soru önergesini cevaplayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 697 HES’in elektrik üretimi faaliyetinde bulunduğunu söyledi. Dönmez HES’lerin 2020’de 78 bin 119.179 MWh üretim gerçekleştirerek toplam üretim içerisinde yüzde 25,6 oranında paya sahip olduğunu belirtti. Cevapta, “Güncel olarak hidroelektrik santrallere verilmiş olan 768 adet üretim lisansı ve 82 adet ön lisans bulunmakta” denildi. Öztunç’un 2002-2020 yılları arasında kaç şirkete HES ruhsatı izni verildiği sorusu cevapsız kaldı.