'Hükümetlerin iklim değişikliğiyle mücadelede son 10 yıldaki başarısızlığının, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için atılacak adımları dört katına çıkardığına işaret ediyor.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından hazırlanan Emisyon Açığı raporlarının son 10 yılını inceleyen bir makale, dünyanın önde gelen bilimsel dergilerinden Nature’da yayımlandı. Makalenin yazarları, hükümetlerin iklim değişikliğiyle mücadelede son 10 yıldaki başarısızlığının, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için atılacak adımları dört katına çıkardığına işaret ediyor. On yıl önce, UNEP Emisyon Açığı Raporları hazırlanmaya başlandığında, hükümetler küresel seragazı emisyonlarını yarıya indirmek için 30 yıl süreleri olduğunu düşünüyordu. Bugün, iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek için bunun 10 yıl içinde gerçekleşmesi gerekiyor. 10 yıl önce işe yarayabilecek kademeli dönüşüm, günümüzde geçerliliğini yitirmiş durumda. 2010 yılında iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik kapsamlı adımlar atılmış olsaydı, 2020 yılına gelindiğinde küresel ısınmayı 2 derece ile sınırlandırma kulvarında yol alınması için emisyon seviyelerinin %14 azaltılması yeterli olacaktı. Bunun aksine, emisyon seviyelerinde artış yaşandı. Bugün gelinen noktada, 1,5 derece hedefi ile uyumlu bir emisyon kulvarı için 2020-2030 döneminde emisyonların %55 oranında azaltılması gerekiyor. Bir başka deyişle, emisyonların yılda en az %7 oranında düşürülmesine ihtiyaç var. Ülkelerin taahhüt ettiği iklim değişikliğiyle mücadele hedefleri, bu gereksinimi karşılamaktan çok uzak. Söz konusu hedefler alt alta koyulduğunda, 2030 yılına kadar emisyonları yarıya indirmek bir yana, emisyonlarda artış yaşanabilir. Bardağın dolu tarafında ise, her geçen gün daha fazla ülke, bölge, şehir ve şirketin düşük karbonlu dönüşüme katılması bulunuyor.
Beş tarım kimyasalı şirketi pestisit satışından milyarlar kazanıyor
Dünya piyasasına hakim beş tarım kimyasalı şirketi, insan ve çevre sağlığına zararlı olduğu tespit edilen yüksek seviyede tehlikeli pestisitlerin satışından milyarlarca dolar kar ediyor. Tarımda kullanılan kimyasallara ilişkin 2018 satışlarını inceleyen Unearthed ve Public Eye yayın kuruluşları, dünyanın önde gelen tarım kimyasalı şirketleri satışlarının %35’ini, insanlara, hayvanlara veya ekosisteme ”yüksek düzeyde zararlı pestisitler (YZP)” olarak sınıflandırılmış pestisitlerin oluşturduğunu açıkladı. Analize göre bu beş şirket küresel tarım zehiri pazarının %65’ini elinde bulunduruyor. Analize göre, bu şirketler 2018 yılında, kanser veya üreme sorunu gibi sağlık sorunlarına yol açtığı belirtilen YZP içeren 4,8 milyar dolar değerindeki ürün satışından, toplam gelirlerinin %35’ini elde etti. Bu beş şirketin Türkiye’deki 2018 yılı satış gelirleri ise 68 milyon dolar. Bu gelirin %16’sı insan sağlığına ve ekosisteme zarar veren yüksek seviyede tehlikeli pestisitlerin satışından elde edildi. BM Zararlı Maddeler ve İnsan Hakları Özel Sözcüsü Baskut Tuncak: ‘‘Bu günde ve çağda, şirketlerin YZP’ler üzerinden bu kadar para kazanması uygun değil. Bu ürünlerin sürekli kullanımı hem sürdürülebilir değil, hem de dünya çapında insan hakları ihlâllerine yol açıyor.’’ 2017’de yayınlanan bir BM raporunda, pestisit şirketleri için ”zararların sistematik inkârı”, ”agresif ve etik dışı pazarlama yöntemleri” ve hükümet içinde lobicilik çalışmaları yapmak iddiaları gündeme getirildi ve bu şirketler ”reformları engelleyerek, küresel pestisit kısıtlamalarını felç etmek” ile itham edildi. Raporda, artan dünya nüfusunun pestisitler olmadan beslenemeyeceği iddiası, ”bir masal” olarak nitelendi.
Moldova'dan örnek adım
Moldova, Paris Anlaşması uyarınca küresel eylem çabalarının bir parçası olarak salımlarını 2030 yılına kadar %70 oranında azaltmayı taahhüt ederek BM’ye daha güçlü bir iklim planı sunan son ülke oldu. Dört milyon nüfusa sahip ülke, 2015 Paris Anlaşması uyarınca 2030 yılına kadar emisyonlarını 1990 seviyelerine göre en az % 64 azaltmayı, % 67 azaltım içinse çabalamayı taahhüt etmişti. Moldova, sunduğu belgede hedefi %70’e yükselterek “Paris Anlaşması’nın mekanizmasına uyum gösterdiğini” söyledi. Hükümet, ülkenin yüzyıl ortası emisyon azaltım hedefinin, “Kasım 2022’ye kadar geliştirilecek” 2050 Düşük Emisyon Geliştirme Stratejisi’nde oluşturulacağını da ekledi. Ülke, BM’ye resmi olarak geliştirilmiş bir iklim planı sunan dördüncü ülke oldu ve böylece küresel emisyonların% 0.1’ini oluşturan Marshall Adaları, Surinam ve Norveç’e katıldı.
"Anadolu'nun Kuşları" kitabı çıktı
Anadolu’nun zengin biyoçeşitliliğinin kayıt altına alınması, flora ve faunanın korunması için büyük önem taşıyor. ‘Anadolu’nun Çiçekleri’nin ardından, Tekfen Vakfı kuruluşunun 20. yıldönümünde şimdi de serinin 2.’si olan ‘Anadolu’nun Kuşları’ adlı kitabıyla, Türkiye’nin kanat çırpanlarından kuşları kayıt altına alıyor. Doğa fotoğrafçısı ve belgesel yapımcısı Fatih Orbay’ın çektiği binlerce kare arasından seçilen rengarenk fotoğraflarla hazırlanan 432 sayfalık kitap, kitapçılarda satışa sunuldu. Fatih Orbay “Türkiye müthiş doğal zenginliği olan bir ülke çoğumuzun bundan ne yazık ki haberi yok. Bunu, insanlara anlatmak lazım” diyor. Anadolu’nun kuşları kitapçılarda okurlarını bekliyor.