Temmuz ayı sonunda alg patlaması nedeniyle su rengi mavi, sarı ve yeşile dönen Burdur Gölü'nde bu kez sahildeki kumların rengi mora döndü.
Sıcak hava, kirlilik ve göl suyunda artan tuz oranı nedeniyle oluşan mor sülfür bakterilerinin renk değişimine yol açtığı ve söz konusu bakterilerin herhangi bir zararının olmadığı bildirildi. Türkiye'nin 7. büyük gölü olan Burdur, kuraklık, kuralsız, bilinçsiz ve denetimsiz sulama nedeniyle kuruma tehlikesiyle karşı karşıya.
Afşin’deki termik santral bölgede yaşamı imkânsız hale getirdi
Maraş’ın Afşin ilçesine bağlı Çoğulhan Mahallesi, her gün bacasından tonlarca kül savuran termik santral nedeniyle hayalet kasabaya döndü. Bir zamanlar 5 bin kişinin yaşadığı mahallenin nüfusu, yurttaşların evlerini terk etmesiyle yaklaşık bine düştü. Afşin ve Elbistan ilçeleri, tüm dünyada kömürlü termik santrallerden salınan kükürt dioksit kaynaklı hava kirliliği sıralamasında 5. sırada yer alıyor. İki ayrı termik santralin faaliyette olduğu, kanser ve KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) gibi hastalıkların her geçen gün arttığı bölgeden göçler sürüyor. Santrallerden savrulan küller, sadece insan sağlığını değil Elbistan Ovası’nın verimli arazilerini de tehdit ediyor. Termik santralde işçi olarak çalışan Nurettin Doğan konuyla ilgili şunları söyledi:
Santralin temeli atıldığında herkeste çok büyük bir umut vardı. Zamanla sağlıklarının elden gideceğinin hiç hesaba katmadılar. Burayı babalarının arka bahçesi yapmışlar. Millet külden ölmüş, çamaşırlarını serememiş, umurlarında bile değil. Kimse iş korkusu yüzünden sağlık sorununu söyleyemiyor. Ben üç abimi kaybettim. KOAH hastalığı kansere dönen abim vefat etti. Burada kime sorsanız başta şikâyet edeceği şey kül. Açık cezaevi kapısının önünde çıkıp oturamıyor.
İrlanda iklim hedeflerine ulaşabilmek için sığır nüfusunu azaltmayı düşünüyor
İrlanda'da büyükbaş hayvan sayısı insanlardan fazla ve tarım, karbondioksit emisyonlarının yüzde 37’sinden fazlasını oluşturuyor. İrlanda, Avrupa Birliği’ne üye ülkeler arasında kişi başına en yüksek metan emisyonuna sahip ve bunun çoğu sığır eti üretiminden kaynaklanıyor. Özel bir şirketin yönetim kurulu başkanı olan Abide Gülel, İrlandalı çiftçilerin karşı karşıya kaldığı bu dramatik tablo hakkında şu bilgileri verdi:
İrlanda'nın tarım endüstrisindeki sera gazı emisyonlarının 2030 yılına kadar yüzde 25 azaltılması gerekiyor. Bu, ülkenin 2030 yılına kadar toplam karbon emisyonlarını yarıya indirmeyi ve 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmayı taahhüt eden son İklim Eylem Planı’nın bir parçası. Endüstri uzmanları tarafından, İrlandalı çiftçilerin iklim hedeflerini karşılamak için çiftlik hayvanlarını öldürmeye zorlanabileceği söyleniyor. 2030 hedeflerine ulaşmak için sığır yetiştiriciliği endüstrisinin yüzde 22 oranında azaltılması gerekiyor. İklim uzmanları, İrlanda'daki inek sayısını azaltmanın emisyonları azaltmak noktasında önemli bir etkisi olacağını söylüyorlar. İrlanda'daki insanların neredeyse yarısı iklim önlemlerinin bir parçası olarak inek popülasyonunun sınırlandırılması veya azaltılması gerektiğine inanıyor. Tarım, İrlanda'da ulusal emisyonların yüzde 35'ini oluşturan en yüksek sera gazı emisyonuna sahip sektör ve bunu yüzde 20 ile ulaşım takip ediyor. Tarım emisyonlarının neredeyse tamamında sığırlar yaklaşık yüzde 85 oranında sorumlu tutuluyor. İrlanda'nın emisyonlarını azaltmak için ürettiği potansiyel senaryolara bakıldığında, tarımsal emisyonların yüzde 30 oranında veya daha fazla düşmesi ve süt veren ineklerin 1 milyondan 200 bine düşmesi gerekiyor.
RES’ler hibrit santrallere dönüşüyor
Geçtiğimiz yıl Çankırı ve Sinop’taki rüzgar enerji santrallerinin (RES) ilk fazını devreye alan özel bir şirket, RES’lerin altına inşa edeceği güneş panelleriyle bu santralleri hibrite dönüştürecek. İlk panellerin Sinop’ta kurulduğu proje kapsamında RES’lere kurulu gücü 35 MW olacak 65 bin güneş paneli eklenecek. Çankırı’da bulunan RES santraline ise 50 MW kurulu güce sahip 94 bin güneş paneli kurulması hedefleniyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre küresel, yenilenebilir enerji kurulumlarının bu yıl 320 GW’a ulaşarak yeni bir rekora imza atması bekleniyor. Bu yılki kapasitenin yüzde 60’ının güneş enerjisinden geleceği hesaplanırken kalan yüzde 40’ını rüzgar, hidroelektrik ve diğer yenilenebilir kaynakların oluşturması öngörülüyor.