Uşak Belediyesi Küçükler Barajı'nda suyun tamamen bitmesi ve depolardaki suyun sadece kuyular tarafından besleniyor olması nedeniyle şehir genelinde suyun 16.00 ile 22.00 saatleri arasında verileceğini açıklamıştı. Murat Dağı Yok Olmasın Platformu Sözcüsü Funda Öz Akcura, Uşak’ta yaşanan su sorununa ilişkin ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu. Uşak’taki su sorununun 3-4 yıl önce su kesintileri ile başladığını dile getiren Akcura, kendilerinin ise Eşme’deki Kışladağ Altın Madeni’nin 2006'da açılmasından bu yana su sorununa dikkati çektiklerini aktardı. Akcura, şunları kaydetti: “Mesele şirketin bugün ne kadar su kullandığı değil. Altın madenin yarattığı tahribatın üzerine bir de iklim krizinin etkilerini göstermesi bugün Uşak'ta final yaptı. Uşak'ta su yok. Bunda Kışladağ madeni suçlu mu? Kesinlikle suçlu. Çünkü biz 20 yıl öncesinin verilerine çok fazla ulaşamıyoruz. Kışladağ'ın 2003 ve 2013 ÇED dosyalarında bizim bildiğimiz şey şu; bugün yaklaşık 600-650 metre yerin altında olan maden çukurunun yerinde, bundan 20 yıl önce bin 80 metre yüksekliğinde bir dağ varmış. Ve bu dağ ağaçlarla, ormanlarla kaplıymış. Yeraltı suyu, yer üstüne çok yakınmış. Oradaki köylü halk, sulama ve kullanma suyu ihtiyacını 25 metrede elleriyle kazarak açtıkları kuyulardan karşılıyormuş. Bugün 400 metre sondaj açıyorsunuz. Su yok. Sen bu suyu tüketmişsin, 20 yıl boyunca bu suyu afaki derecede kullanmışsın. Kullanmakla da yetinmemiş, suyu oluşturan unsurları yok etmişsin. İşte bugün gelinen sonuç; su yok." Kamuoyunda "Zeytinlik Yasası" olarak bilinen maden yasasının da kabulüyle madencilik faaliyetlerinin yoğunlaşacağına dikkati çeken Akcura, şöyle devam etti: “Çünkü bizde demokrasi yok. Adalet mekanizması düzgün işlemiyor. Liyakat yok ve böyle olunca da maden şirketleri buraya gelip burada madenciliği yaptıklarında her koşulda karlılar. Yani gidip bir Avrupa ülkesinde altın madenciliği yapsa koruma yasalarından dolayı zarar edebilir. Ama Türkiye'de çok kolay. Örneğin Kışladağ Altın Madeni. Taahhüt ettiği gibi buradaki maden faaliyetini bitirdi, gidecek. Ne olacak? ÇED dosyasında taahhütü var. Çok komik paraları ceza olarak ödeyip gidecek. Demokrasinin olduğu bir ülkede bunu yapabilir mi? Yapamaz. Türkiye, dünyanın maden çöplüğü olmayı tercih etti. Bunları tarım alanlarını, su havzalarını kaybetme pahasına yaptı” dedi.
Konuya devam edecek olursak “İşgal Yasası” diye anılan kanunla birlikte maden şirketlerinin önünü daha da açıldı. Yasa teklifinin Meclis gündemine gelmesinden bu yana adeta ruhsat yağmuru başladı. Son iki ayda 40 ilde 104 maden arama ruhsatı verildi. Ruhsatların 15’ini altın madeni arama ruhsatı oluştururken, bakır, demir ve mermer sahaları ile beraber doğa ve yaşam alanları talana açıldı. BirGün’den İlayda Sorku’nun haberinde, 15 altın madeni ruhsatının 8’i Uşak’ta ve Rize’de de maden arama çalışmalarına başlamasıyla gündeme taşınan Kanadalı şirket’e gitti. Şirketin Kışladağ Altın Madeni geçtiğimiz günlerde yer altından yılda 1,13 milyon metreküp su çekmesiyle gündeme geldi. Kentin bir yıllık suyunu tek başına tüketen maden, son 10 yılda 80 ton altın üretti. Maden Kanunu’na göre devletin maden hakkı %3 ile 8 arasında değişiyor. Üst sınırdan %8 devlet hakkı alındığı varsayıldığında bile kamuya kalan altın 6.4 ton bandında. Güncel değerlerle 2006 yılında açılan madenden kamunun elde ettiği gelir yalnızca 28 milyar TL. Şirket yıllardır servetine servet katarken Uşak’ın suyunu tüketen madenin devlete katkısı yıllık 1.5 milyar lirayla sınırlı kaldı.
Patara Antik Kenti’nin de bulunduğu Yalı mevkiinde yer alan, 1’inci Derecede Doğal Sit Alanı ve Özel Çevre Koruma (ÖÇK) Bölgesi niteliğindeki Gerenlik Koyu’nu da içine alan 77 bin 700 metrekarelik orman arazisi, Kaş Orman İşletme Müdürlüğü tarafından 22 Ağustos’ta ikinci kez ihaleye açıldı. İhale, bir kez daha halkın tepkisi nedeniyle iptal edildi. Antalyalı yurttaşlar ihaleye tepki göstererek ihalenin yapıldığı Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nde eylem gerçekleştirdi. Kaş ve Kalkan’dan gelen yurttaşların yanı sıra CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, Antalya Milletvekilleri Aykut Kaya, Cavit Arı, Aliye Coşar, Tuncay Ercenk, TİP, SOL Parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları da ihaleye karşı yapılan eyleme katıldı.
Apaçık Radyo’nun da ortakları arasında bulunduğu Next Economies Summit 2025 için geri sayım başladı. 16 gün sonra 12-14 Eylül 2025 tarihleri arasında, İstanbul Kadir Has Üniversitesi'nde gerçekleşecek. Türetim Ekonomisi Derneği ve Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi (CESD) tarafından düzenlenen küresel zirve, sürdürülebilir ve adil ekonomilere geçişi hızlandırmayı hedefleyen uluslararası ağları, kurumları, liderleri, politika yapıcıları, yatırımcıları ve girişimcileri bir araya getiriyor. Gelecek ekonomilerin bugün varolduğunu - ve artık hakim ekonomik sistemler olması gerektiğini anlatacak Next Economies Summit 2025 zirvesine kaydolmak için nexteconomies.net adresini ziyaret edebilirsiniz.