Danıştay kararı çıkmadan fabrika inşaatı başladı

-
Aa
+
a
a
a

Muğla’nın Menteşe ilçesinin Bayır Mahallesi’nde kurulması planlanan çimento fabrikası Danıştay kararını beklemeden inşaata başladı. 

Gezegenin Geleceği: 29 Ağustos 2022
 

Gezegenin Geleceği: 29 Ağustos 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Köylülerin ve çevre aktivistlerinin çalışmaların durdurulması için mart ayında başlattığı çadır nöbeti beşinci ayına girdi. Bölgede çekilen son görüntüler ise içler acısı. Neredeyse Menteşe ilçesinin iki katı büyüklükte bir alanda çimento fabrikasının inşaatı ve inşaata giden yollar için ağaç kıyımına başlandı. Bölgedeki bu talanın vereceği zararı anlatan Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe sorumlusu Haluk Özsoy şunları söyledi:

Şirket köylülerden 153 dönüm araziyi satın almış. Orada fabrikanın ana binasının inşaatı devam ediyor. 7.751 dönüm alan ormandan fabrikaya tahsis edilecek. Bu alana 13 tane kil ve kireç ocağı kurulması öngörülüyor. Biz bunun için direniyoruz. Arıcılık, kuzugöbeği mantarcılığı, zeytincilik bölge ekonomisi için çok önemli. Endemik bitki türlerinin yer aldığı ve bir sürü canlının yaşadığı bir bölge burası. Kuzugöbeği mantarcılığı geçen yıl bölgeye 25 milyon liralık katkı sağladı. Biz, zeytin ağaçları çiçek açınca arabayla yanından geçmeyiz. Şimdi fabrika kuruluyor. Yatağan, termik santral kurulmadan önce zeytinyağıyla ünlüymüş, şu an piyasadaki en kötü yağ olarak biliniyor. Zeytincilik kanununda da üç kilometre mesafe sınırı var. Burada çimento fabrikası zeytinliklerin 200 metre yanına kuruluyor. İki gölet de fabrikadan dolayı kirlenecek. O suları içmesek bile bahçeler sulanacak. Meyveleri çocuklar yiyecek. Ayrıca o göletlerde de canlılar var. 40 yıl faaliyet göstereceği düşünülen fabrikada patlatmalı üretim yapılması planlanıyor. Bunun da yeraltı su kaynaklarına karışacağı öngörülüyor. Bu kimyasal maddeler sadece Menteşe’nin değil tüm Muğla’nın suyuna karışacak demektir. 

Özsoy, bölgedeki talanı anlatmak için 5 Eylül'de Bayır'da piknik etkinliği yapacaklarını, eylül sonunda da Muğla genelinde bir ekoloji mitingi düzenleyeceklerini sözlerine ekledi.

Avrupa son 500 yılın en kurak dönemini yaşıyor

Avrupa Komisyonu'na bağlı Ortak Araştırma Merkezi (JRC), Avrupa'nın son 500 yılın en kurak dönemini geçirdiğini açıkladı. Avrupa Kuraklık Gözlemevi'nin analiz ve verileri temelinde hazırladığı “Avrupa'daki Kuraklık, Ağustos 2022raporu yayımlandı. Temmuz ayındaki endişe verici kuraklığın devam ettiği belirtilen raporda, Avrupa Birliği topraklarının yüzde 47'sinin hala"uyarı verici" durumla karşı karşıya olduğu, yüzde 17'sinin ise "alarm verici"bulunduğu kaydedildi. Euronews'in haberine göre kuraklık nedeniyle mısır, soya fasulyesi ve ayçiçeği mahsulünün son beş yılın ortalamasının yüzde 15 altında olması bekleniyor. Yağış kıtlığı nedeniyle Avrupa genelinde akarsularda su seviyelerinin azaldığı, hidroelektrik santrallerindeki üretimin düştüğü, diğer güç santrallerindeki soğutma sistemleri ile akarsu taşıma sektörünün bu durumdan olumsuz etkilendiği belirtildi. Raporda özellikle Batı Akdeniz bölgesi için uyarı yapılarak Kasım 2022'ye kadar normalden daha sıcak ve kurak havanın devam edebileceği vurgulandı.

Akut gıda güvensizliği sorunu giderek artıyor

Dünya Gıda Programı (WFP), dünyada 2019 yılından bu yana “akut gıda güvensizliği” çekenlerin sayısının iki misli artarak 345 milyona çıktığını duyurdu. Covid-19 salgını, küresel ısınma ve çatışmalar, akut gıda güvensizliğinin artmasının en önemli nedenleri arasında gösteriliyor. WFP Bölge Müdürü Corinne Fleischer, Reuters’a yaptığı açıklamada salgın öncesi 135 milyon kişinin akut gıda güvensizliğinin kurbanı olduğunu belirtti, bu rakamın küresel ısınma ve çatışmalarla birlikte hızla yükseldiğini ve artmasından endişe duyulduğunu dile getirdi. Çevre faktörleri ve bunun getirdiği kuraklık sonucunda ortaya çıkan gıda krizinin çatışmaları körüklediği ve kitlesel göçü tetiklediği biliniyor. Durumun giderek kötüleştiği ve dünyanın bu duruma dayanma gücü kalmadığını ifade eden Fleischer konuyla ilgili şöyle söyledi:

Bugün iklim değişikliği ve savaş nedeniyle dünya genelinde on misli daha fazla yer değiştirme görüyoruz ve elbette bunlar birbiriyle doğrudan bağlantılı. Bu nedenle, Covid-19’un, iklim değişikliğinin ve Ukrayna'daki savaşın bileşik etkisi konusunda gerçekten endişeliyiz.

Almanya’dan enerji krizine karşı hamle

Almanya, bu kış enerji krizinin kontrolden çıkmasını önlemek amacıyla demir yollarının bir bölümünde enerji üretimine yönelik malzeme ve ekipmanların taşınmasına öncelik verecek. Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş sonrası yaşanan enerji arz krizinden en fazla etkilenen ülkeler arasında yer alan Almanya, kömür ve diğer kaynaklardan elektrik üretimini artırmaya çalışıyor. Almanya Bakanlar Kurulu, Rusya’ya doğalgaz bağımlılığını azaltma stratejisi kapsamında enerji santrallerinin kömür ve yakıt sevkiyatına öncelik vermeyi ve petrol stok sıkıntısı olan bölgelerin tedariğini güvence altına almayı amaçlayan kararnameyi onayladı. Altı ay geçerli olacak kararnamede, Ren Vadisi ile Doğu Almanya’nın büyük bölümünü içeren belirli demiryolu koridorlarına odaklanılıyor.