15 kızıl geyiğin katledilmemesi için açılan davada yürütmeyi durdurma kararı

-
Aa
+
a
a
a

Vegan Derneği Türkiye tarafından 15 kızıl geyiğin katledilmemesi için açılan davada Bolu İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı aldı.

Gezegenin Geleceği: 4 Kasım 2021
 

Gezegenin Geleceği: 4 Kasım 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, Vegan Derneği Türkiye (TVD) tarafından 15 kızıl geyiğin katledilmemesi için Tarım ve Orman Bakanlığı’na karşı 19 Ekim’de açılan davada ara karar açıklandı ve Bolu İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı aldı. Bolu İdare Mahkemesi, davalı bakanlıktan “dava konusu işlemin hukuki ve maddi” gerekçelerine dair ayrıntılı açıklamalar içeren belge ve raporların 15 gün içinde kendilerine ulaştırılması gerektiğini belirtti.  TVD, 28 Şubat 2022 tarihine kadar avı planlanan tüm bireylerin kurtulabilmesi için, bakanlık izniyle yürütülen av turizmi ve avcılık faaliyetlerinin etik, hukuk ve bilim dışı olduğunun altını çizerek bir kez daha yürütmenin iptali ve avcılığın yasaklanması için çağrı yaptı. 2021-2022 av sezonunda Bolu’yla birlikte Eskişehir, Bilecik, Ankara, Kütahya, Kastamonu, Çorum, Denizli, Afyonkarahisar ve Maraş’ta da kızıl geyiklerin yaşam hakkı en az 9 bin 300 TL’den, en fazla 37 bin 700 TL’den satışa çıkarılıyor. Sivil toplum kuruluşları ve barolar bakanlığa dava açarak avlara engel olmadığı takdirde, av acenteleri aracılığıyla 44, avcılar tarafından 23 olmak üzere toplamda 67 kızıl geyik Türkiye çapındaki av katliamlarında öldürülecek. Kızıl geyikler, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin yanı sıra iç mevzuat dahilinde bakanlığın koruma altına aldığı hayvan listesinde de yer alıyor. Ancak, yerli-yabancı avcı ve acente kotaları ile devlet misafiri ve diplomat kotası listesinde yer alarak yine bakanlığın çıkardığı Av Turizmi Uygulama Talimatı kapsamında kızıl geyiklerin avlanmasına izin veriliyor. Kırsal kalkınma, kamu yararı, popülasyon kontrolü, turizm geliri adı altında meşrulaştırılmaya çalışılan ve kamuoyundan gelen tüm tepkilere rağmen “av turizmi” adı altında sürdürülen av katliamında geçen yıl ceylan, yaban keçisi, çengel boynuzlu dağ keçisi, Anadolu yaban koyunu, kızıl geyik, karaca ve yaban domuzu dahil olmak üzere en az 798 yaban hayvanı öldürülmüştü.

Binlerce kişi, Paris Anlaşması’nın 1.5 derece hedefine ulaşmak için Glasgow’da bir araya gelirken, sendikalar da COP26’da kendilerine söz hakkı verilmesi için çağrıda bulunuyor. Sendikalar, COP26 liderlerini, işçilerin konferansın “öncesinde, sırasında ve sonrasında” iklim sorunları hakkında söyleyeceklerini duymaya çağıran bir mektup yazdı. Unite, İtfaiyeciler Sendikası, Ulusal Eğitim Sendikası, İletişim İşçileri Sendikası ve Kamu ve Ticari Hizmetler sendikası da dahil olmak üzere önde gelen 14 sendikadan yetkililer, müzakerelere işçilerin dahil edilmediğini söyledi. Sendikalar, liderler gezegeni en iyi şekilde nasıl koruyacaklarına dair kararlar alırken, işçilerin belirli konularda “merkezi söz” sahibi olma zamanının geldiğini söyledi.

ABD, Güney Afrika’nın kömürden daha hızlı bir çıkışı finanse etmesine yardımcı olmak için milyarlarca dolarlık bir ortaklıkta İngiltere, Fransa, Almanya ve Avrupa Birliği’ne katıldı ve bunun diğer ülkeler için bir model olması bekleniyor. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Glasgow’daki Birleşmiş Milletler COP26 zirvesinde, girişimin toplam değerinin 8,5 milyar dolar olduğunu ve “kömürün uluslararası finansmanını keserek” dünyanın iklim hedeflerine ulaşmasına yardımcı olacağını söyledi. Dünyanın 12. en büyük seragazı yayıcısı olan ve elektriği için büyük ölçüde kömür enerjisine dayanan Güney Afrika, fonun 2030 itibarıyla emisyonları azaltmak için daha iddialı bir taahhütte bulunmasına yardımcı olacağını söyledi. En kirletici fosil yakıt olan kömürün, bütün dünyanın Paris Anlaşması kapsamında küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırma hedefini tutturması ve iklim değişikliğinin en yıkıcı etkilerini önlemesi için, hızla kullanımdan kaldırılması çok önemli. Birçok yoksul ülke, iklim değişikliği konusunda tarihsel sorumluluğu olan daha zengin ülkelerden fon olmadan daha ileri gidemeyeceklerini söyleyerek, iklim finansmanını COP26’nın merkezine yerleştirdiler.

İstanbul‘da hava kalitesinin en düşük olduğu bölgeler Mecidiyeköy, Zincirlikuyu, Bağcılar ve Sultangazi olarak kaydedildi. Uluslararası Hava Kirliliği Önleme Birliği Başkanı Prof. Dr. Selahattin İncecik konuyla ilgili, “Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, her yıl 7 milyon insan hava kirliliği nedeniyle erken ölüm riskiyle karşı karşıya kalıyor. Bu nedenle trafiğin yoğun olduğu saatlerde dışarıda bulunmayın” yorumunda bulundu. DHA‘da yer alan habere göre, Prof. Dr. Selahattin İncecik, İstanbul’da 1990’lı yıllara kadar hava kirliğinin temel kaynağının konutlardaki ısınma, trafik ve sanayi olduğunu, ancak günümüzde bu sıralamanın değiştiğini ve trafiğin ilk sırada yer almaya başladığını kaydetti. Prof. Dr. İncecik, “Şu an İstanbul’da 4 buçuk milyon araç var. Bu araçların 3 buçuk milyonunu otomobiller oluşturuyor” ifadelerini kullandı. Uluslararası Hava Kirliliği Önleme Birliği Başkanı, bu semtlerdeki hava kirliliğinin yoğun olmasının nedenlerini şöyle anlattı: “İstanbul’un topografyası düz olmaması ve her semtteki nüfus yoğunluğunun farklılaşması İstanbul’da bazı bölgelerde trafik yoğunluğuna neden olabiliyor. Bu nedenle İstanbul’un bazı bölgelerinde ciddi bir hava kirliliği gözlenebiliyor. Mecidiyeköy, Zincirlikuyu, Bağcılar ve rüzgara açık olmayan Sultangazi havanın kirliliğinin yüksek olduğu yerler. En düşük ilçeler ise Kadıköy ve Üsküdar” dedi.