Gürcistan'da toprak kaymaları sonucu beş kişi yaşamını yitirdi.
Gürcistan'da toprak kaymaları sonucu beş kişi öldü. Gürcistan İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Bagdati Belediyesi’ne bağlı Neergeti Köyü’nde kayıp altı kişi için de arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği aktarıldı. Öte yandan, ülkede toprak kaymaları nedeniyle bazı tren seferleri iptal edildi. Afganistan’da kuraklık, Karadeniz havzasında seller. Bunlar daha başlangıç, onun için artık iklim krizine karşı harekete geçelim.
Afganistan'da kar yağışı eksikliği
Independent Türkçe’den Stuti Mishra’nın haberine göre, beş uluslararası insan hakları grubu, Afganistan'da bu yıl kaydedilen ciddi kar yağışı eksikliği ve ortalamadan daha sıcak geçen kış mevsiminin ülkenin zaten vahim olan kuraklık koşullarını daha da kötüleştirebileceğini söyledi. Afganistan halihazırda üçüncü kuraklık yılını yaşıyor ve insani yardım grupları, bunun bir yıl daha devam etmesinin çatışmalarla boğuşan ülkeyi uçurumun kenarına getirebileceği uyarısında bulunuyor. Kışın en yoğun yaşandığı Ekim’den Ocak ortasına kadar geçen sürede Afganistan, önceki yıllara kıyasla ortalama yağışın yalnızca %45 ila %60'ını aldı. Mevcut sezonda normal kar yağışının yarısı kadar kar yağması su sıkıntısının devam edeceği anlamına gelirken, kuraklık koşullarının daha da kötüleşeceği yönündeki endişeleri arttırıyor. Çocukları Kurtarın Vakfı, Islamic Relief ve Action Against Hunger gibi sivil toplum kuruluşlarının yayımladığı uyarıda, yağmur ve kar yağışlarında artış olmazsa savunmasız çocuklar ve geçimlik tarım yapan ailelerin ciddi şekilde etkilenmesinin beklendiği belirtildi. Uluslararası tahminler, Afganistan'daki 7,8 milyon çocuğun 2024'e yeterli gıdaya sahip olamadan gireceğini gösteriyordu. Su kıtlığı nedeniyle daha fazla mahsul kaybı yaşanması; 40 yıllık çatışma, tekrarlanan felaketler ve ekonomik gerilemeden muzdarip olan ülkede yoksulluğu daha da kötüleştirecek. Taliban'ın yönetimi ele geçirmesinden bu yana, Afganistan'ın aldığı yardımlar kesintiye uğradı. Kuraklık koşullarının devam etmesi halinde, ciddi bir mahsul kıtlığı riski var. Bu da ailelerin kurak ve verimsiz köyleri terk etmesiyle yoksulluğu daha da arttıracak. Köylüler, son yıllarda tarımsal üretimin zaten düşük olduğunu söylüyor.
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, depremin yıl dönümünde açıklama yayımladı
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, depremin yıl dönümünde yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından bir yıl geçmesine rağmen çevresel tehlikelerin hâlâ devam ettiği belirtildi. Açıklamada, “Deprem ve sel gibi doğa olaylarını ‘asrın felaketi’ne, ‘doğal afet’e dönüştüren ne kader, ne de takdir-i ilahi. Rantın temel politika haline gelmesi, 21 yılda çıkarılan yedi imar affıyla 10 ilde 294 bin kaçak yapının yasallaştırılması, doğa olaylarını afete ve felakete dönüştürmüştür,” ifadeleri yer aldı. Bu yıkıcı felaketten yalnızca depremzedelerin etkilenmediğini belirten açıklamada şu ifadeler yer aldı, “Bir özne olarak doğanın kendisi de iktidarın yanlış uygulamalarının sonuçlarıyla karşı karşıya kaldı. Deprem bölgesinde bulunan tarım alanları, zeytinlikler ve biyolojik çeşitlilik bakımından büyük öneme sahip yaklaşık 40 adet Önemli Doğa Alanı gibi doğal ekosistemler milyonlarca ton enkaz atığına maruz bırakıldı,” dendi.
Enerji şirketleri hâlâ kâr peşinde
Büyük bir enerji şirketinin 2023 kârı, önceki yıla göre %50 azalarak 13,8 milyar dolar oldu. Düşüşte, petrol ve gaz fiyatlarındaki gerileme ve rafineri marjlarındaki azalma etkili oldu. Şirketin finansal sonuçlarına ilişkin açıklamasına göre, şirketin geçen yılın dördüncü çeyreğindeki kârı, önceki yılın aynı dönemine göre %37,8 düşüşle 2,9 milyar dolar olarak belirlendi. Şirketin kârı düşüşe rağmen analistlerin beklentilerini aşarken, şirketin hisse geri alımını hızlandırma kararı aldı ve bu yılın ilk yarısı için 3,5 milyar dolarlık hisse geri alımı açıkladı. Geçmiş yıllardaki rekor kârlara saysınlar diyorum. Hâlâ 13,6 milyar dolar kâr deniyor, oysa petrol şirketlerinin zaten kapanması gerekiyor.
Güneş enerjisi santrallerine ilgi artıyor
Natura Sustainability’de yayımlanan rapora göre, dünya genelindeki 115 bin rezervuarın %30’unun yüzer güneş enerjisi santrali (GES) ile donatılması durumunda, yıllık 9 bin 500 twh’e yakın elektrik üretimi gerçekleştirilebilecek. Türkiye’nin yıllık elektrik üretimi ise yaklaşık 330 twh düzeyinde bulunuyor. Yenilenebilir enerjinin küresel elektrik üretimindeki payı yeni teknolojilerle artarken, son yıllarda ekosistemin korunmasında etkili olabilecek tasarımlarla kullanıcılara sunulan güneş enerjisi santrallerine ilgi artıyor. Güneş enerjisinin başta çatı, bina cephesi, saha, tarım arazisi, su birikintisi ve gölet gibi alanlara uygulanabilecek farklı tip, dizayn ve kapasitede oluşturulabilmesi kullanımını yaygınlaştırıyor; uygulama modellerinin çeşitlenmesiyle de bu kaynağın istenilen ölçeklerde kurulumu gerçekleştirilebiliyor. Tüm düşük karbon teknolojilerinin içinde sadece güneş panellerinden 2050’ye kadar yıllık 4,9 Gt karbondioksit salımının önüne geçebileceği, bunun toplam emisyon azaltım miktarının %21’ini oluşturduğu hesaplanıyor. Anadolu Ajansı’nn haberine göre, Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Genel Sekreteri Hakan Erkan, içme suyu hariç tutularak göl, gölet ve barajların %10’unun panellerle kapatılması durumunda Türkiye yüzer GES potansiyelinin yaklaşık 80 bin MWe olarak hesaplandığını söyledi.