Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ceyhan Nehri Havzası'nda 2019 yılından bu yana atık su konusunda yapılan çevre denetimlerinde uygunsuz faaliyet gösterdikleri tespit edilen 64 tesise 10 milyon 579 bin 983 TL idari para cezası uygulandığını açıkladı.
Sağlıkta halk sağlığı, önleyici sağlık önlemleri ve politikalarında olduğu gibi kentleşmede de doğru planlama ve yapı yönergeleri, uygulama, denetleme ve afet hazırlık planlarının önemini bir kez daha gördük. Son depremde yakınlarını kaybedenlere başsağlığı, güç ve sabır diliyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, geçen ay binlerce balık ve arı ölümlerine neden olduğu belirtilen Ceyhan Nehri’ndeki kirlilik nedeniyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle meclise soru önergesi sundu. Bakanlık tarafından verilen yanıtta, “2872 sayılı Çevre Kanunu ve bu kanuna istinaden yayımlanan yönetmelikler uyarınca, bakanlığımızın görevleri kapsamında, merkez ve taşra teşkilatlarımızın görevli personeli tarafından ani, birleşik ve şikayet üzerine gerekli denetimler yapılmakta. Yapılan denetimlerde çevre mevzuatında belirtilen usul ve esaslara aykırı faaliyet gösterdiği tespit edilen işletmelere 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 20'nci maddesine göre, idari para cezası uygulanmakta” dendi.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Cumhuriyet’in ilk toplu konut alanı olma özelliğine sahip Kızılay’daki Saraçoğlu Mahallesi’nin restorasyonuna izin veren koruma amaçlı imar planları ile restorasyon projelerine dayanak oluşturulan koruma kurulu kararlarını yargıya taşımıştı. Ankara 17. İdare Mahkemesi, restorasyon projesine dayanak olan koruma kurulu kararlarını iptal etti. Geçtiğimiz haftalarda koruma amaçlı imar planı davasında bilirkişi keşfi yapılmıştı. Bu hafta da Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin açtığı bir diğer dava olan, Saraçoğlu Mahallesi’nin parsel parsel bölünmesi planının davasının bilirkişi keşfi gerçekleşti.
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, Türkiye'nin 2012 ölçümlerine göre 181,49 milyar metreküp olan su varlığının, 2022 sonunda 112 milyara gerilediğini, son 10 yıldaki kaybın 70 milyar metreküpe yakın olduğunu söyledi. Dr. Kesici, Türkiye'de önümüzdeki 10 yılda çok şiddetli kuraklık tehdidi öngörüldüğünü de vurguladı. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle sulak alanlarda yaşanan ciddi kirlilik, kuraklık ve bunların ortaya çıkabileceği salgın hastalıklara dikkat çekti. Dr. Kesici, sulak alanları korunması gereken doğal müzelere benzetti. Sulak alanların, iklimi kontrol ettiğini, çevresindeki halkın yaşamında önemli yer tuttuğunu, bölge ve ülke ekonomisine katkılar sağladığını, su kuşları için beslenme, konaklama ve üreme alanı olduğunu anlattı. "Sulak alanlar; içme-kullanma suyunun, nemin kaynağının, bitki-hayvan çeşitliliğinin ve dağılımının sigortası" dedi.
Bilim-2 Gemisi ile Aralık ayı boyunca Karadeniz’de incelemelerde bulunan Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden bilim insanlarının ilk bulguları, deniz suyunun olması gerekenden sıcak olduğunu ortaya koydu. Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu ve Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Yücel liderliğinde iklim değişikliğinin Karadeniz’deki etkilerini gözlemlemek amacıyla hayata geçirilen “Karadeniz’de Dirençli Ekosistemlerde Mavi Büyüme Gelişimi için Araştırma ve İnovasyon” başlıklı çok uluslu projenin ilk deniz seferi, 2022 yılının Aralık ayında gerçekleştirildi. ODTÜ Bilim-2 Gemisi ile çıkılan seferde 30 gün boyunca birçok parametrede incelemeler yapıldı, numuneler alındı ve ilk sonuçlar elde edilmeye başlandı. AA‘ya konuşan Yücel, İstanbul Boğazı’ndan itibaren Gürcistan sınırına kadar Karadeniz’de Türkiye‘ye ait alanı taradıklarını, elde edilen örnek ve verilerin analizine, enstitüye bağlı laboratuvarda başlandığını ve ilk sonuçları aldıklarını söyledi.
Uluslararası bir araştırma ekibinin ortaya koyduğu türünün ilk örneği modellemenin sonuçlarına göre, Avrupa’daki 93 şehirdeki ağaç yoğunluğunun Avrupa ortalaması olan yüzde 14,9’dan yüzde 30’a çıkarılması, şehirlerdeki sıcaklığı 0,4 derece düşürebilir ve bu da ısıya bağlı ölümleri yüzde 39,5 oranında azaltabilir. Barselona Küresel Sağlık Enstitüsü’nden çalışmanın başyazarı Tamara Iungman şunları söyledi: “Avrupa, iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı sıcak hava dalgalarını daha fazla yaşayabilir. Kentsel ortamlardaki yüksek sıcaklıkların kalp-solunum yetmezliği, hastaneye yatış ve erken ölüm gibi olumsuz sağlık sonuçlarıyla ilişkili olduğunu hali hazırda biliyoruz.” Sıcağa bağlı hastalık ve ölümün önümüzdeki dönemde sağlık hizmetlerine daha da büyük bir yük getirmesi beklendiğinden, ekibinin iklim bozulmasını hafifletmenin yanı sıra şehirleri "daha yeşil, sürdürülebilir, dirençli ve sağlıklı” hâle getirmek için politika yapıcıları etkilemek istediğini sözlerine ekledi.