Bronx Hayvanat Bahçesi’nde yaşayan Malay kaplanı Nadia‘ya Covid-19 bulaştığı açıklandı.
Hayvandan insana geçerek mutasyona uğrayan ve insandan insana geçmeye başlayan yeni nesil korona virüsünün insandan hayvana bulaştığı yolunda haberler gelmeye devam ediyor. Son olarak ABD’nin New York kentindeki Bronx Hayvanat Bahçesi’nde yaşayan Malay kaplanı Nadia‘ya Covid-19 bulaştığı açıklandı. 4 yaşındaki kaplana virüsün bakıcısından geçtiği sanılıyor. Testin ağır semptomlar göstermesi nedeniyle sadece Nadia’ya yapıldığı, diğer hayvanların durumlarının daha iyi olduğu belirtiliyor.
Su kuşlarının sayısı son 10 yılda yüzde 25 azaldı
İklim Haber’den Çisil Sevinç’in çevirisine göre, uzmanlar su kuşlarının sayısının son on yılda %25 oranında azaldığını söylüyor. İngiliz Ornitoloji Vakfı, karabaş patka, altıngöz ve mor kumkuşu gibi su kuşları popülasyonlarında ani düşüşler yaşandığını kaydetti. Vakfın Sulakalanlar Kuş Araştırması’na göre, dalgıç bir ördek olan elmabaş patka sayısı on yıl önceki popülasyonuna göre yarı yarıya düştü. Korunan sulak alanlar İngiltere kış popülasyonunun %40’ına ev sahipliği yapıyor ve son sığınakları. Altıngöz, sibirya kazı ve yeşilbaş ördek türleri, iklim değişikliği sonucu değişen göç yollarının da etkisiyle 25 sene öncesine göre %35 azaldı. İngiltere’de Mor kumkuşu ve karabaş patka türlerinin azalmasına ise İskandinavya’da ısınan havayla birlikte orada daha fazla vakit geçirmek istemeleri neden oluyor. Araştırmaya göre, Birleşik Krallık’ta yaşayan sakarca kazları ılıman geçen kışlarda anakarada kalarak kıyılara doğru ilerlemedikleri için 1993 yılından beri %70 oranında azaldı. Kızkuşlarının sayısı ise 2009 yılında 140 binden 97 bin 500’e geriledi ve bu gerilemenin muhtemel nedeni çiftçilik yüzünden yaşam alanlarının kaybolması. Sulakalan Kuşları Araştırması’nın ulusal organizatörü Teresa Frost, “Ilık ve kuru geçen 2018-2019 kışı, bazı göçmen su kuşlarının burada daha az vakit geçirmesine yol açtı. Örneğin yaban ördeğine sonbahar ve ilkbaharda çok daha az rastlandı. Diğer türler için kış dönemlerinde azalmaların nedeni olarak iklim değişikliği ve yaşam alanlarının kaybı gibi etmenler sayılabilir” şeklinde konuştu.
COP26 2021'e ertelendi
Koronavirüs salgını devam ederken, uluslararası iklim topluluğu, ülkelerin Paris Anlaşması ile uyumlu olacak şekilde artırılmış iklim planlarını 31 Aralık’a kadar BM’ye sunmaları çağrısında bulundu. Verilen karara göre Kasım ayında gerçekleşecek COP26 iklim zirvesi 2021 yılına ertelendi. Karar, müzakerecileri ve gözlemcileri memnun etmişe benziyor. Ancak erteleme kararı, emisyon azaltımları ve yeşil enerji dönüşümü gibi konulara daha fazla değinilmesi için fırsat olarak değerlendirilmeli. BM İklim Değişikliği Uygulama Bölümü Başkanı ve erteleme kararında yer alan Marianne Karlsen, ertelemenin “ulusal katkı beyanı (NDCs) olarak da bilinen güçlendirilmiş iklim planlarına yönelik baskıyı azaltmadığını” söylüyor. 2015 Paris Anlaşması kapsamında ülkeler, 2020’ye kadar NDC’lerini ve uzun vadeli dekarbonizasyon stratejilerini açıklamakla yükümlüler. COP26’nın ertelenmesinden önce ülkelerin, bu görevleri Kasım ayından önce yapmaları gerekiyordu. Zirvenin ertelenmesi ülkelere geliştirilmiş planlarını sunmaları için birkaç ay daha fırsat tanıyor. Karlsen, “Erteleme, hareketin duracağı anlamına gelmez. 2020 iklim eylemi için önemini koruyor, sadece yeni çalışma yolları bulmamız gerekiyor” dedi.
Doğa korumacılarına 'karizma' hatırlatması
The Independent’ten Rory Sullivan’ın haberine göre, yeni bir çalışma, doğayı korumacıların istilacı türlerin popülasyonlarını yönetmede "karizmayı" dikkate alması gerektiğini öne sürdü. Bilim insanları, bu bağlamda karizmayı yerli olmayan türlerin toplum ve medyadaki popülerliğini kastederek kullanıyor. Araştırmacılar, bu türlerin göründüğü bölgelerdeki biyoçeşitliliği çoğu zaman etkilediğini söylüyor ve son dönemdeki soy tükenmelerinin en büyük ikinci nedeni olduğunu ekliyor. The Independent'a konuşan Paris'teki Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi'nde (CNRS) koruma biyolojisinde araştırmacı ve çalışmanın yazarlarından Franck Courchamp, doğayı koruma yanlılarının bu türlerin oluşturduğu tehdidi yönetirken karizmalarının da farkında olması gerektiğini söyledi. Courchamp, önyargı nedeniyle doğayı koruma yanlıların "bazı karizmatik, istilacı yabancı türlerin oluşturduğu tehdidi hafife alabileceğini" söyledi. Courchamp şöyle devam etti: ‘’Elbette atılacak adımlar, istilacı yabancı türlerin popülerliğine bakılmaksızın, neden oldukları zarara göre ayarlanmalı.’’ Araştırmacılar makalelerinde karizmanın, "istila sürecinin tüm aşamalarında etkileri" olan, "istila bilimiyle son derece alakalı bir kavram" olduğunu söylüyor.
Çanakkale'deki çadırlı eylem dijital ortama taşındı
Çanakkale’deki maden projelerine tepki göstermek için Temmuz 2019’dan bu yana Kazdağları’nda çadırlı nöbet gerçekleştiren eylemcilerin her cumartesi il meydanında gerçekleştirdikleri el ele eylemleri koronavirüs nedeniyle dijital ortama taşındı. İki haftadır salgına karşı alınan önlem kapsamında eylemlerine ara veren Her Yer Kazdağları ekibi madenlere tepkilerini sosyal medyada sürdüreceklerini belirtti. Her cumartesi saat 15.00’da belirlenen yeni bir etiket üzerinden sosyal medya üzerinden paylaşımlar yapılacak. Dijital ortama taşınan eylemin ilk etiketi ise #KazdağlarıEvimiz oldu. Aktivistler, yaptıkları paylaşımlarda “Kazdağları’ndaki virüs maden şirketleri. Kazdağları’nda 155 şirkete 279 maden ruhsatı verildi!” ifadelerini kullandı. Ormansızlaşmanın salgın hastalıkların yayılması üzerindeki etkisine dikkat çekilen paylaşımlarda “Ormansızlaştırma, hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların artış nedenlerinden biri. Madenler için binlerce hektar ormanlık alan yok ediliyor!” denildi.
Şarkıcı / Yorumcu | Parça Adı | Albüm Adı | Süre |
---|---|---|---|