Amazon yağmur ormanlarında şiddetli kuraklık

-
Aa
+
a
a
a

Amazon yağmur ormanları kayıtlara geçen en şiddetli kuraklığı yaşadı.

""
Gezegenin Geleceği: 21 Aralık 2023
 

Gezegenin Geleceği: 21 Aralık 2023

podcast servisi: iTunes / RSS

BBC’den Stephanie Hegarty’nin haberine göre, Amazon yağmur ormanları 2023’de kayıtlara geçen en şiddetli kuraklığı yaşadı. Çok sayıda kasabaya nehir yoluyla ulaşım kesildi, bölgedeki orman yangınları arttı ve yaban hayatı zarar gördü. Bazı bilim insanları, bu gibi hava olaylarının dünyanın en büyük ormanını geri dönüşü olmayan bir noktaya doğru ittiğinden endişeleniyor. Amazon'daki yağmur mevsiminin normalde Ekim'de başlaması gerekiyordu ancak Kasım sonunda bile hava kurak ve sıcaktı. Bu yıl Kuzey Atlantik'teki deniz suyu da anormal derecede ısındı ve sıcak, kurak hava Amazon bölgesini sardı. Ulusal Amazon Araştırmaları Enstitüsü'nde bitki ekolojisti olan ve 26 yıldır ormanda yaşayan ve çalışan Dr. Flavia Costa, "İlk kez kuraklığa şahit olduğumda 'Bu çok korkunç bir şey; bu, nasıl bir yağmur ormanının başına gelebilir?' diye düşünmüştüm. Sonra her geçen yıl rekor seviyede kuraklıklar yaşanmaya başlandı. Her kuraklık bir öncekinden daha şiddetli," dedi.

Bir milyon metrekareden fazla alan, orman sınırları dışına çıkarıldı

Resmî Gazete’de yayımlanan 7951 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’na göre, 11 ilde toplam bir milyon metrekareden fazla alan, orman sınırları dışına çıkarıldı. Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, orman sınırları dışına çıkarılan alanlar için Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın cevaplaması istemiyle bir soru önergesi verdi. Cumhurbaşkanı Kararı; Antalya, Balıkesir, İstanbul, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla, Mersin, Sivas, Trabzon ve Yozgat illerini kapsıyor. Kararın dayanak gösterildiği Orman Kanunu EK-16. Maddesi’nin çıkarıldığı 2018’den beri çeşitli çevre örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve hukukçular tarafından tartışmaya konu oluyor. Kara da kararın, Anayasa’nın 169. Maddesi olan ‘Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz’ ile açıkça çeliştiğini aktardı. Anayasa vurgusu ardından Hatay Milletvekili, Türkiye Ormancılar Derneği’nin yayımladığı Türkiye Ormancılığı 2022: Türkiye’de Ormansızlaşma ve Orman Bozulması kitabından veriler sundu, “2020 sonu itibarıyla toplam 748 bin hektar orman alanı, madencilik, enerji, turizm ve ulaştırma gibi sağlık etki maliyeti yüksek sektörlere tahsis edildi. Yine aynı rapor ışığında, 2016 - 2020 yılları arasında yapılan ortalama orman tahsis miktarı ise yaklaşık 39 bin hektar,” dedi ve devam etti, “Sarıyer’deki birçok alanın müteahhitlerin gözünde değerli olduğunu biliyoruz. Bu kararın verilmesinde hangi kriterlere başvuruldu bilmek istiyoruz.”

Dünya genelinde göllerdeki su miktarında düşüş yaşanıyor

Doğayla uyumlu olmayan planlama ve iklim değişikliğinin etkileri sonucunda dünya genelinde göllerdeki su miktarında düşüş yaşanıyor. Göllerin su kaybetmesi, göl sıcaklıklarının da artmasıyla birlikte, emilen karbondioksit miktarını azaltabilir ve atmosferdeki karbon emisyonlarını artırabilir. Science dergisindeki yeni makale, son 28 yılda göllerdeki su miktarında küresel bir düşüş olduğunu ortaya çıkardı. Dünyadaki karasal alanın %3’ünü kaplayan göller, su kuşları ve diğer canlılar için yaşam alanı olmasının yanı sıra, tatlı su ve gıda sağlama, rekreasyon faaliyetler ve besin döngüsünün devamlılığı için önemli alanlar. Bununla birlikte karbon döngüsü yoluyla iklimi de düzenliyorlar. Dünya yüzeyindeki tatlı suyun %87’sini barındıran göller için iklim değişikliğinin ve insan faaliyetlerinin yarattığı tehdit düzeyi her geçen gün artıyor. Göllerdeki su miktarı, yağışlardaki ve nehir deşarjındaki değişikliklerin yanı sıra baraj inşası ve su tüketimi gibi doğrudan insan faaliyetlerine ve iklim değişikliğine bağlı olarak değişiyor. 30 yıllık uydu gözlemleri, iklim verileri ve hidrolojik modelleri kullanarak en büyük bin 972 gölü analiz eden Yao ve meslektaşlarının bu yıl Science dergisinde yayımladığı makaleye göre, bu göllerdeki su miktarları 28 yılda %53 oranında azaldı. Çalışma, dünya çapındaki kuruma eğilimlerinin önceden düşünülenden çok daha geniş kapsamlı olduğunu gösteriyor. Türkiye önemli derecede su kaybı yaşayan 12 havzadan biri. Araştırmada yer alan bin 51 doğal göl ve 921 rezervuar, dünyanın doğal göl ve rezervuar depolamasının sırasıyla %96 ve %83’ünü oluşturuyor. Doğal göllerdeki önemli su kayıplarının yaklaşık dörtte biri insan faaliyetleri ve çoğunlukla iklim değişikliğine atfedilen artan sıcaklık ve buharlaşmadan kaynaklanıyor.

İzlanda’da volkanik patlama

İzlanda meteoroloji ofisi, ülkedeki aktif bir volkanik sistemin patlamasının ardından gaz kirliliğinin başkent Reykjavik'e ulaşabileceği uyarısında bulundu. İzlanda'nın güneybatısındaki Reykjanes yarımadasında haftalar süren şiddetli deprem ve sarsıntıların ardından patlama meydana geldi. Dumanların Salı gecesi veya Çarşamba sabahı Reykjavik'e ulaşabileceği belirtiliyor. Artan volkanik hareketlilik nedeniyle yaklaşık bir ay önce balıkçı kasabası Grindavik'ten dört bin kadar kişi tahliye edilmiş ve kasaba yakınlarındaki jeotermal Mavi Göl kaplıcası kapatılmıştı. Grindavik, İzlanda'nın başkenti Reykjavik'ten sadece 42 kilometre uzakta. Kasabanın altından yaklaşık 15 kilometrelik bir ‘lav nehri’ geçiyor ve bu lavın ne zaman, nereden yeryüzüne çıkacağı bilinmiyordu. Yanardağ patlamasının İzlanda'ya maliyetinin en az 1.5 milyar avro olduğu hesaplanmıştı.